28. Bölüm - Yardım

3K 367 205
                                    

Gözlerim bir şekilde onu nerede bulacağını bile biliyordu. Hemen ileride, en köşede arkadaşlarıyla oturmuş bir şeyler içiyorlardı. Ve elbette yine masaları kadınlarla doluydu. Ben içeri girer girmez bakışlarımız kesişti, ancak bu kez bana bakan gözlerinde öfke değil, merak vardı.

İşte bu kafa karıştırıcıydı...

Aleksev'in oturduğu masaya yöneldiğim sırada, yanına oturan kadınlardan birisi kalkıp, Blake'in kucağına oturmaya ve kollarını boynuna dolamaya çalışınca, bu işte ustalaşmış olduğunu belli eden hızlı bir manevrayla kadının ahtapot kollarından kurtuldu ve tekrar yanına oturmasını sağladı.

İçten içe sırıtmadan edemedim. Muhtemelen kadın az önce geçiştirildiğini fark etmemişti bile.

Sonra birden yanındaki kadınlardan tuhaf bir şekilde nefret etmeye başladığımı fark ettim.

Bu anlamsızca canımı yakmış gibi hissediyordum.

Benim derdim neydi yahu?

Adamı tanımıyordum bile...

İstemsizce yüzümü ekşitip Aleksev'in tam karşısına oturdum.

"Halledebildin mi?" diye sordu.

"Biraz zor oldu ama evet." Duraksadım ve kafamı hafifçe yana eğip, "Yani sanırım evet." diye ekledim.

"Sanırım da ne demek? Adamlara hayatlarının fırsatını veriyorsun Alex."

"Benden istediği bir şey var."

"Onunla evlenmeni falan istediğini ve senin de bunu kabul ettiğini söyleyeceksen hiçbir yere gitmiyoruz Alex. Ve bu konuda çok ciddiyim."

Homurdandım. "Kız kardeşini kurtarmayı denememi istiyor."

"Nereden?"

"Kalenin zindanında olduğunu düşünüyor."

"Shadowmon kalesinden bahsetmiyorsundur umarım."

Derin bir iç geçirerek, sıkıntı bir şekilde avuçlarımla yüzümü ovuşturdum. Herkese laf anlatmaya çalışıp ikna etmekle uğraşmaktansa, direk harekete geçsem benim için daha az yorucu olurdu. Üstelik dil döktüğüm süreyi uygulama için kullansaydım, çoktan kafamda ki her planı gerçekleştirmiş, hatta bitirmiştim bile.

"Bir yolu olabilir Aleksev." derken bakışlarımı yine gözlerine diktim.

"Hiçbir yolu yok Alex." dedi tıslar gibi. 

"Zaten yapacağın şeyle hayatını tehlikeye atıyorsun. O kaleye girersen bir daha canlı çıkamazsın."

Tek kaşımı meydan okur gibi bir ifadeyle kaldırdım. "Daha önce o kaleden canlı çıktım."

Keyifli olmayan bir kahkaha attı. "Sen ona canlı çıkmak mı diyorsun? Kırbaç yaraların o kadar kötüydü ki, artık sırtını hissetmiyorsun. Kollarında ki Amir ve Alvaro yazan kesikleri o tozluklarla saklıyorsun. Göğsünde ve boynunda kendini öldürmeye çalışırken yaptığın yara izlerin var ve onları da saklıyorsun. Djewa cezası alırken orada seni izleyenler arasında bende vardım Alex. Adamları neredeyse seni parmaklarıyla becerirken izleyecektim. Seçim hakkını elinden alıp; hem çocuğunu kaybetmene sebep olmaları, hem de bir daha çocuk sahibi olamamanı sağlamalarından bahsetmiyorum bile."

Öfkeden gözlerim yaşarmıştı. Etrafa kısacık bir bakış atıp, Aleksev'in konuşmalarına kulak misafiri olan var mı diye emin olmak istedim ve bir şekilde yine Blake'e kaydı gözlerim.

Neden umurumdaydı bilmiyorum, hem zaten o kadar mesafen bizi duymuş olmasının imkânı yoktu.

Zaten etrafında ki kadınların ilgisiyle ve yakın olma çabalarından kaçınmakla fazlasıyla meşgul gibi görünüyordu.

ALEX +18 (Avesta Serisi 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin