Uyarı:Bu hikayedeki tüm karakterler hayal üründür.+18 niteliğinde olup büyük ölçüde şiddet içerir.Başlayacak olanlar lütfen bunu dikkate alıp öyle başlasınlar.Psikolojisi sağlam olanlara ithafen...
Bu bir delinin iyileşme hikayesi değil aklı olanların delirmesinin hikayesidir...
Bölüm 30:
"Sen nasılsın Aragorn ?"
"Kime göre neye göre ?"
"Çoğunluğa göre hep kötüyüm."
🔱Keyifli Okumalar 🔱
Uyandığımda kulağıma gelen seslerle kaşlarımı çattım.Elimle yatağı yokladığımda Akata'nın olmadığını anlamıştım.Gözlerimi açtım ve kısık bakışlarla olana bitene baktım.Akata dolabından kıyafet seçiyordu.Bunun neden olduğunu sorgulasamda son anda anladım.Parti ! Earl'ün bahsettiği partiye katılmak için hazırlık yapıyor olmalıydı.
"Saat kaç?" Diye sorduğumda bana baktı ve konuştu.
"Günaydın." Dedi.
"Günaydın." Diye karşılık verdiğimde sesimin ardından hemen onun sesi çalındı kulağıma.
"Saat sabahın 3'ü." Dediğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı ve dudaklarım aralandı.
"Ne ! Beni neden uyandırmadın ? Çok uyumuşum." Dedim.Bana gülümsedi.
Dolaba yaslanmışken ve mankenleri aratmayan ultra çekici bedeniyle poz verir gibi böyle dururken birde gülümseyerek neyi amaçlıyordu anlam veremedim.Sanırım kalpten gitmemi falan istiyordu."Çok yorgundun.Uyandırmak istemedim." Dedi yumuşacık bir sesle.
Sesinin tınısındaki şefkat derinlerimdeki beni okşarken çarşafa sarılıp yataktan kalktım ve resmen koşar adımlarla banyoya ilerledim.Duyduğum kahkaha ile yanından geçerken kolumu tuttu ve beni durdurdu.Ha bir de şimdi kahkaha atıyordu ? Ne bu neşe varis Akata ?"Neden gülüyorsun ?" Dedim tatlı bir kızgınlıkla.Tuttuğu kolumdaki elini bileğime kadar indirdi ve nabzımın attığı yeri bulup ordan öptü.
"Çok tatlı görünüyorsun." Dedi.
"Sanmam." Dedim ciddiyetle. Gülümseyerek beni çevirdi ve aynaya bakmamı sağladı.Sırtım göğsüne geliyordu ve bakışlarım aynadayken kendimi inceleme fırsatı yakalamıştım.
Kahverengi saçlarım dağınık bir şekilde belime kadar uzanıyordu.Üzerimdeki çarşaf yerde sürünüyordu ve onu kendime çivilemiş gibi sıkıca tutan telaşlı bir Milena cidden komik görünüyordu.
Az sonra çenesini omzuma yaslayan ve ellerini belime sarıp yüzündeki o parlak gülüşle aynadaki görüntüye bakan bu adam ise kesinlikle yakışıklı görünüyordu !"Sinir bozucu." Dedim.Kaşları çatıldı.
"Sinir bozucu olan ne ?" Dediğinde sesi meraklı ve kararlıydı.Ancak tebessümünden ve ılımlı bakışlarından uzaklaşmamıştı.Bir anda ona döndüm ve gözlerine baktım.Küçük bir afallamayla bana bakan karanlık gözleri bu kadar koyuluğa rağmen nasıl dünyamı aydınlatabiliyordu ?
"Senin bu kadar yakışıklı olman !" Diye sitem ettim ve banyoya yürümeye başladım.Kapıyı açıp içeri girerken duyduğum kahkahası yüzümde gerçek bir tebessüme neden oldu.Gülümsedim.
Avuçlarım arasındaki çarşafı serbest bıraktım.Düşakabine ilerledim.
İyi bir duş umarım stresimi alırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK LORD
Fantasyİmkansızlık nedir Lena ?" Dedi.Sonra yavaşça soludu.Konuştu: "Benim doğama göre en büyük hakaret... Ve ben bu hakareti yudum yudum içmekten zevk alıyorum." Kanımın donduğunu hissettim.Kolları arasında bulunduğum adam bir canavardı.Fakat söylediği s...