Tanıtım

17.2K 640 144
                                    


 Zifiri karanlıkta koşuyordu. 

 Çıplak ayakları çamura bulanmış halde, yerdeki şekilli taşların bıraktığı yaraları umursamadan koşuyordu. Sık ağaçların kapladığı ormanda, üzerinde yeterince kan yokmuş gibi ağaç dalları küçük bedeninde yeni yaralar açıyordu. Soğuk, tenini bıçak gibi keserken tüm hisleri alınmışçasına koşmaya devam ediyordu.

 Ağaçlar seyrelirken ay ışığı da kendini göstermeye başlamıştı; ağaç dallarının arasından süzülüp etraftaki sisi iyice gözler önüne seriyordu. Uğuldayan kulakları, çevreye karşı duyarsızlaşmaya başlamıştı ki tüm ormanda yankılanan şiddetli uluma sesleri sislerin arasından süzülerek kendine ulaştı. Sesler kulaklarını doldururken olduğu yerde kalakaldı küçük omega. 

 Vücudu, duyularıyla ilk defa tanışıyor gibiydi o an; ilk defa fark ediyordu vücudundaki sayısız yaraların sebep olduğu acıları. Rüzgar, sanki yaralarını iyice derinleştirmek ister gibi geçiyordu vücudundaki kesiklerin arasından.

 Ay ışığı ile aydınlanan ormanı ilk defa görmeye başlıyor gibiydi. Karanlığa alışamayan gözlerini ani gelen ışıkla kısıp birkaç defa kırptı ve etrafını bir kafes gibi çevreleyen siste gezdirdi. Kulaklarını dolduran uluma sesleriyle ise tüm vücudu titredi. 

 Vücuduna giren nefes, nereye ait olduğunu bilmiyormuşçasına düzensizce dolanıyordu küçük çocuğun bedeninde. Boğazı kurumuştu; hırıltılı sesler bırakıyordu soğuk havaya. Kalbi delicesine atarken, şimdi ne yapacağını düşünmeye çalıştı.

Hiçbir seçeneği kalmamış gibiydi.

Düşünemiyordu.

Korkuyordu.

Ulumalar kesilmişti. Ama umut, içinde yer edinemiyordu. Biliyordu çünkü, kurtulamayacaktı. 

Duyduğu ayak sesleriyle olduğu yerde sıçrayıp gözlerini iyice açtı. Karanlıkta bile parıldayan yeşilleri yaşlarla ıslanmış, beyazları damarlarla kızarmıştı. İçindeki korku galibiyetini kutlamak ister gibi kendini iyice ortaya atmış, başka bir duygunun var olmasına izin vermez hale gelmişti.

 Ayak sesleri yaklaşıyordu; çevresini sararken acele etmek istemedikleri belliydi. Kısa bir süre sonra sessizlik yeniden kendini gösterince önünün bomboş olduğunu fark etti omega. Ancak düşünebilen tek tarafını da korkuya teslim etmişti. 'Kaçmayı mı düşünüyorsun?', 'Kaç adım uzağındalar biliyor musun?', 'Hareket edecek gücün var mı sanki...'

 Zihnindeki sesleri bölen, tüm ormanda yankılanan kahkahalar oldu. Seslerden önce kulaklarının arkasında, yanaklarında hissettiği sıcak nefesler dikkatini çekti.

 Aralarında bir adım dahi yoktu. 

 Sanki görmediği zaman hissetmeyecekmiş gibi gözlerini sımsıkı yumdu ve uzun süredir sakladığı hıçkırığını serbest bıraktı. 

 On ikinci yaş gününde annesini ziyaret edecekti. Beceriksizce ancak büyük bir özenle yaptığı vanilya kokulu kurabiyelerini alıp soğuk ama kendisi için sıcacık olan mezar taşının başında oturacak ve öğretmeninin kendisi için söylediği övgü dolu cümleleri aktaracaktı. 

 Şimdi ise olayların neden buraya geldiğini düşünmeye başlamıştı.

...

Selam!

 Hikaye hiyerarşik düzenin hakim olduğu omegaverse evreninde geçmektedir. Farklı yerlerde değişik şekillerde görmüş olabileceğiniz bu evreni bu kurguda en basit şekliyle işleyeceğim. Düzenden kısaca bahsetmek gerekirse günümüz yaşam şartları geçerlidir. İnsanlar yerine varlığını sürdüren kurtlar sürüler halinde yaşamaktadır. 

 Türler ise alfa, beta ve omegalardır. Alfalar lider konumunda ve hiyerarşinin en üst basamağında yer almaktadır. Ancak bu kurguda bir sürü içerisinde birden fazla alfa yer alabilmektedir. Kurdu en güçlü olan sürünün lideri olup diğer alfalar bunun farkındadır ve liderlerine tüm sadakatlarıyla bağlıdır. 

 Betalar topluluk içerisindeki en kalabalık kesimdir. Alfa ve omegalar gibi feromon salgılamazlar. Omegalar kadar zarif, alfalar kadar güçlü değillerdir. 

 Omegalar topluluğun en az kesimini oluşturmaktadır. Cinsiyet fark etmeksizin hepsi göz alıcı, zarif ve doğurganlık özelliğine sahip bireylerdir. Erkek omegaların varlığı oldukça nadirdir. 

 Alfaların cinsel birliktelik sırasında omegaların boynunu ısırarak mühürleme özelliği vardır. Mühürlenen omegalar ömürlerinin sonuna kadar alfalarına bağlı kalmaktadırlar. Sürü liderinin omegası olarak mühürlenen omega, Luna ünvanıyla ikinci lider konumuna gelmektedir. 

 Ve son olarak kızışma teriminden biraz bahsedeyim. Omegaların her ay karşılaştığı bu durumda cinsel istek ve hamile kalma istekleri bilinçsizce artarak çevrelerine kendilerine özgü feromon yayarlar. Bu feromonlar betalar tarafından hissedilmez ancak alfaları etkileyerek kendine çeker. Omega feromonları alfaların bilinçlerini kaybedip saldırganlaşmalarına sebep olurken, alfaların feromonları omegaları güçsüzleştirmektedir. Omegalar korunma amaçlı ilaçlar kullanmakta ve zorla mühürlenmeye karşı boyunlarına koruyucu tasmalar takmaktadırlar. 

 Feromonlardan bağımsız olarak alfa ve omegaların birbirlerine karşı çekim hissettikleri, kendilerini ait hissettikleri 'Ruh Eşi' terimi vardır. Her alfa ve omeganın ruh eşi vardır ancak genellikle kavuşamamaktadırlar. 

İyi okumalar,

Sevgiyle kalın. 

METANOIA - BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin