İyi okumalar!
...
Konser bitmiş, sahne boşalmıştı. Öğrenciler performanslarından memnun bir şekilde kulisleri boşaltıp öğretmenlerinin de aynı memnuniyeti duymuş olmalarını umuyorlardı.
Erdem ve Toprak aynı düşünceler içinde sürülerinin yanına gelmişlerdi.
''Kalabalığı etkilemek yetmiyor, dünyayı da etkilesek bir kusur bulur bizim hocalar,'' diye sitem ediyordu Erdem.
''Siktir et hocaları, ben etkilemek istediğimi etkilediysem yeter.''
Atakan, kulisten yeni çıkmış, oturdukları yerden geçerken herkesi sinirlendirmişti yine. Gizlemeye çalışsa da gergin olduğu, alnındaki pul pul olmuş terlerden belliydi.
Görmezden gelirsek gider diye düşünüp hiç kimse oralı olmadı. Hemen ardından da sahne önünde oturan sürüsü kendine seslenince gitmesi gerektiğini anladı alfa. Rüzgar'a bir öpücük atıp koşar adımlarla kendi sürüsünün yanına gitti.
''Bu sıralar pek bizimle ilgilenmiyorlar sanki,'' dedi Liva şaşkınca.
''Onlar zaten bizimle ilgilenmiyor, Rüzgar'ı görüyorlar sadece,'' diye sinirle, hemen cevap verdi Mete.
''Merak etmeyin, şu sıralar başlarına almışlar belayı. Ona da vakit bulamazlar.''
Herkes sorar gözlerle kahvesini yudumlayan Erdem'e döndü. Rüzgar tuvalette yaşadığı olayı hatırlayınca lafa ilk kendisi girmeye karar verdi.
''Sen bara gittin mi?''
Erdem sakin ifadesini hemen yok etti. Elindeki bardağa hırsla kavradı.
''Ne diye gidecekmişim! Ben sınav haftamda vakit bulamam diye tüm haftamı orada geçirdim zaten!''
Rüzgar neye şaşıracağına karar veremiyordu şimdi. Kendine eziyet etmek için böyle bir bahane uydurmuş olamazlardı. Levent çok sinirli görünüyordu ve cevap aldıktan sonra dediği gibi kendini bırakmıştı. Ama Erdem de yalan söylemezdi.
''Bir ruh hastası olmadıkları kalmıştı,'' dedi Mete. ''Durun ben bir sorayım hesabını.''
Mete ayaklanmaya başlayınca Erdem hemen durdurdu arkadaşını.
''Dur gitme bir yere.''
Göz ucuyla Rüzgar'a bakıp devam etti.
''Bara gitmedim derken, çalışmak için gitmedim. Hesap sormak için gittim tabii ki.''
''Tek başına hesap sormaya mı gittin?'' Sesinde gizlemeye çalışmadığı bir öfke vardı Cenk'in.
Erdem de suçlu suçlu başını olumlu anlamda salladı.
''Başıma bir şey gelmeyeceğinden emindim ama, merak etmeyin. Yanınızda büyük bir tepki verseydim olay iyice büyüyecekti.''
''Erdem ne saçmaladığının farkında mısın sen!'' Mete yükseldi bu sefer.
''Bağırma bana! Bir dinleyin, anlatacağım.''
Erdem önce sesini yükseltti, daha sonra yavaş yavaş alçalttı. Üzerindeki tüm gözlerde teker teker gezindi ve göz devirdi. Sıkıntıyla oflayıp konuşmaya başladı.
''Levent bana aşık.''
''Ne!'' Herkes aynı anda gösterdi şaşkınlığını.
Mete bir süre sonra kahkaha attı. ''Sen kendini beğenme sınırını aştın, farkında mısın?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METANOIA - BL
FantastikBiri mavi diğeri kırmızı, iki göz birbirine kilitlenmişti. Yıllardır bekledikleri tek şeyi bulmuşlardı. Ruh eşlerini. Ama neden birbirlerini öldürmek ister gibi bakıyorlardı? 18 yaş ve üzeri bireyler için uygundur. Şiddet ve olumsuz örnek oluşturab...