Draco'nun Harry'ye Kaybolan Dolap'ı gösterdiği günün üzerinden günler geçmişti. Beşinci sınıflar, S.B.D.'lerine girmiş ve bitirmişlerdi. Öte yandan her ne kadar Slytherin son maçını yine kazanmış da Gryffindor, üçüncü maçını da kazanınca Quidditch şampiyonu olmuşlardı. Harry, üzülürken kardeşinin sevincini görünce bütün üzüntüsü geçmiş onun mutluluğuyla mutlu olmuştu.
Harry için her şeyden, herkesten değerliydi kız kardeşi, hatta Ginny'den bile. Bunu herkes biliyordu. Bu yüzden Lily'nin gelecek sene okulda olmasına izin vermeyecekti. Öte yandan okuldaki herkesin aklından Ginny ile olan ilişkisini silmişti ki seneye okula gelmediğinde aklı Ginny'de kalmasın.
Seneye okula gelmeyecekti. Çünkü Hortkuluk avına çıkacaktı. Büyük ihtimal Cygnus da yanında olacaktı. Hatta Voldemort'un okulu ele geçirmesi ihtimaline karşı Hermione'yi de almayı düşünüyordu. Çünkü onların muggle doğumlulara yapacaklarını düşündükçe onu burada bırakmak istemiyordu.
Şimdi ise Dumbledore'un yanına gidiyordu. Büyük ihtimal uzun zamandır aradığı Hortkuluk'u bulmuştu ve Harry'yi de onu almak için yanında götürecekti.
Ne var ki Harry şu an sinirlerini kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Çünkü gelirken, Profesör Trelawney ile İhtiyaç Odası'nın girişinde karşılaşmış kehanhqheti Voldemort'a yetştirenin Severus olduğunu öğrenmişti. Tabii ki onu öldürmeyecekti. Ne var ki bunu detaylıca onunla daha sonra konuşacaktı.
Dumbledore'un odasının girişine geldiğinde şifreyi söyleyip yukarı çıktı. Kapıyı çaldığında Dumbledore'un "Girin" sesini duyduğunda içeri girdi.
"Evet, Harry," dedi Dumbledore, "sana benimle gelebilirsin diye söz vermiştim."
"Öncesinde başka bir şey soracağım profesör," dedi Harry sakin olmaya çalışarak.
"Seni dinliyorum, Harry."
"Severus," dedi Harry, "kehaneti Voldemort'a yetiştirenin o olduğunu neden söylemediniz?"
"Ne zaman öğrendin?"
"Az önce," dedi Harry sakin bir sesle. "Profesör Trelawney ile karşılaştığımda Domuz Kafası'ndaki günü anlattı bana. Bana anlatmanızı beklerdim."
"Aslında ben de seninle bunu konuşacaktım gitmeden önce," dedi Dumbledore, garip bir ses tonuyla. "Birazdan sana bir şeyler anlatacağım ve sen de fazla soru sormadan her şeyi zamanı gelince öğreneceksin, anlaştık mı?"
"Anlaştık!" dedi Harry. Dumbledore'un ne anlatacağını çok merak etmişti. Onun bu ses tonunu kullandığını hiç duymamıştı.
"Birazdan sana söyleyeceğim şeyleri ben öldükten sonra yapmanı istiyorum." dedi Dumbledore. "Yaptıktan sonra ne olduğunu anlayacaksın."
"Söz veriyorum profesör," dedi Harry. Merakı git gide artıyordu.
"Ben öldükten sonra bu adrese gideceksin." dedi Dumbledore elindeki kağıdı Harry'ye verip. "Fidelius Büyüsü ile korunuyor bu ev. Sır tutucusu benim. Ama ben öldükten sonra Fidelius kaybolacak. Zaten Grimmauld Meydanı'nın Sır Tutucusu bu yüzdem artık sensin. Seni orada iki kişi karşılayacak. Karşılayan kişileri gördüğünde büyük çaplı bir şok geçirebilirsin ama onların anlatacağı her şeyi dinlemelisin. Sana Severus'un kehaneti Voldemort'a götürmesi ile ilgili gerçekleri açıklayacaklar. Onları oradan alıp güvenli bir yere götürmeni istiyorum. Ve kimseye onlardan bahsetmemeni de isteyeceğim. Ne Cygnus'a, ne de başka birine. Sadece ben ve Severus biliyorduk, şimdi sen de bu sırra ortak olacaksın."
"Orada kimler var, profesör?" diye sordu Harry.
"Gideceğin zaman görürsün, Harry. Şimdi, benimle bulduğum Hortkuluk'u almaya geliyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Prens
FanficSlytherin'e yerleşmiş Harry'yi konu alan kitaplar arasında aydınlık için savaşan Harry'yi pek göremedik. Bu hikayedeki Harry aydınlık için savaşacak ama içindeki karanlığı da asla yok saymayacak. Sirius ne demişti? "İnsanlar iyi kimseler ve Ölüm Yi...