69

208 18 6
                                    

...Yeni Başlangıçlar...

Bu kitap aklı başında olup yeterince çıldırmış olanlara ithafen yazılmaya devam ediyor...

Bölüm 69:

"Bundan sonrasında tehtid yok.
Sadece yapacaklarım var..."

1 ay sonra (yazardan):

Adam, karanlığın tutsak ettiği binaya girer girmez korumaları tarafından karşılandı.İki yana ayrılıp ona yol verenlere üstten bile bakmadı.Kafasında sadece gelecek planları ve yakasına yapışmak üzere olan Grant'ın ve ondan daha önce davranacak gibi gözüken Vance'ın takıntılı şekilde peşine düşmüş olmalarından kurtulmanın planları vardı.

Tam iki ay öncesinden beslemeye başladığı ve sabrettiği planı devreye sokmak bugüne nasip olmuştu ki bundan memnundu.Çünkü eve döndüğünde bu sefer de bir evde hapsettiği sevgili Milenası'na artık özgürlük vaad etmek istiyordu.Onu zaten aylarca yeraltında tutmuştu.
Milena'nın aptal olmadığını ve sorular soracağını biliyordu.Bu nedenle onu ana vatanına getirmekten başka bir şey yapamazdı.Koca bir kısıtlanmışlıktan sonra en çok özlediği şeyi kadına vererek kafasındaki şüpheleri dağıtmak ve bir süre daha onu oyalamak istemişti.
Ne de olsa; adamın kirli dünyasından, kanlı ellerinden ve zehirli düşüncelerinden koşarak kaçmak isteyen bir kadındı o.Her şeye rağmen sevdiği adamın yanında kalmayı tercih etse de Aragorn'un zulmünü görmesine gerek yoktu.

Adama kapıyı açtılar.İçeri girdi.Gözleri anında tıpkı karşısındaki adamın olduğu gibi gözlerini buldu.Bir çift mavi göz kendisininkilerin üzerindeydi.

"Seni şerefsiz! Ne istiyorsun!" Earl'ün defalarca kez zincire vurulmuş elleri bir yana onu çevreleyen zindan bir yanaydı.
Aragorn kardeşine usulca yaklaşıp birkaç metre uzağında durdu ve konuştu:

"Ne kadar cana yakın bir karşılama..." Diye mırıldandı.

"Ne kadar misafirperver bir abi!" Dedi Earl Aragorn'un cümlesine karşılık.
Adam hafifçe tebessüm etti.Sonra karanlık odada göz gezdirdi.Kokladı.

"Ne kadar tanıdık kokuyor, Earl." Dedi özlemiş gibi.Küçük kardeş göz devirdi.
Bir şeyler mırıldandı.Küfürdü.

"Kardeşim..." Dedi Aragorn.

"Bir şeyler söyleyeceksen biraz sesli söyle." Diye ekledi.Ardından kapı tıktıklanarak açıldı.Aragorn tereddüt etmeden gelen kişinin yaklaşmasını emretti.Earl içeri giren adama baktı.
Elinde bir tepsi ve üzerinde bir tencere vardı.İçeri girer girmez mide bulandırıcı bir koku tüm odayı sarmıştı.Ve Earl bu kokuyu gerçekten çok yakından tanırdı.
Yüzünü buruşturup hassas burnunu çıplak koluna bastırıp kokuyu daha az almak için çabaladı.Aragorn ise ayaktaki adamdan tepsiyi mahsenin içine bırakmasını rica etti.Adam istenileni yaptı.Aradan yalnızca birkaç saniye geçmişti ki Earl daha fazla tepkisiz kalamayarak konuştu:

"Tanrı aşkına Aragorn! Al şunu!" Dedi.
Aragorn ise gülümsüyordu.

"Beğenmemene üzüldüm.Ya da... hatırlamamana mı demeliydim ?" Dedi histerikçe kısık bir kahkaha atmadan önce.

Geçmiş:

"Herkes senin cezanı yeterince çektiğini düşünüyor." Dediğinde loş koridor beyaz parlak bir ışık ile aydınlandı ve yabancı olmayan bir ses duyuldu.

KARANLIK LORDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin