70

190 22 4
                                    

...Yeni Başlangıçlar...

Bu kitap aklı başında olup yeterince çıldırmış olanlara ithafen yazılmaya devam ediyor...

Bölüm 70:





"Ben ona özgürlüğümü vermedim.Ben ona ruhumu ve kalbimi verdim. Duygularımı ve tüm benliğimi... Yani Grant, senin düşündüğünün aksine ben onun kölesi değilim.Onun sevgilisiyim."

"Ve yalnızca bunu ben yapmadım.O da bana her şeyini verdi.Karanlık dünyasının kapılarını bana açtı ve yüreğini avuçlarıma bıraktı.Yalanları çok fazlaydı belki evet.Ama ben onun yalanlarından birisi değilim.Ben onun sevgilisi ve tek gerçeğiyim."







Milena'dan

1 saat önce:

Önüme koyulan tabağı, kitabın sayfasını çevirirken ancak fark ettim.
Helena sessiz bir şekilde odaya girmişti.
Kim bilir belki kapıyı çalmıştı ama ben fark etmemiştim.Kafamı kaldırıp gitmek üzere olan kıza baktım:

"Bekle." Dedim yumuşak bir tonlama ile.
Bana baktı.

"Otursana, konuşalım." Dedim.Helena yanıma geleli bir ay olmuştu.Onu hâlâ çok iyi tanımıyordum ama ilk andaki kadar ters bir yaklaşımla davranmıyordum.Biraz içine kapanık, sessiz ve gizemli biriydi.Bana her konuda yardımcı oluyor ve neredeyse her şeyimle kendisi ilgileniyordu.Bazen Aragorn'la olan sabah kahvaltılarımıza bile katılıyordu.

"Bir isteğiniz mi var, efendim ?" Dedi kız yavaşça karşıma otururken. Gülümseyerek kafamı iki yana saldım.
Elimdeki kitabı usulca masaya bıraktım ve getirdiği meyve tabağına baktım.
Gözlerim yeşil elmaya giderken Aragorn'un kısaca hatırlayıp bakışlarımı yeniden kıza çevirdim:

"Sadece sohbet etmek istedim..." Dedim.
Başını salladı.İç çektim.

"Biliyorsun, Helena.Biz tanışalı koca bir ay oldu ama doğru düzgün oturup konuşmadık.Zaman geçirsek iyi olur diye düşündüm." Dedim.

"Anladım, sorularınız mı var efendim ?" Dedi.Yeniden tebessüm ettim ve kafamı usulca salladım.Gayet akıllı bir kızdı.
Leb demeden leblebiyi anlayan cinstendi.E Aragorn'dan da böyle bir seçim beklenirdi.

"Evet... Ve merak ediyorum.Bana biraz ailenden bahseder misin ?" Diye sordum.
Kız bana durgun bir bakış attı ve daldı.
Gözleri yere çevrildi ve eli dizini, kumaşı bulup hafifçe sıktı.Nedense hoşuna gitmedi ve bekledi.Belki de yanlış bir soruyla başlamıştım.

"Cevaplamak zorunda değilsin.Eğer-"

"Öldüler." Dedi sözümü keserek. Kaşlarım hafifçe kalktı ve devamını dinledim.

"Öldüler efendim." Dedi.

"Üzgünüm.Bilseydim sormazdım." Dedim telafi etmek ister gibi.Ne de olsa bu çok üzücü bir şeydi.Aileyi kaybetmek ve sonrasında hayata tutunmak... Benim hiçbir zaman düzgün bir ailem olmamıştı ama buna rağmen ne kadar sarsıldığımı düşündüm.

"Önemli değil, hem bana avantajı bile oldu.Bir aileye sahip olsaydım Lord Aragon beni işe almazdı." Dedi tebessüm etmeye çalışarak.Yine de hüznü belli oluyordu.Acı çekiyordu.Konuyu değiştirmek istedim ancak o ben bunu yapmadan hemen önce konuştu:

"Babam görev başındayken öldü.Abim bir trafik kazasında ve annem ikisinin acısından dolayı intiharla... Kendini astı." Dedi.Kalbimin ezildiğini hissettim ve o lanet soruyu keşke hiç sormasaydım dedim.Gerçekten... aklımdan ne geçiyordu ? Ahh... Kızın gözyaşı yanağına süzüldü.Elimi uzatıp dizini sıkan elinin üzerine koydum.

KARANLIK LORDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin