İyi seyirler!
...
Yeni aydınlanmaya başlayan salon, yine en sevdiği çifti ağırlıyordu. Kendine has kokusu, çikolata kokusuyla birleşip asıl halini almış gibi mutluydu.
İki genç, geceyi kütüphanede sabahlayarak geçirdikten sonra daha yakın olduğu için Atlas'ın evine gelmişlerdi. Açlıkları yorgunluklarından ağır basınca ise hemen bir sandviç hazırlayıp salona geçmişlerdi ancak Rüzgar birkaç ısırıktan sonra dayanamayıp uyuyakalmıştı.
Atlas'ın kucağında.
Atlas kucağındaki bedeni uyandırmamaya özen göstererek bir eliyle hafif hafif sırtını okşuyor, diğer elini ise ara ara öpücükler kondurduğu saçlarında gezdiriyordu.
İçinde bulunduğu anı bırakıp uyumak istemiyordu. Zaten birkaç saat sonra hazırlanıp tekrar okula gideceklerdi.
''Kardeşim bir grup beta bulmuşum var ya off!''
Atlas kapıdan duyduğu yüksek, enerjik sesle hemen başını çevirip öfkeli bakışlarını salonun girişine yönlendirdi. Bir yandan da uyanmaması için Rüzgar'ın sırtını daha sık okşamaya başlamıştı.
''Ama prezervatif kalmadı seninkiler de baya büyü-Ananı sikiyim!''
Atakan bağıra bağıra salona girince gördüğü manzarayla şaşkınlıktan resmen olduğu yerde sıçrayıp daha sonra kollarını rastgele havada sallayarak neler olduğunu sormaya çalışmıştı. Üzerindeki öfkeli gözlerle henüz buluşma fırsatı olmamış, sadece masum masum uyuyan Rüzgar'a odaklanmıştı.
''Ne oluyor oğlum! Rüya için fazla giyinik-''
''Atakan!'' Atlas kısık tutmaya çalıştığı sesiyle öfkeyle uyardı hemen. Gözlerini de büyütüp sessiz olması için uyardı.
''Ben dedim, gözümle görmezsem inanmam diye ama hayallerimin böyle yıkıl-''
''Atakan!'' Atlas tekrar uyarırken Rüzgar'ın huzursuzca kıpırdanmasıyla hemen bir eliyle kalçasından hafifçe destekleyip beraber koltuktan kalktılar.
''Atakan ya Atakan! Ah be Atakan fırsatın var-''
''Atakan kes sesini! Balkona geç geliyorum.''
Atlas hemen karşısındaki odasına ilerlerken Atakan sesini kesmiş ancak bu sefer de yerinde zıplayıp eğilip yıkıldığını gösteren hareketler sergilemeye başlamıştı.
''Ne balkonu lan. Hava kaç derece haberin var mı? Şuraya gelene kadar götüm dondu. Otura-''
Atlas omuzundaki başın kendini iyice olduğu yere bastırmasıyla bir eliyle kapıyı açıp kalan sabrının son kırıntılarıyla, nefes almadan konuşan gence döndü. ''Atakan, balkona!''
Omuzları düşen genç tehlikeyi fark etmesiyle hemen montuna sarılıp koşar adımlarla balkona ilerledi.
Atlas kucağındaki bedeni yatağına dikkatlice yatırıp üzerini örtmek için yorganına uzandı ancak Rüzgar mırıldanıp hafifçe gözlerini aralamıştı. ''Birisi mi geldi?'' diye kısık çıkan sesiyle sordu hemen.
Atlas üzerini örtüp uykulu halinin tatlılığına dayanamayarak hemen yanağına bir öpücük kondurdu. ''Hemen yollayıp geliyorum, uyu sen.''
Rüzgar yeniden kapattığı gözleriyle başını sallayarak onayladı. Hemen yattığı yerde kıpırdanıp rahat bir pozisyon alarak uykusuna döndü.
Yatağında kıvranıyor olmasıyla yine kendinden geçen Atlas, balkondaki genci bırakıp yanına uzanmak istese de içindeki sinirle hemen ayaklanıp sessizce odasından çıktı. Koşar adımlarla balkona ulaştığında kapıyı açıp dışarı çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METANOIA - BL
FantasyBiri mavi diğeri kırmızı, iki göz birbirine kilitlenmişti. Yıllardır bekledikleri tek şeyi bulmuşlardı. Ruh eşlerini. Ama neden birbirlerini öldürmek ister gibi bakıyorlardı? 18 yaş ve üzeri bireyler için uygundur. Şiddet ve olumsuz örnek oluşturab...