36. Bölüm - Kâbus

3.3K 368 247
                                    

Blake'i o akşam yemekte görmedim, ertesi günde ortalıkta yoktu...

Onu Kuhn'Tiras girişine giderken yakaladığımdan beri özellikle benden uzak durmaya çalıştığını düşünmekten kendimi alamıyordum.

Kahrolasıca adam!

Resmen alışkanlık yapmıştı. Gözlerim sürekli etrafta onu arıyordu.

Neredeydi bu?

Esasen Sean'dan, ya da Dominik'ten bir şeyler öğrenebilirdim, ancak kafalarında gereksiz senaryolar kurmalarına sebep olmak istemiyordum.

Onun için hissettiklerim öyle güçlüydü ki canım acıyordu. "Fazla hızlı." diye düşündüm içimden, "Fazla hızlı tutuluyorsun."

Tam beş gündür, bir saniye de olsa görüş alanıma girmemişti. Artık benden özellikle uzak durduğunu düşünmekte haklı olduğumdan fazlasıyla emindim.

O gece yatarken artık bu duruma daha fazla takılmayacağıma kendi kendime söz verdim. Adamı resmen saplantı yapmış ve takıntılı bir şekilde onu düşünüp, arar olmuştum. 

Benim derdim neydi be? Bu kadarı yeterdi...

Sonraysa içinde olduğum ruh haliyle kesinlikle huzurlu olmayacağımdan emin olduğum bir uykuya daldım.

Annem içeride birisiyle konuşuyor.

"Vazgeçmenin en zor olduğu şey o benim için. Ama ne kadar düşünürsem düşüneyim çıkar bir yol bulamıyorum. Ondan nasıl... Nasıl ayrı kalabilirim bilmiyorum."

"Tek kurtuluş yolu bu. Yoksa o kadar çok yol var ki."

Annemin sesi acı dolu. "Biliyorum."

"Bunu en başından biliyordunuz . Ama yine de onu istediniz." derken anlamlandıramadığı bir şeyler var sanki kadının.

"Bizim için asla başka bir ihtimal olmadı. Sana bir daha bu konuyu açma demiştim." diyor annem. Ama bu sefer sesi öfkeli ve ondan hiç duymaya alışık olmadığım bir şekilde tehlike dolu. İstemsizce ürperiyorum...

Bu kez karşısında ki, "Anlıyorum." derken sesinde hem tedirginliği, hem de saygıyı hissediyorum.

Annemin bu ruh hali üzüyor beni. Onu hep mutlu ve güler yüzlü görmeye o kadar alışığım ki...

Onu keyiflendirmem lazım diye düşünüyorum...

O sırada içeri kaçamak bir bakış atıyorum. Ancak, en azından annem tarafından göründüğümün farkına vararak kıkırdayıp, bu kez hızla biraz ileride ki bir sütunun arkasına saklanıyorum.

Annem de benimle birlikte kıkırdamaya başlıyor.

Ancak yanında ki kadının homurdandığını duyuyorum.

"Gel buraya tatlım tanışmanı istediğim biri var." diyor annem.

Saklandığım yerden çıkıp onlara doğru gidiyorum.

Yanında ki kadının sırtı bana dönük, annemin yanına gidene kadar onu görmüyorum.

Sonra annemin kollarına giriyorum ve bu kez dönüp kadına bakıyorum.

Saya tam karşımda dikkatle bana bakıyor.

Onu daha önce camdan gördüğümü hatırlıyorum.

Ne koymuştuk adını?

Hatırlıyorum; Akbaba...

"Tatlım bu Saya." diyor annem.

ALEX +18 (Avesta Serisi 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin