İyi okumalar!
...
İki kırmızı göz hırsla birbirlerine kilitlenmişti.
Atlas, yakasından kavradığı alfayı ağırlığı yokmuşçasına havaya kaldırmıştı. Diğer koluyla ise sıkıca kendine sığınan omegasını sarıyordu. Tüm yol boyunca iki betayla karşılaşmışlardı ve ne olursa olsun Rüzgar'ı kendinden ayırmıyordu. Sanki bir saniye bıraksa zarar görecek gibi hissediyordu. Rüzgar bu şekilde onu yavaşlattığını düşünse de Atlas hiç etkilenmiyor gibi önüne kim çıktıysa kurtulmuştu. Şimdi yakasından tuttuğu alfayı açık olan camdan attığı gibi...
''Bir şeyin var mı?'' diye endişeyle sordu alfa hemen.
Titreyen sesi Rüzgar'ı endişelendirdi. Bu şekilde olmaz diye düşündü. Ardından hiç bekletmeden ''Yok, bir şeyim yok'' diye cevap verdi.
Atlas rahat bir nefes alıp hemen kavradığı ince kolu hafifçe okşayıp omegasını yürümek için yönlendirdi. Tüm katı dolaşmışlar ancak merdivenlere ulaşamamışlardı. Neden böyle bir saldırı gerçekleştiğini bile anlamıyordu. Camdan gördüğü kadarıyla dışarısı oldukça sakindi. Hiç kimse ise yardımcı olmak adına bir şeyler yapmıyordu.
''Atlas'' diye seslendi Rüzgar. Korkuyordu ama alfasının paniklemiş hali sadece önlerine gelene saldırmasına sebep oluyordu. Dakikalardır hiçbir ilerleme gösterememişler, aynı katta dolanıyorlardı. Bir şekilde ona ulaşması, düşüncelerini paylaşması gerekiyordu.
''Rüzgar, bir şey mi oldu? İyi misin?'' diye art arda sormaya başladı Atlas adımlarını yavaşlatıp.
''Dur, durmamız lazım.''
''Olmaz güzelim şimdi duramayız, buradan hemen ayrılmamız lazım'' dedi Atlas tekrar adımlarını hızlandırarak. Ancak Rüzgar onun aksine daha yavaş yürüyünce şaşkınlıkla ona ayak uydurmak zorunda kaldı. ''Rüzgar gerçekten duramayız, niyetlerini-''
''Biliyorum Atlas ama böyle olmaz, aynı yerlerde dolanıyoruz farkında mısın?''
''Bak,'' dedi Atlas omegasını hafifçe kendinden ayırıp kolundaki elini sırtına kaydırdı. Bu şekilde göz göze gelmişlerdi. ''Bu tip sürülerle daha önce karşılaşmadığını tahmin ediyorum. Alışık değilsin ama-''
''Karşılaştım'' diye hemen lafını kesti Rüzgar. On iki yaşındaydım diye düşündü daha sonra. Biliyordu, etrafta katliam yaşanırken koridorun ortasında konuşmaları mantıklı değildi. Hızlı olmalıydı. ''Ama böyle koşuşturarak olmaz. Ka-kapalı bir yer bulalım önce. Mutfak?''
Atlas anlamadığını belirtmek ister gibi başını iki yana ağır ağır sallarken Rüzgar etraftan gelen seslerle fazla vakitleri olmadığını tekrar anladı. ''Lütfen?'' diye ekledi hızla.
Bulundukları koridorun başına tekrar yaralı bir beden fırlatılınca Rüzgar irkilip gözlerini yumdu. Olduğu yerde sıçrarken tekrar alfasına iyice sokuldu.
''Gel'' diyerek tekrar sıkıca tuttu kolunun altındaki genci Atlas. Bedenin atıldığı yönün tersine doğru koştular. Sık geldiği bir restoran olduğu için mutfağın yerini biliyordu Atlas. Açık olan kapıdan hızla girip önce gözleriyle etrafı taradı. Darmadağın olmuş, çeşitli uzuvları kopartılan ve cansız olarak yerde uzanan bir garsondan başkası olmadığını anlayınca hemen kapıyı kapattı.
Kapanan kapının ardından gürültüyle vurulma sesi gelince seslice bir küfür savurdu tekrar alfa. Rüzgar kolunun altından kurtulup yanlarında duran bir dolabı çekmeye başladı. ''Yardım et, önünü kapatalım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METANOIA - BL
FantasiaBiri mavi diğeri kırmızı, iki göz birbirine kilitlenmişti. Yıllardır bekledikleri tek şeyi bulmuşlardı. Ruh eşlerini. Ama neden birbirlerini öldürmek ister gibi bakıyorlardı? 18 yaş ve üzeri bireyler için uygundur. Şiddet ve olumsuz örnek oluşturab...