Uyarı:Bu hikayedeki tüm karakterler hayal üründür.+18 niteliğinde olup büyük ölçüde şiddet içerir.Başlayacak olanlar lütfen bunu dikkate alıp öyle başlasınlar.Psikolojisi sağlam olanlara ithafen...
Bu bir delinin iyileşme hikayesi değil aklı olanların delirmesinin hikayesidir...
Bölüm 9:
"Herkes duydu ama kimse dinlemedi."
"Günlerdir burada, 4 duvar arasına tıkılı kalmış durumdayım." Dedim koltukta oturmuş camdan dışarıyı izleyen Akata'ya bakarak.Sabahtı ve ben henüz yataktan bile çıkmış değildim.
"Ne yapmamı bekliyorsun ?" Diye sordu düz sesi ile.
"Dışarı çıkmalıyım." Dedim.Uzunca sustu.Sanki dediğime karşılık tek bir kelimesi dahi yokmuş gibi sustu.
"Özgürlüğümü yeterince kısıtlıyorsun, bahçeye çıkmamı engelleyemezsin."
Dedim.Kafasını bana çevirdi.Siyah gözlerine bakarken konuştu."Olmaz." Dedi ve önüne döndü.
Kafayı yemek üzereydim.Buraya getirildim getireli korkunç bir hayat yaşıyordum.Tabii buna yaşamak denirse."Peki ne kadar daha böyle sürecek söyler misin ?" Dedim artık yükselmeye başlayan sesim ile.
"Muhtemelen sen delirip intihar edinceye kadar." Dedi.Öfkelenerek yorganı üzerimden attım ve yataktan çıkıp ona doğru yürüdüm.Karşısına dikildiğimde gözleri ben burada değilmişim gibi hala manzaraya çevrili duruyordu.
"Ben sana itaat etmek zorunda değilim ! Burada kalmak zorunda değilim ! O psikopat kardeşine ve sana katlanmak zorunda hiç değilim !" Diye bağırdığımda gözleri bir anda gözlerimi buldu.
"Kapat çeneni." Dedi.Ardından bedenimi süzdü ve sonra koltuğun kolçağına koyduğu viskiyi alıp yudumladı.Parmakları bardağı yerine bırakırken gözleri çoktan camdan dışarıya çevrilmişti.İçimde öfkeden kudurmuş bir kadın, tüm zincirlerini kopardı ve cesaretini sırtına yükleyip dışarı çıktı.Elim viski dolu bardağa gitti ve ardından içindeki sıvı Akata'nın yüzüne sertçe çarptı.
Boş bardak hızlıca zemini boylayıp paramparça olurken göğüs kafesim hızlı hızlı inip kalkıyordu.Dağınık saçlarından süzülen damlalar yüzüne ve gömleğine damladı.Şaşkınlıkla aralanan kırmızı dudakları yüzüne çarpılan viski ile parlak bir görünüm kazanmıştı.Kafasını çok ağır bir şekilde kaldırdı ve kırmızı gözleri ile yüzüme baktı. İşte tam o an öfke ile kalkıp kesinlikle zararla oturacak olan o kadın içime kaçtı ve beni dımdızlak ortada bıraktı.
Yutkunarak geriledim."Sen ne yaptığını sanıyorsun ?" Dedi.
Sesi ölüm gibiydi.Sessiz ama sağır edici.Ayağa kalktı.Dudaklarım arasından çıkan nefesim diğerlerine meydan okurcasına hızlı çıkmıştı.
Bana doğru yürüdü.Geriledim."Sana ne dedim !? Neden bir kez olsun ben canını yakmayı tercih etmeden söz dinlemiyorsun !?" Diye bağırdığında yerimde sıçrayarak gerilemeye devam ettim.Bir şey yapacak mıydı ? Bana bir şey yapacak mıydı ? Daha fazla gelmemesi için dua ettim ama faydasızdı.Onu öfkelendirmiştim.Sakinleştirmek adına titreyen ellerimi kaldırıp 'dur' işareti yaparak konuştum.
"Lütfen sakin ol.Ben, bunu yapmak istemedim." Dediğimde güldü.İçime çektiğim nefes boğazlarımı yaktı.
O an sırtım camdan duvara çarptı.
Yaklaştı.Yaklaştı.Gelmeden sağ tarafa kaçmak için hamle yaptım ancak bana fırsat tanımayarak belimden yakalayıp sırtım göğsüne gelecek şekilde beni camdan duvara yapıştırdı.Sol yanağım cam ile birleşirken ellerimi cama dayadım.
Akata ise arkamda, tüm bedenini hissesebileceğim bir yakınlıkta duruyordu.Tam ağzımı açacağım sırada o beni daha da sıkıştırdı ve inlememe yol açtı."ah!" Elini saçlarıma yerleştirdi ve kenarıya iterek kulağıma yaklaştı.Sıcak nefesi şimdiden beni yakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK LORD
Fantasyİmkansızlık nedir Lena ?" Dedi.Sonra yavaşça soludu.Konuştu: "Benim doğama göre en büyük hakaret... Ve ben bu hakareti yudum yudum içmekten zevk alıyorum." Kanımın donduğunu hissettim.Kolları arasında bulunduğum adam bir canavardı.Fakat söylediği s...