Sonraki iki hafta boyunca Harry kendini sanki göğsünün içinde bir tılsım taşıyormuş gibi hissetti; Umbridge'in derslerinde onu ayakta tutan, hatta onun korkunç pörtlek gözlerine bakarken nazikçe gülümsemesini mümkün kılan ışıl ışıl bir sırrı vardı. Harry ve D.O., Umbridge'in burnunun dibinde ona başkaldırıyor, onun ve Bakanlık'ın en çok korktuğu şeyi yapıyordu. Derslerde ne zaman Wilbert Slinkhard'ın kitabını okuması gerekse, son toplantıların memnuniyet verici anısını düşünüyor; Neville'in nasıl da Hermione'yi silahsızlandırmayı başardığını, Colin Creevey'in üç toplantı boyunca çaba gösterdikten sonra Engelleme Büyüsü'nde nasıl da ustalaştığını, Parvati Patil'in nasıl da Sinsioskoplar'ın durduğu masayı toz edecek kadar iyi bir Eksiltme Laneti yaptığını hatırlıyordu.
D.O. toplantıları için sabit bir gece bulmakta çok zorlanıyordu, çünkü dört Quidditch takımının da antrenmanlarını hesaba katmak gerekiyordu - üstelik bu antrenmanların zamanı sık sık kötü hava koşulları nedeniyle değiştiriliyordu. Ama Harry bu konuda pek üzülmüyordu; içindeki bir his, toplantı saatlerinin önceden kestirilemez oluşunun büyük ihtimalle daha hayırlı olduğunu söylüyordu. Onları gözleyen biri varsa, belli bir düzen saplamakta zorlanacaktı.
Harry ve Hermione, toplantılara çok kısa bir süre kala gün ve saatin değiştirilmesi gerektiğinde bütün üyeleri yeni gün ve saatten haberdar etmek için akıllıca bir yol buldular; farklı Binalar'dan insanların ikide bir Büyük Salon'da dolaşıp birbirleriyle konuşması şüphe uyandırıcı olurdu çünkü. D.O.'nun bütün üyelerine sahte birer Galleon verdiler (Ron sepeti ilk gördüğünde çok heyecanlandı, ciddi ciddi altın dağıtıldığını sanmıştı).
Sahte Galleonlar'ın kenarlarındaki sayılara Değişken Büyüsü yapıp istedikleri zaman değişmelerini ve bir sonraki toplantını gününü ve saatini belirtmesini sağlamşlardı. D.O.'nun bütün üyelerine bundan bahsedip her birini birer sahte Galleon verdiklerinde çok şaşırmışlardı. Hayır, Harry'nin bunları yapabiliyor olması onları şaşırtmamıştı. Aksine o yapamıyor olsaydı şaşırırladı. Onların şaşırdığı nokta Hermione'nin de yapabiliyor olması. Değişken Büyüsü F.Y.B.S düzeyinde bir büyü olduğu için onun Ravenclaw'da olması gerektiğini savunmuşlardı.
Sezonun ilk Quidditch maöı olan Gryffindor-Slytherin karşılaşması ufukta görününce, D.O. toplantılarına ara verildi, çünkü hem Angelina, hem de Harry her gün antenman koymakta ısrar ediyordu. Quidditch Kupası'nın uzun süredir düzenlenmemiş olmasa da yaklaşan maça yönelik bilgi ve heyecanı epey arttırmıştı; Ravenclawlar'la Hufflepufflar maçın sonucuyla hararetle ilgileniyorlardu, Çünkü elbette sezon içinde onlar da bu iki takımla oynayacaktı; Bina Başkanları da, her ne kadar sportmenlik listesine bölünseler de, kendi takımlarının kazanmasını sağlama konusunda azimli görünüyorlardı. Öyle ki Profesör McGonagall maç haftası onlara ödev vermemeye başlayınca, Harry onun kendi takımlarını yenmeye ne kadar önem verdiğini anladı.
Hatta Harry onunla "İstediğiniz kadar ödev vermeyin Profesör. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, sonunda Snitch ellerimde olacak. O yüzden fazla heveslenmeye hiç gerek yok." diyerek dalga bile geçti.
Ne var ki Snape de taraf tıtmakta ondan aşağı kalmıyordu; Slytherin için o kadar çok antrenman saati ayırmıştı ki, Gryffindorlar Quidditch sahasına çıkıp oynayacak zaman bulmakta güçlük çekiyordu. Harry de onların bu haliyle fazlasıyla eğleniyordu. Ayrıca Slytherin öğrencileri koridorlarda Gryffindor oyuncularına uğursuzluk büyüsü yaptığına dair şikayetlere de kulağını tıkıyordu. Ne var ki Harry onun gibi sessiz kalmıyor, o büyüyü yapan herkesi tespit edip gereken cezayı veriyordu.
Şimdi ise bütün herkes maçtan önce kahvaltı yapıyorlardı. Hepsi oldukça heyecanlıydı ama Harry'nin heyecanı diğerlerine göre iki kat daha fazlaydı. Sonuçta kaptan olarak çıkacağı ilk maçtı. Bu zamana kadar oynadığı hiçbir maçı Slytherin kaybetmemiş, hiçbir zaman Snitch'i bir başkasına kaptırmamıştı. Şimdi de ne yenilmeye ne de Snitch'i kaptırmaya hiç niyeti yoktu açıkçası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Prens
FanfictionSlytherin'e yerleşmiş Harry'yi konu alan kitaplar arasında aydınlık için savaşan Harry'yi pek göremedik. Bu hikayedeki Harry aydınlık için savaşacak ama içindeki karanlığı da asla yok saymayacak. Sirius ne demişti? "İnsanlar iyi kimseler ve Ölüm Yi...