12

900 48 10
                                    

Uyarı:Bu hikayedeki tüm karakterler hayal üründür.+18 niteliğinde olup büyük ölçüde şiddet içerir.Başlayacak olanlar lütfen bunu dikkate alıp öyle başlasınlar.Psikolojisi sağlam olanlara ithafen...

Bu bir delinin iyileşme hikayesi değil aklı olanların delirmesinin hikayesidir...

Bölüm 12:

"Böyle bir şeyi yapacak kadar aklımı kaçırmadım."

"Henüz."

Dizlerimi kendime çekerek yağan yağmuru izlemeyi sürdürdüm.Hiçbir şeyim yoktu.Bedensel olarak, biyolojik açıdan hiçbir sorunum yoktu.Aniden kusmamın nedenini açıklayamamıştı ve ona sertçe çıkışan Akata'nın karşısında küçüldükçe küçülüp zaman istemişti.O gittikten sonra ise Akata da ortadan kaybolmuştu.Birkaç saattir de gelmiyordu.

Hava çoktan kararmaya başlamıştı. Bir günüm daha bomboş geçmişti. Başımdan geçenleri düşününce bir daha kaçmamın mümkün olmadığının farkına vardım. Elime bir şans geçse de yaparmıydım ki ? Sanırım yapamazdım.Durumun ciddiyetini bu denli kavradıktan sonra cesaretim yerle bir olmuştu.
Ayrıca nereye kaçacağımı bile bilmiyordum.Burası iblisler şehriydi.
Ben hariç başka bir insan yoktu.
Yani en güvenli olan yer Akata'nın yanıydı.Beni kaçırdığını hergün yüzüme vurduğum ve delicesine korktuğum Akata'nın yanı !

Ne ironik ama (!)

Omuzlarıma koyulan örtü ile başımı sağ tarafıma çevirdiğimde Akata'nın yüzüme olan yüzünün yakınlığı afallamama sebep oldu.Dudaklarım aralanarak içime kaçan bir nefes çektiğimde siyah gözleri koyu kahverengi gözlerime bakıyordu.

"Seni tekrar ısıtmamı istemiyorsan kendini sıcak tut." Diyerek yanıma oturdu.Kafası camdan dışarı çevrilip gözleri görünen tüm manzarayı tararken yutkundum ve kurduğu cümle ile dün gece aramızda olanları hatırladım.Ah ! Ne büyük bir utanç !
Bunu yüzüme vurup duracak mıydı ?
Ya da ona karşı bir şeyler hissettiğimi mi düşünecekti ? İki ihtimalde korkunçtu.Düşündüklerimin gerçekleşmemesi için onunla konuşup bu konuya bir açıklık getirmek istedim.

"Akata" dedim bakışlarını üzerime çekmek ister şekilde.Beklediğimi yaparak bana baktı.Dudaklarımı dişledim.Nasıl başlayacağımı bilemiyordum.

"Dün gece olanlar," diye başladım.
Kaçamak bakışlarım onunla göz göze gelmekten deli gibi korksada siyah gözlerine baktım.

"Kaçtığın için özür mü dileyeceksin ?" Diye sordu ciddi bir şekilde.Özür mü ?
İşte bunu hiç beklemiyordum.Ondan ne diye özür dileyecektim ki ? Onca şeyi yaşayan ben değilmişim gibi ?
Dalga geçiyor olmalıydı.Hemde en afillisinden.

"Hayır.Özür dilenecek bir şey yaptığımı düşünmüyorum.Yani, özür dilemeyeceğim." Dedim net bir şekilde.Gözlerini kısarak dikkatlice gözlerime baktı.Bir an için ürktüm.
Onun bakışları gerçekten rahatsız ediyordu.

"Öyle ise ne diyeceksin ?" Diye sorduğunda yutkundum ve dudaklarımı yalayarak konuştum.

"Aramızda olan o şey," diyerek bakışlarımı yere diktiğimde anlamasını umdum.Umarım açık açık söylememde ısrarcı olmazdı ve beni çektiğim bu işkenceden kurtarırdı.

"Öpüşmemizi mi kast ediyorsun ?" Diye sorduğunda sesi oldukça ciddi çıkmıştı.Sanki, onun için bunun hiçbir önemi yokmuş gibiydi.Yani, söylerken çok rahattı.Bu beni rahatlattı.Terleyen avuç içlerimi birbirine bastırıp parmaklarımla oynamaya başladım.

KARANLIK LORDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin