27

637 32 5
                                    

Uyarı:Bu hikayedeki tüm karakterler hayal üründür.+18 niteliğinde olup büyük ölçüde şiddet içerir.Başlayacak olanlar lütfen bunu dikkate alıp öyle başlasınlar.Psikolojisi sağlam olanlara ithafen...

Bu bir delinin iyileşme hikayesi değil aklı olanların delirmesinin hikayesidir...


Bölüm 27:

"Ne kadar kötü olsam da kalbim bir yalancı değil.Ve o seni korumak istiyor."

Ellerimdeki kelepçeden duyduğum rahatsızlıkla bileklerimi hareket ettirirken iki yanımda büyük adımlarla beni takip etmekte olan polislere göz ucuyla baktım.Beni dün tutulduğum nezarethaneden çıkarmışlardı ve toplanan kurul için götürüyorlardı.
Sessizce yürürken bunun çok uzun sürmeyeceği belliydi çünkü az sonra gözüme çarpan şey yarı camdan olan odanın içindeki kurul üyeleri oldu.
Daha önce birkaç defa suçlu birileri için karakola gelmiş ve onların deli olup olmadığını tetkik etmiştim.Şimdi ise ben o zavallı gözüyle baktığım kişilerden herhangi birinin yerindeydim.Hayat benimle sağlam dalga geçiyor olmalıydı.
Kapı açılıp içeri sokulduğumda hepsine teker teker baktım.4 kişilerdi.

"Merhaba." Dedi içleriden bir kadın.
Cevapsız kaldım.Şuan gerçekten içinde bulunduğum durumu kabullenmekte güçlük çekiyordum.Doğruları söylememe rağmen bana inanılmamıştı.Ve çok büyük ihtimalle -eğer burdaki herhangi biri benim gibi başka bir dünyaya gitmediyse ki bu neredeyse olanaksız-  inanmayacaklardı da.Yine doğruları söylersem, tımarhaneye tıkılacaktım.
Yalanlar söylersem de hapishaneneye girecektim.Ne yapacağımı hiç bilmiyordum.Ne halt yiyecektim ben ?

"Pekâlâ, istersen şöyle otur Milena." Bana merhaba diyen kadının tekrar konuşması ile kendime gelmiş gibi oldum ve gözüyle işaret ettiği yere baktım.
Usulca yürüyüp sandalyeye oturdum.

"Bize biraz kendinden söz eder misin ?" Hala düşünmekteydim.Onlarla ne konuşmalıydım ? Ne demeliydim onlara ? Gerçek bir deli değildim ama buna erişebilecek yeterli potansiyele sahiptim.Eğer devam edersem, onları deli olduğuma inandırırsam ki bu kolay olur, tımarhaneye girerdim.Fakat bir an için bunun daha iyi olabileceği fikri geldi aklıma.Hapishaneye girmektense deliler hastanesinde olmak daha cazip geldi.
O zaman kaçabilirdim ! Evet, fırsat bulduğum ilk anda kaçmak daha kolay olurdu ve daha az riskli olurdu !

"Sanırım konuşmayı sevmiyorsun." Kendi düşüncelerimden çıktığımda gözlerimi bana bunu diyen kadına çevirdim.Ancak yine sustum.

"Tamam, bize anlatmak istediğin herhangi bir şey var mı ?" İlk defa konuşan kırmızı ceketli adama çevirdim gözlerimi bu sefer.Kısaca düşündükten hemen sonra:

"Evet, var." Dedim.Hepsinin yüzünde umut ibareleri belirirken konuşmaya başladım.

"Sizden önceki kişiye de anlattım, ama bana inanmadı.Yine anlatacağım ama inanacak mısınız bilmem." Dedim. Ciddiydim.

"İçinden ne geliyorsa ve söylemekten korktuğun bir şey varsa çekinme, söyle.
Biz seni dinliyoruz." Dedi bana başından beri ılımlı yaklaşan sarışın kadın.İçime bir nefes çektim ve olanları kafamda toplamaya çalıştım.

"Ortadan kaybolduğum gece kaçırılmıştım.Nerede olduğumu anladığımda kaçmak istedim.Fakat bunun mümkün olmadığını birçok bedel ödeyerek anladım.Bizim gibi olmayanlar tarafından, kan içici ve insan etiyle beslenen vahşi yaratıklar tarafından kaçırılmıştım.Nedeni hasta olan birini kurtarmamı istemeleriymiş.Ancak gördüklerim o kadar kötü şeylerdi ki kendime bile yardım edemedim.Bir defa öldüm.Efendim olduğunu iddia eden bir iblisin kanını içtim.Bir insandım, ama günlerce sadece kan içtim.Ve yaşadım !
Yine aynı kişi tarafından kanım çekildi.
Her gün benden besleniyordu ve bu korkunç durum artık beni korkutmaz hale getirmişti.Sadece bu kadar değil, o bir kaçaktı ve onun yüzünden başıma gelmeyen şey kalmadı.Şehiri istila eden iblislerle iş birliği yaptı ve bende yanındaydım.Her şeyi gördüm.Hepsini yaşadım." Dedim ve donuk donuk baktığım masadan gözlerimi ayırmadan tekrarladım."Ben hepsini gördüm."

KARANLIK LORDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin