Yılanın Gözü

251 31 3
                                    

Harry ve Ginny tatil başlamadan önceki son D.O. toplantısı için İhtiyaç Odası'na erkenden gittiler. Erken gittiğini de memnun oldular, çünkü meşaleler yanar yanmaz, Dobby'in odayı Noel için süsleme işini de ele almış olduğunu gördüler. Harry de Ginny de süslemelerin onun eseri olduğunu hemen anlamıştı, başka kim tavana astığı yüz tane altın süsün üzerine "NİCE HARRY'Lİ NOELLER!" yazısını koyardı ki?

"Seni çok seviyor değil mi?" dedi Ginny süslere bakarken.

"Öyle olmalı," diye cevapladı onu Harry. "Biraz aşarı ama onu tanıdığım için mutluyum."

"Çok muazzam bir insansın Harry," dedi Ginny ona aşkla bakarken. "O kadar güzel bir kalbin var ki Sihir Dünyası'nın ötelediği ev cinlerine bile yer verebiliyorsun içinde."

"Ama Dobby diğerlerinden farklı biliyorsun." dedi Harry. "Diğerleri parayı ve özgürlüğü hakaret olarak görürken Dobby çok seviyor. Okul bittikten sonra Voldemort belasından kurtulabilirsek Dobby'yi yanıma almayı planlıyorum. Evimize neşe getirir ne dersin?"

Harry'nin söylediği sözle Ginny'nin gözleri şokla açıldı ve zor çıkarabildiği sesiyle "Benimle bir gelecek mi hayal ediyorsun?" diye sordu.

Harry onun bu tepkisine güldü ve onu belinden tutarak kendisine çekti ve "Eğer bir geleceğim varda sen tam ortasında olacaksın. Senden vazgeçmeye asla niyetim yok." dedi.

Harry'nin sözlerinden sonra Ginny'nin yanakları saçlarını kıskandırırcasına kızardı. Harry de bunu fark edip gülümsedi ve öne doğru uzandı. Ginny de hiç beklemeden bu daveti kabul ederek Harry'nin dudaklarına kapandı.

Fazlasıyla tutkulu öpüşmeden nefes nefese ayrıldıklarında Ginny'nin yüzü mümkünse daha da kızardı.

"Haydi indirelim şunları," dedi Harry ortamdaki havayı dağıtarak. Çünkü Ginny'nin şu an yerin dibine girecekmiş gibi hissettiğine emindi. Harry'nin itirafı onu hem mutlu etmiş, hem de fazlasıyla utandırmıştı. Ginny de ona minnetle bakıp onayladı.

Tam süslerin sonuncusunu indirmişlerdi ki, kapı aralandı ve içeri Luna Lovegood girdi. Her zamanki gibi hulyalı bir hali vardı.

"Merhaba," dedi dalgın dalgın, süslemelerden artakalanlara bakarak, "güzelmiş, siz mi astınız bunları?",

"Hayır," dedi Harry, "ev cini Dobby asmış."

"Ökseotu," dedi Luna hulyalı sesiyle, hemen hemen Harry'nin kafasının üstünde duran koca bir beyaz yemiş öbeğini göstererek. Harry derhal ökseotunun altından çekildi. "İyi ettin," dedi Luna son derece ciddi bir sesle. "Neredeyse her zaman Hımhımlar'la doldururlar."

Harry Hımhımlar'ın neyin nesi olduğunu sormaktan kurtuldu, Çünkü tam o anda herkes sırasıyla içeri girmeye başlamıştı. Hepsi toplandığında bir uğultu oluştu.

"Pekala," dedi Harry, sessizliği sağlamak için. "Düşündüm ki, bu akşam daha önce yaptıklarımızın üzerinden geçsek iyi olur, çünkü bu, tatilden önceki son toplantımız ve araya 3 hafta girecekken yeni bir şeylere başlamak anlamsız -"

"Yeni bir şey yapmayacak mıyız yani?" dedi Zacharias Smith, bütün odada duyulan huysuz bir fısıltıyla. "Bilsem gelmezdim."

"Harry sana söylemediği için çok üzüldük o zaman," dedi Fred yüksek sesle.

Birkaç kişi kıs kıs güldü.

"- ikili gruplar halinde çalışabiliriz," dedi Harry. "Engelleme Büyüsü'yle başlayalım, on dakika onu çalıştıktan sonra da minderleri çıkarıp Sersemletme'yi deneyebiliriz yine. En sonunda da düellolar ile bitiririz."

Zümrüt PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin