İyi Okumalar!
...
Elinde iki sıcak kahveyle kütüphanenin kapısından dikkatle ama hızlı bir şekilde girdi Atlas. Mavi gözleri aceleyle tüm salonu taramaya başlamıştı bile. Cam kenarındaki masalardan birinde gözleri durunca bedenini de durdurdu. Rahat bir nefes verip hemen yüzünde oluşmak isteyen gülümsemeye izin verdi.
Masayı görebileceği ancak çok dikkat çekmeyeceği başka bir masa bulup oturdu hemen. Elindeki kahveleri masaya bırakıp çantasını da boş sandalyelerden birinin üzerine bıraktı. Atlas, sabahtan beri gizlice Rüzgar'ın peşinde dolanıyordu. Ders saatlerinde bile omegasının ders saatlerini takip ediyordu. Dersi bittiğinde ise hiç beklemeden mimarlık binasına koşuyordu.
Rüzgar'ın yalnız gezmediğini görünce ise rahatlıyordu. Normalde bile ona sürekli sataşanlar olduğunu biliyordu. Şimdi bir de yaralı haliyle daha çok zarar görebileceği ihtimali içini acıtıyordu. En azından yanında birileri var diye düşünüyordu daha sonra. Ancak yine de bakışlarını üzerinden çekmek istemiyordu; o birileri, yanında olmasa bile kendisi, birilerinden olmak zorundaydı.
Rüzgar cam kenarındaki masada Mete'yle karşılıklı oturmuş ders çalışıyordu. Önündeki büyük kağıtlara özenle bir şeyler çiziyordu. Mete de ders notlarına kafa atmak ister gibi bakıyor, arada sinirle bir şeyler mırıldanıyordu ama çok da umrunda değildi Atlas'ın. Gözleri sadece kumral gencin üzerindeydi.
Güvende olduğundan emin olunca çantasından bir laptop çıkarıp masaya koydu. Kendi dersleriyle ilgilenebilirdi şimdi. Burnuna dolan kahve kokularıyla ise bakışlarını bardaklara çevirdi. Karşısına şimdi çıkamayacağını elbette biliyordu fakat Rüzgar için de almak, tuhaf şekilde iyi hissettiriyordu. Americano sevdiğini biliyordu mesela ve kendine alırken hemen onun için de sipariş vermişti. Sessizce haline güldü hemen alfa; Rüzgar'ın, daha tatlı şeyler seveceğini düşünmüştü hep, kendisi gibi.
Birkaç saat sonra telefonundan gelen bildirim sesiyle gözlerini ekrandan çekip telefonuna kaydırdı. Gruptan geldiğini görünce sıkıntılı bir nefes verip istemeyerek de olsa mesajları açtı.
Levent: Atlas
Levent: Nerdesin saat kaç oldu
Hemen gözlerini devirdi Atlas. Sürekli başlarını belaya sokmalarından ve birinin hatasının sonucunu hep beraber çekiyor olmalarından sıkılmıştı. Gözlerini biraz yukarı kaydırıp saate baktı daha sonra.
02:48
Atlas: Gelmeyeceğim bugün, eve geçeceğim. Beklemeyin beni
Levent: O ne demek lan
Levent: Kaç haftadır oyun mu oynuyoruz
Levent: Yalnız gezmeyin olum işte halledene kadar
Efe: Geleyim mi ben atakanla
Efe: Bomboş adam sjsdnsjdsk
Atakan: Çok komik amk
Atlas: Gelmesin hiç kimse
Atlas: Ben de gelmiyorum
Atlas: Hatta bir süre gelmeyeceğim
Atlas: Sorun yok, sorumluluğu kendim alıyorum
Atlas: Okulda görüşürüz
Atlas direkt telefonu bırakınca üstten birkaç boş konuşma arasından Levent'in onaylayan mesajını görüp rahatladı. Gece gece bir de onlarla uğraşmak istemiyordu. Sesli bir nefes verip dersine dönmeden önce tekrar, cam kenarına baktı. Gördüğü manzara ile kaşlarını çattı.
![](https://img.wattpad.com/cover/299442286-288-k290766.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METANOIA - BL
FantasyBiri mavi diğeri kırmızı, iki göz birbirine kilitlenmişti. Yıllardır bekledikleri tek şeyi bulmuşlardı. Ruh eşlerini. Ama neden birbirlerini öldürmek ister gibi bakıyorlardı? 18 yaş ve üzeri bireyler için uygundur. Şiddet ve olumsuz örnek oluşturab...