7. Bölüm - Umut

3.1K 337 87
                                    

"Alex"

"Alex, hadi uyan."

Yatakta hızla doğrulurken nefes nefesiydim. Ancak karşımda Helen'i görünce yüzümü buruşturmam çokta uzun sürmemişti.

Buna rağmen Helen'in yüzünde farkındalığını belli eden bir ifade belirdi. "Ahhh, o bahsettiğin rüyalardan birini görüyordun. Öyle değil mi?"

Bir cevap vermemeyi seçmiştim.

"Yüz ifadene bakılacak olursa, rüyanda işkencecilerini, ya da anneni görmüyordun?" dedi soru sorar gibi.

Derin bir nefes verirken avuçlarımla yüzümü ovuşturdum ve kafamı sallayarak onu onayladım.

Eskiden olsa utançtan kızarırdım. 

Sanırım artık yüzümün kızarmıyor oluşu iyi bir şeydi...

Kaşları bir süre sanki bir şey düşünüyormuş gibi çatılırken, bense kalkıp çoktan deri zırhımı üstüme geçirmeye başlamıştım.

"Biliyor musun?" diye konuşmaya başlamasıyla ise, komik olduğu kadar saçma da bulduğum fikirlerinden birini daha söylemek üzere olduğundan neredeyse emindim.

"Hiç başkasıyla denedin mi?"

Aklımda Duncan'la yaşadığımız andan sahneler belirirken omuzlarımı silkip, "Pek sayılmaz." diye cevap verdim.

Gözlerini gözlerime dikip, "Belki de denemelisin." diye fikrini belirtti ve "Sadece onunla yattıysan, Vici'nin söylediği gibi ihtiyacın olanı başkasının veremeyeceğini nereden biliyorsun ki?" diye devam etti.

Gülerek, "Vici değil Victoria." dememe umursamazca omuzlarını silkerek karşılık verdi ve gülümsemem daha da genişledi.

Helen'in en sevdiğim yanlarından bir tanesi imkânsız diye düşündüğüm anlarda bile bir şekilde beni gülümsetmeyi başarabilmesiydi.

"Bana gidip bacaklarımı önüme geleni açmamı mı tavsiye ediyorsun?" diye sordum dalga geçer gibi.

Ayağa kalkıp, elini omuzuma koyarak beni çadırımın çıkışına yönlendirirken, "Hayır, sana tıpkı benim gibi düzgün bir adam bulmanı ve bacaklarını açtıktan sonra onu oraya kıstırıp birkaç gün orada kalması için zorlamanı tavsiye ediyorum." dedi.

Yüzünde ki ciddi ifadenin bir şaka olduğunu düşüp kahkaha attım ama ciddiyetini bozmayıp üstüne bir de tek kaşını kaldırınca gerçekten de şaka yapmadığını anladım.

Yemek yenilen alana gidene kadar söylediklerini düşündüm.

Haklı olabilirdi, ancak kaçırdığı tek bir nokta vardı. Yaklaşık seksen dokuz bin erkekle birlikte yaşıyordum. 

Hepsi de düzgün fizikli, kaslı ve pek çoğu göze de hitap eden adamlar olmasına rağmen hiç birisi ilgimi çekmiyor, kalp atışlarımı hızlandırmıyor ve nefesimi kesmiyordu.

Ben asla günün birinde Helen'in kocasına baktığı gibi birine aşkla bakamayacaktım. Bunu için fazlasıyla acı dolu bir deneyime ve asla onarılamayacak bir ruha sahiptim.

Belki de her kadın o kadar şanslı olamıyordu.

Ayrıca vücudumda ki zehir, henüz beni kim olduğuna aldırmadan birini yatağıma alabileceğim kadar çaresiz bir durumda bırakmamıştı.

Neyse ki...

Askerlerin yemek için toplandığı yer geniş bir düzlüktü. Günde iki kez buraya gelir; uzun masanın başından tabağımızı alıp sırada ilerleyerek kazanlardaki yemeklerden konulmasını beklerdik.

ALEX +18 (Avesta Serisi 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin