İyi okumalar!
...
Boş mekanda tek tük olan masalar üst üste koyularak duvar diplerine itilmiş, sandalyeler ise ters çevrilip bar tezgahlarının üzerine kaldırılmıştı. Sabah, erken saatlerde kapalı olan mekanın temizliği için mümkün olan tek vakitti. Boş sayılabilecek geniş mekanda ise çeşitli deterjan kokularından çok küfürler duyuluyordu.
''Amına koyayım hepsinin de, böyle işin de,'' diye tekrar bağırdı elindeki paspası suya daldırırken Atakan.
''Ne kadar müşteri dostu bir mekan,'' Efe gözlerini önündeki kitaplardan ayırmayarak konuştu.
Atakan onu duymazdan gelerek yerleri temizlemeye devam etti. Masaların altını hafifçe eğilerek sildikten sonra yine sinirle doğruldu. Elindeki her şeyi duygularına ters olarak sakince kenara bıraktı, sinirle ellerini saçlarına geçirip çekiştirdi.
''Lan masanın ayağına da boşalmazsın orospu çocuğu!''
Efe yanında kuduran arkadaşına karşılık mekanda yankılanan bir kahkaha bıraktı. Atakan duyduğu sesle iyice delirip hızlı adımlarla cam kenarındaki masaya ulaştı. Efe'nin oturduğu sandalyeye hemen bir tekme geçirdi.
''Sen de atma silgi tozlarını her yere! Ağzına sıçacağım şimdi!''
''Yeter lan! Sabahtan beri bir uyutmadınız!'' Ediz, kaldığı odadan kapıyı sertçe vurarak çıktı.
Saçları darmadağınık olmuş, asık suratıyla mekanı inceliyordu. Üzerinde sadece siyah eşofmanı vardı. Kaslı gövdesini süsleyen dövmeler, yanında çeşitli yara izlerini de barındırıyordu. Ağır ağır içeri adımlarken baygın gözlerini, birbirine girmiş ikilinin üzerine dikti. İkisi de tehlikenin farkına varmış olacak ki hemen ayrıldı.
Efe tekrar sandalyeye oturunca Atakan açıklamaya başladı.
''Şu ateşkes işleriyle uğraşırken hiç kimse mekanla ilgilenmemiş. Üç gündür tüm temizliği ben yapıyorum. Levent kısa çöpü çekmeme fırsat bile vermedi, çöpü direkt götü-''
Merdivenlerden gelen adım sesleriyle herkes durdu. Levent, ağır ağır indiği merdivenlerin son iki basamağını inmeden durdu. Hiç kimseyle ilgilenmezken gözlerini mekanda gezdirdi. Gördüğü manzara pek hoşuna gitmemiş olacak ki kaşlarını çatıp Atakan'a döndü.
''Bu mu senin temizlik anlayışın?''
Atakan kenara bıraktığı paspası eline alıp sapıyla oynamaya başladı. Bir de kendisi, etrafı süzüp bir omuz silkti.
''Deniyorum işte. Hem ben ne anlarım temizlikten! Üç sene önceki çöplerim halımın altında duruyordur. Ya birini falan tutsak ne olur ki? Hem şu süs köpeği de-''
Atakan'ın atıfta bulunduğu kişiyi hemen anlayan Levent öfkeli bakışlarını beyaz tenli çocuğa çevirdi. Ortamda hiçbir ses duyulmuyordu şimdi. Efe önündeki kitabın sayfalarıyla oynarken oturduğu yerde dikleşip hemen aklına gelen soruyu yöneltti.
''Şu omega, ölmüş mü harbiden?''
Herkes, havalanan kaşları eşliğinde Levent'e döndü. Okula uğradıkları kısa süre içerisinde herhangi bir öğrenciden duymuşlardı bu haberi. Daha sonra yalan söylediğine kanaat getirip çocuğu çeşitli yaralarla göndermişlerdi. Dışarıda fazla uzun süre kalamadıkları için hemen bara dönmüşlerdi ardından. Bu sorunun cevabını ise sadece Levent'ten duyabileceklerini biliyorlardı.
Ediz, iki hafta önce aynı bölümden olduğu bir genci öldürmüştü. Hem de hiçbir pişmanlık hissetmeden. Ders çıkışı, motorunu parçalanmış olarak görünce sinirden deliye dönmüştü. Normalde de pek akıllı olduğu söylenmezdi ama o an, genci elinde levyeyle, eserinin başında sırıtarak görünce iyice aklını kaybetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METANOIA - BL
FantasíaBiri mavi diğeri kırmızı, iki göz birbirine kilitlenmişti. Yıllardır bekledikleri tek şeyi bulmuşlardı. Ruh eşlerini. Ama neden birbirlerini öldürmek ister gibi bakıyorlardı? 18 yaş ve üzeri bireyler için uygundur. Şiddet ve olumsuz örnek oluşturab...