Harry, tren bir köşeyi dönüp Molly, Arthur, Sirius ve Marlene Sen kaybolana kadar el salladı, sonra da diğerlerinin nereye gittiğine bakmak için döndü. Ron ve Hermione'nin sınıf başkanları kapandıklarını tahmin ediyordu, ama Ginny biraz ileride , koridorda kendisini bekliyordu. Sandığını çekerek ona doğru yürüdü.
O yaklaşırken insanlar hiç utanmadan gözlerini dikip baktı. Hatta ona bakmak için yüzlerini kompartımanların camlarını bile yapıştırdılar. Gelecek Ppstası'ndaki bütün o "Seçilmiş Kişi" söylentilerinden sonra bu sömestr kendisini azacak bakan kişi sayısında bir artışa katlanması gerekeceğini biliyordu zaten, o yüzden hiç umursamadan Ginny'nin yanına yaklaştı ve elini tuttu.
"Diğerleri nerede?" diye sordu Harry.
Ginny bir konpartımanı gösterip, "Luna, Neville, Cygnus ve Lily şurada oturuyorlar," dedi ve oraya doğru yürüyüp içeri girdiler.
Selamlaştıktan sonra Harry, Luna'nın elinde Dırdırcı'yı görünce "Dırdırcı'nın durumu hâlâ iyi, öyle mi?" diye sordu. Bir yıl önce özel bir söyleşi verdiği dergiye belli bir yakınlık duyuyordu.
"Ah, evet, tiraj çok yükseldi," dedi Luna mutlulukla.
"Herkes sana bakıyor," dedi Neville, "tabii yanında olduğumuz için bize de."
"Size bakıyorlardı, çünkü siz de D.O.'daydınız," dedi Harry. "Hepimizin adı geçti geçen sene boyunca, biliyorunuz."
"Evet, Büyükannem adımın bu kadar konuşulmasına kızar sandım," dedi Neville, "oysa sahiden memnun kaldı. Diyor ki, sonunda babama layık olmaya başlamışım. Bana yeni bir asa aldı, bak!"
Asasını çekip Harry'ye gösterdi.
Gururla, "Kiraz ve tekboynuzlu at kılı," dedi. "Ollivander'ın sattığı son asalardan biri olduğunu sanıyoruz, ertesi gün kayboldu."
Belli bir süre D.O.'dan bahsettiler ama kompartıman kapısı dışında bir patırtı koptu; 4 sınıftan bir grup kız, camın önünde fısıldaşıp kıkırdıyorlardı.
"Sen sor ona!"
"Hayır sen!"
"Ben sorarım!"
Ve içlerinden biri, büyük koyu renk gözlü, çıkık çeneli, uzun siyah saçlı, girişken bir kız, kapıdan içeri daldı.
"Selam, Harry, Ben Romilda, Romilda Vane," dedi yüksek sesle ve kendinden emin bir edayla. Ginny her zamanki gibi yerinde doğrulup kıza sert bir şekilde bakıyordu. "Neden bizim kompartımana gelmiyorsun? Onlarla oturmak zorunda değilsin," dedi, herkesin duyduğu bir fısıltıyla. Harry arkadaşlarından katlanılmaz insanlarmış gibi bahsedilmesine sinirlendi.
"Onlar dediğin kişilerden biri sevgilim," dedi ve Ginny'yi daha çok kendine çekti, "biri kardeşim, diğerleri de arkadaşlarım. Şimdi kaybol buradan."
"Ya," dedi kız, içerlemiş bir edayla. "Ya. Peki."
Ve geri çekilerek kapıyı arkasından kapattı.
Luna, rahatsız edici dürüstlük konusundaki ustalarını bir kez daha sergileyerek, "İnsanlar bizim gibi değil, süper arkadaşların olmasını bekliyorlar," dedi.
"Siz süpersiniz," diye sinirle konuştu Harry.
"Bu söylediğin çok güzel bir şey," dedi Luna ağzı kulaklarında. Sonra da Tayfagözlüğü'nğ burnunun üstüne itip Dırdırcı'sını okumaya koyuldu.
Yine sohbete dalarlarken belli bir süre sonra Ron ve Hermione de onlara katıldı. Tabii ki Harry'yi o kadar kolay rahat bırakmaları mümkün değildi. Fazla sürmeden geçen seneki sinir bozucu Hufflepuff Zacharias Smith daldı kompartımana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Prens
Fiksi PenggemarSlytherin'e yerleşmiş Harry'yi konu alan kitaplar arasında aydınlık için savaşan Harry'yi pek göremedik. Bu hikayedeki Harry aydınlık için savaşacak ama içindeki karanlığı da asla yok saymayacak. Sirius ne demişti? "İnsanlar iyi kimseler ve Ölüm Yi...