50

325 19 8
                                    

Uyarı:Bu hikayedeki tüm karakterler hayal üründür.+18 niteliğinde olup büyük ölçüde şiddet içerir.Başlayacak olanlar lütfen bunu dikkate alıp öyle başlasınlar.Psikolojisi sağlam olanlara ithafen...

Bu bir delinin iyileşme hikayesi değil aklı olanların delirmesinin hikayesidir...

Bölüm 50:

"İblisin Tanrıçası... O sana tapıyor Connexa..."



🔱 KEYİFLİ OKUMALAR 🔱

Yazar'dan


Aragorn açtığı kapıdan içeri hızla girdi ve kardeşlerinin içeri girmesini bekledikten sonra gizli kapıyı dikkatle kapattı.Burası, Vance'ın kalesiydi.
Görkemli kocaman, karanlık ve sisin içinde kaybolmuş bir yaşam tapınağı gibi...

Neredeyse görünmez...

"Burayı nasıl bulabildin Aragorn ?" Diye sordu Akata.Aragorn duvarın arkasına gizlenmiş olan kardeşlerine baktı.

"Yeteri kadar kaçma konusunda profesyonel olsaydınız bu soruyu sormazdınız.Kaçanların en iyi özelliği kimsenin bilmediği yerleri bilmeleridir sevgili kardeşlerim." Diyerek koridora göz attı.Hiç kisme yoktu.Sesini mümkünmüş gibi daha da alçalttı.

"Eftalya, Akata... sağ taraf sizin.Earl ve ben de sol tarafı alacağız.Her şey konuştuğumuz gibi.Yakalanmayın.
Sorun çıkarana ne yapacağınızı çok iyi biliyorsunuz.Milena'yı alalım ve Vance'ın sonunu getirmek için zaman kazanmaya çalışalım.Aklımdaki fikrin yüzde yüz olarak çalışacağını bilmiyorum.Bu yüzden dikkatli olun."
Diyerek ikiye ayrıldılar ve dediği gibi planı uygulamaya başladılar.Aragorn ve Earl merdivenleri usulca tırmandı.Kalp atışlarının duyulduğu kata geldiklerinde Earl hamle yaparak öne çıktı ki Aragorn onu hızla yakasından tutup duvarın köşesine ittirip kendisini koridorun görünür tarafına atmış oldu.
Earl şaşkınlıkla abisine bakarken göz göze geldiler.Aragorn'un gözleri sarıydı.
Fakat birkaç saniyeye sığmayan bir zaman diliminde yok oldu.Earl yutkunarak etrafını taradığında aradığı şey Aragorn değildi.Çünkü abisinin güçlü elleri onu göğsünde duvara doğru düzgün bir baskıyla duruyordu.
Yalnızca şimdi görünmezdi.Earl adım seslerini duydu.O an anladı ki kendisi dikkatsiz davranmıştı ve Aragorn yakalanmaması için onu korumuştu.
Şaşırdı adam.Ne de olsa Aragorn özel gücü sayesinde her şekilde kurtulurdu.
Ancak kardeşini korumayı ve risk almayı seçmişti.Adım sesleri önce yaklaştı sonra uzaklaştı.İki kardeşte sessizce bekledi.
Bir süre sonra Aragorn'un eli Earl'ün göğsünü terk etti.

"Bir dahakine ya dikkatli ol ya da öldürmeye hazır." Diyerek yeniden görünür olup koridora çıktı.Kapalı odaların kapılarındaki pencerelerden bakıyordu fakat kimseleri göremiyordu.
O halde görmeden Milena'yı nasıl bulacaktı ? Derin bir nefes aldı.Düşündü.
Earl yanına vardı Aragorn'un ve konuştu fısıltıyla:

"Kapılardan hiçbir şey görünmüyor.
Ayrıca çok fazla kişi aynı anda konuşuyor.Onu nasıl bulacağız ?" Dedi.
Aragorn o an aklına gelen şeyle Earl'e dikkatle baktı.

"Beni koruyabilir misin ?" Diye sordu.
Earl büyük bir şaşkınlık yaşarken kaşları da çatılmıştı.

"Ne ?" Diye sordu.Aragorn yeniden sabırsız bir eda ile tekrarladı.

"Zor bir şey istemiyorum.Sadece konsantre olurken kolla beni." Dedi.
Earl şaşkın bakışları altında kafasını salladı ve konuştu.

"Tamam." Dedi.Aragorn kenara çekildi.
Etrafın uygun olduğu kanısına vardıktan hemen sonra gözlerini yumdu. Karanlığın içinde kaldı.Ruhunu hissetmeye çalıştı.Buldu.Kendi zihnine odaklandı.Orda Abel'i bulmalıydı.
Ve işte... Aradığı ordaydı.Işığa doğru konuştu:

KARANLIK LORDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin