İyi okumalar!
Don't say, don't you say it
One breath, it'll just break it
So shut your mouth and run me like a river...
...
Sıcak su köpükler eşliğinde çıplak bedenlerinden aşağı süzülürken ıslak öpüşme sesleri banyoda yankılanıyordu. Zemin artık kan ve toz lekelerinden arınmaya başladığında ayaklarının altı iyice kaygan hale gelmişti. Uzun süredir suyun altında birbirlerini okşuyor, öpüyorlardı. Vakit buldukça saçlarını ve bedenlerini de yıkayıp duş almayı ihmal etmemişlerdi.
Atlas bir eliyle omegasının sırtını masaj yapar gibi okşarken diğerini kalçalarına indirip bir anda sertçe sıktığında ''Hii'' diye bir nida yükselmişti Rüzgar'ın ağzından. Hissettiği uyarılmayla kaygan zeminde düşecek gibi olunca alfası hemen kalçasındaki eliyle destekleyip engel olmuştu.
Atlas kıkırdayıp göz ucuyla yanlarında dolmak üzere olan küvete bakıp memnunca gülümsedi bu sefer. Uzanıp suyu kapattıktan sonra omegasının sırtındaki elini masaj yapmaya devam ederek bacağına indirdi. ''Belime dola,'' diye kulağına sessizce mırıldandı.
Rüzgar göğsüne gömdüğü başını kaldırmadan kollarını sıkıca alfasının boynuna dolayıp dediği gibi bacaklarını dikkatle kaldırıp beline doladı. Daha önce kaç defa çırılçıplak birbirlerine dolandıklarının hiçbir önemi yoktu. Her seferinde ilk seferiymiş gibi utanıyordu.
''Üşüdüm'' diye saklandığı yerden boğukça mırıldanınca erkeksi bir kahkaha daha kazandı alfasından.
Beraber duşakabinden çıkıp küvete doğru giderken düşmemek için sıkıca sarılıyordu alfasına. Vanilya kokusu burnuna dolarken yapışık olduğu göğsüne hafif hafif öpücükler kondurmayı da ihmal etmiyordu.
''Isınırsın şimdi'' diye karşılık verirken dikkatlice küvete yerleştiler. Sıcak su tenlerine değip iyice gevşemelerini sağlarken kucağındaki bedenle beraber uzandı Atlas. ''Rüzgar'' diye kısıkça mırıldanıp şakaklarına öpücükler kondurmaya başladı.
Rüzgar derin bir nefes alıp göğsünden doğrularak, kendini suya bırakacakmış gibi atan kalbiyle toparlanmaya başladı. Boynundaki ellerini indirip alfasının göğüslerine bastırarak kucağında yükseldi. ''Imm'' Kalçalarının hemen arasındaki sertliğin zorladığı deliğiyle kısıkça inlemişti. Alfasına yukarıdan bakarken koyulaşan mavilerin yine kendine büyülenmiş gibi bakmasıyla sertçe yutkundu.
Atlas bir elini kaldırıp işaret parmağının tersiyle omegasının köprücük kemiğini okşamaya başladı. Rüzgar'ın titrek nefesleri eşliğinde, gözlerini kısılmış yeşillerden ayırmayarak parmağını aşağı doğru düz bir hat üzerinde indirmeye başladı. Omegasını deli eden bir yavaşlıkta göğüslerinin arasından geçip karnının üzerinden sertleşen aletine doğru ilerledi.
Rüzgar kesik kesik nefesler alıp verirken ellerini iyice kaslı bedene bastırdı. Aleti üzerindeki parmaklar yavaş yavaş okşarken inlememek için kendini zor tutuyordu. Deliği yine ıslanmaya başlamış, sıcak suyun etkisiyle iyice gerilmişti. Hemen altındaki büyük alet iyice sertleşmiş, sadece zonklayarak inanılmaz bir zevk veriyordu kendine.
''Rüzgar'' diye tekrar tahrik olmuş sesiyle seslendi Atlas. Zevkten dolmaya başlayan yeşiller iyice kısılmıştı. Kendine dönünce çapkınca gülümseyip ''Aklımı kaybetmek üzereyim'' diye devam etti Atlas. Omegası üzerindeyken kendine ihtiyaçla bakıyordu. Kendi banyosunda olmasına rağmen ise duyduğu tek koku Rüzgar'ın tutamadığı feromonlarıydı; çikolata.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METANOIA - BL
FantasiaBiri mavi diğeri kırmızı, iki göz birbirine kilitlenmişti. Yıllardır bekledikleri tek şeyi bulmuşlardı. Ruh eşlerini. Ama neden birbirlerini öldürmek ister gibi bakıyorlardı? 18 yaş ve üzeri bireyler için uygundur. Şiddet ve olumsuz örnek oluşturab...