Noel Balosu sonrası Harry ile Ginny sözleştikleri gibi Ron ile konuşmaya çalışmış ama Ron ustalıkla her seferinde kaçmayı başarmıştı. Bu durum ikisinin de iyice canını sıkıyordu.
"Artık son kozumuzu oynamanın zamanı geldi." diye bıkkınlıkla konuştu Ginny.
İkili birbirine bakıp aynı anda "Hermione!" diye seslendi. Hermione kendisine seslenen ikiliye dönüp yanlarına ilerledi.
"Ne oldu? Niye seslendiniz bana?" dedi Hermione.
"Senden bir şey isteyeceğiz." diye cevapladı Harry. Hermione devam et dercesine kafasını sallayınca ne istediklerini bir çırpıda anlatmaya başladı. "Ron, Ginny ile çıkmaya başladığımız günden beri inatla bizden kaçıyor. Bu durum ikimizin de canını sıkmaya başladı. Sen onu bir şekilde yarım saat sonra Kara Göl'ün kenarındaki ağacın oraya getirir misin?"
"Yardım edeceğim ama onu da anlıyorum." diye konuştu Hermione. "Onun hiçbir şeyden haberi yoktu ve bir anda en yakın arkadaşlarından biri ile kız kardeşi gözlerinin önünde sevgili oldular."
"Sana da bir şey söylemedik." Anında savunmaya geçti Harry. "Sen bizden kaçıp durmuyorsun değil mi?"
"Ama ben ikinizin de birbirinizi sevdiğinizi anlamıştım. O yüzden benim için sürpriz olmadı. Hem Ginny, Ron'un kız kardeşi." diye açıkladı Hermione.
"Ginny'yi hiçbir zaman o şekilde görmedim ben." dedi Harry sinirle. "Ron'dan bağımsız bir arkadaşlık vardı aramızda. Çocukluk yapmayı bıraksın. Çünkü abartmaya devam ederse bu sefer barışmak için uğraşmak zorunda kalan o olur."
Harry, Ginny'nin yanağına öpücük kondurup uzaklaşırken Ginny onu durdurup "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. "Ron ile beraber konuşacağız diye anlaştık."
"Biliyorum Çiçeğim, biliyorum." dedi Harry. "Ama şu an Ron'a sinirliyim. Oraya bu şekilde gidersem geri dönülmez bir noktaya çekilebilir olay. Ben de bunun olmasını istemediğim için sakinleşmeye gidiyorum. Yarım saat sonra orada olacağım merak etme."
"Tamam!" diyerek onayladı onu Ginny. "Yarım saat sonra burada buluşalım."
Harry onaylarak Cygnus'un yanına ilerledi. Onunla düello antrenmanı yapacaktı. Ne zaman sinirlense beraber düello idmanı yaparlardı. Bu sayede hem ikisi de gelişiyor, hem de Harry dert ettiği sorunu çalışma esnasında Cyngus'a anlatarak rahatlıyordu. Normal şartlarda Ginny ile vakit geçirmek bütün sinirini yok ediyordu ama bu durumda ikisi de olayın içinde olduğu için birbirlerini sakinleştiremiyorlardı.
Buluşma zamanına kadar Cygnus ile beraber çalıştılar. Harry vaktin geldiğini görünce çalışmayı bıraktı ve hemen kendine çeki düzen verip aşağı indi. Buluşma yerine geldiğinde Ginny de o anda geliyordu.
İkili el ele tutuşup Kara Göl'ün oraya doğru yürümeye başladılar. Hermione'ye söyledikleri ağacı gördüklerinde ikisinin de orada olduğunu görüp gülümsediler. Ron onları fark etmeden hemen yanlarına ilerlediler.
Yanlarına vardıklarında Hermione, "Benim görevim burada biter." diye söylendi. "Aranızdaki sorunu halletmeden buradan ayrılmayın."
Harry ve Ginny, Hermione yanlarından ayrılmadan teşekkür ettiler. Ron, gidem Hermione'nin arkasından kızgınlıkla bakıyordu.
"Ne var?" dedi Ron onlara dönüp. "Benden sakladığınız başka şeyler de mi var? Onları söylemek için mi böyle oyunlar çeviriyorsunuz?"
Harry sinirlendiğini hissetti ama yine de kendine hakim olmayı başarıp sakin bir ses tonuyla lafa girdi.
"Çok uzadı bu mesele." dedi sükûnetle. "Artık aramızdaki sorunu halletmeliyiz."
"Hiçbir şeyden haberim yoktu." diye patladı Ron. "Kız kardeşimle sevgili olmadan önce bir konuşsaydın benimle. Bu konu hakkında ne düşündüğümü bir sorsaydın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Prens
FanfictionSlytherin'e yerleşmiş Harry'yi konu alan kitaplar arasında aydınlık için savaşan Harry'yi pek göremedik. Bu hikayedeki Harry aydınlık için savaşacak ama içindeki karanlığı da asla yok saymayacak. Sirius ne demişti? "İnsanlar iyi kimseler ve Ölüm Yi...