Keyifli okumalar...
...
İki gün geçmişti.
İki gündür düşüncelerini toplamakta zorlanıyordu Rüzgar. Öylece reddedilmesine anlam veremiyordu.
Tamam, hemen mutlu ve yeni bir hayata yelken açacaklarını düşünmemişti zaten. Tek istediği ruh eşiyle tanışabilmekti. Kaldı ki o kişinin Atlas olduğunu öğrenince tüm hayalleri de birer birer yıkılmıştı. Ama öylece de bırakılmasına anlam veremiyordu.
Bir görüşte tanıyacağın, en çok onun yanında güvende hissedeceğin biri olmalıydı ruh eşin. Doğal içgüdüsüyle her zaman seni korumaya hazır ve kendini değerli hissetmeni sağlayacak biri olmalıydı.
Yağmur bu şekilde anlatmıştı en azından.
Şu an ise hiçbirini hissedemiyordu.
Belki de bir yanlış anlaşılma olmuştu. İkisi de günün yorgunluğuyla feromonlarına sahip çıkamamış ve yine sadece feromonlardan etkilenmişlerdi. Rüzgar, her ne kadar böyle düşünmek istese de biliyordu ki o çekim farklıydı. Resmen kendi elleriyle, tasmasını çıkarmış ve kendini bir alfaya bırakmıştı.
Her şeye rağmen o Atlas'tı. Onun, nasıl bi sürüden olduğunu biliyordu Rüzgar. Kendini daha önce rahatsız etmemiş olsa da, o sürüye aitti. Elbet bir gün o da önünü kesip arkadaşları gibi kendini taciz eder, sessiz kaldığı ne zorbalığı varsa yapardı ruh eşine.
Her şeye rağmen konuşmuş olmak istiyordu Rüzgar. En azından durumu beraber değerlendirmek ve olmayacağına da beraber karar vermelerini istiyordu. İlişkinin yürümeyeceğini biliyordu, onunla bir ilişkide olmak istemiyordu zaten. Her ne kadar ikisi bir şekilde anlaşmış da olsa, onun sürüsüyle karşılaşmak istemiyordu.
Sessiz kütüphanede oturmuş kendi düşünceleriyle boğuşan omegayı kendine getiren, sesli bir şekilde önündeki masaya bırakılan kitaplar oldu. Rüzgar irkilip hemen oturduğu yerden doğruldu. O, henüz ne olduğunu anlamazken yanında hissettiği beden konuşmaya başladı.
''Benim vaktim yok. Tüm gün dersim var, sen incele bunları,'' diye emreder şekilde konuştu vanilya kokan genç.
Rüzgar, sesini duymadan önce, aldığı kokuyla gelen kişinin kim olduğunu anladı. Tereddütle, bakışlarını kitaplardan çekip masanın diğer ucunda dikilen gencin yüzüne çıkardı. Atlas yüzüne bakmıyor, duygusuz bir sesle konuşuyordu sadece. Üzerindeki mavi boğazlı kazağa, rengini yansıttığı gözlerine bakar gibi bakıp hemen yumuşayacakmış gibi hisseden, içindeki omega kurdunu hissetti Rüzgar, kısa bir süre. Sonra kendine gelip böyle hissettiği için kendine sinirlendi.
''İki gündür araştırıyorum. Evdeki tüm kitapları inceledim. Bulamayınca ailemin evindekilere de baktım ama yine işe yarar bir şeyler yoktu. İnternet zaten bilgi kirliliğiyle dolu,'' diye aynı ses tonuyla yine yüzüne bakmadan konuşmaya devam etti Atlas.
Rüzgar, neyden bahsettiğini anlamadığını belirtmek ister gibi kaşlarını çattı ama alfanın, yüzüne bakmadığı için bunu göremeyeceğini hatırlayıp ''Ne araştırması?'' diye sordu.
Bu sefer kaşlarını çatan Atlas oldu. Bir eliyle düşmemesi için omzundaki çantayı sıkıca kavrarken diğer eliyle uzanıp masaya bıraktığı kitapları dağıtmaya başladı. Rüzgar ise hala kitaplara bakmıyor, bakışlarını ifadesiz mavilerde tutuyordu.
''Ne demek ne araştırması? Sorduğuna göre sen boş boş oturmuşsun. Şu, geçen gece olan şey işte... Bir yanlışlık olduğu belli. Nasıl bozabiliriz onu araştırıyorum, mutlaka vardır bir yolu.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METANOIA - BL
FantasyBiri mavi diğeri kırmızı, iki göz birbirine kilitlenmişti. Yıllardır bekledikleri tek şeyi bulmuşlardı. Ruh eşlerini. Ama neden birbirlerini öldürmek ister gibi bakıyorlardı? 18 yaş ve üzeri bireyler için uygundur. Şiddet ve olumsuz örnek oluşturab...