Üçbüyücü Turnuvası

276 30 2
                                    

1 Eylül sabahı gelince herkes erkenden kalkıp hazırlanmaya başladı. Sirius ve Marlene'in sürekli bu sene Hogwarts'ta bir şeyler olacağını söylemesi ama hiçbir şekilde olacak şeyin ne olduğunu anlatmaması Harry'yi, Cygnus'u ve Lily'yi çok meraklandırıyordu.

Bütün bunların yanında bir de Dünya Kupası Finali meselesi vardı tabii ki. Her ne kadar maç çok güzel geçmiş olsa da maçtan sonra olanlar gerçekten herkesi tedirgin etmiş ve etkilemişti. Ölüm Yiyenlerin tekrar toplanması ve Karanlık İşaret'in yıllar sonra gökyüzünde tekrar belirmesi herkesin korkularını tetiklemişti.

Harry, Ölüm Yiyenler'in mugglelara yaptığını görünce sinirlenmiş ve onları durdurmak için asasına uzanmıştı. Ne var ki asasını yerinde bulamayınca pek bir şey yapamamıştı. Daha sonra asası, Mr Crouch'un ev cini Winky ile beraber bulunmuş ve Karanlık İşaret'in ateşlenmesinde kullanıldığı öğrenilmişti Ne kadar asasız büyü yapabiliyor olsa da bunun da bir sınırı vardı sonuçta. Belli başlı şeyleri yapabiliyor olsa da yine de asası ona muazzam bir güven hissi veriyordu. Asasının olmadığını hissedince çok zayıf ve aciz hissetmişti ve bu duygudan nefret etmişti. Bu sebepten ötürü eve geldiğinde Zihinbend ve Zihnefend eğitimlerinden arta kalan sürede öğrendiği bütün büyüleri asasız yapmaya çalışmış ve bu konuda da çok ilerleme kaydetmişti.

Hazır Zihinbend ve Zihnefend demişken o konudan da bahsedelim. Harry yaz boyunca aldığı dersler sayesinde Zihinbend konusunda usta olmuştu. Yine de bunu beklediğinden uzun sürede başarmıştı. Her büyüyü neredeyse ilk denemesinde başarırken bu konuda bu kadar zorlanması şaşırtıyordu kendisini. Snape ise kendi karakterinin aksine onu rahatlatmak için "Çok üst düzey bir yetenek bu. Herkes bu konuda yatkın olamaz. Bu yüzden bu kadar zorlanman sana kötü hissettirmesin." gibi sözler söyleyerek her defasında Harry'yi şaşırtmayı başarıyordu.

Zihinbend konusunda ustalaşınca hiç ara vermeden Zihnefend eğitimlerine de başlamışlardı. Bu da en az Zihinbend kadar zordu. Belli bir noktaya kadar kendini geliştirse de eğitimi bitmediği için "Okulda da devam edeceğiz derslere. O zamana kadar dediklerimi uygulamaya devam et. Zihinbend'in Z'sini bilmeyenlerin zihnine rahatlıkla, hiç fark ettirmeden girersin ama bazı safkan aileler okul başında çocuklarını bir noktaya kadar eğitim veriyorlar. Onların zihnine girmeye çalıştığında fark edebilirler. Zihinbend konusunda olduğun gibi bu konuda da kusursuz olacaksın." demişti. Harry de acaba Sirius bu konuda eğitim aldı mı diye merak ettiği için eve geldiğinde onun zihnine girmeye çalışmış, Sirius da bu hamleyi tabii ki fark etmiş ve "Zihnimden uzak dur, Küçük Çatalak!" diyerek Harry'yi paylamıştı. Şimdi ise cümbür cemaat hazır bir şekilde King Cross İstasyonu'na gidiyorlardı.

King Cross İstasyonu'na geldiklerinde artık alıştıklarından ötürü mugglelara belli etmeden Peron 9/¾'e giden geçitten geçtiler. Harry, Hogwarts Express'ini gördüğünde her zaman olduğu gibi yine içinde yükselen mutluluğu gizleyemiyordu. Etrafına baktığında Weasley ailesini ve Hermione'yi gördüğünde gülümsemesi iyice artıp hemen yanlarına doğru ilerledi. Weasleylerin en büyük kardeşleri Charlie ve Bill de oradaydı. Dünya Kupası öncesi Kovuk'a uğradığında onlarla da tanışıp kaynaşmıştı.

Hepsine teker teker sarılırken sıra Ginny'ye geldiğinde tereddüt etti ama yine de garip karşılanacağını düşündüğünden ona da sarıldı. Tabii ki yine midesindeki kelebeklenme hissi devreye girmişti.

Ginny'ye karşı olan duygularının değiştiğini sonunda kabul etmişti. Sırlar Odası'ndaki meseleden sonra olmaya başlayan bu durumu Harry ilk başta ciddiye almasa da gün geçtikçe daha da artınca artık görmezden gelememişti. Yine de kendini durdurmaya çalışıyordu. Sonuçta ne kadar aralarında Ron'dan bağımsız bir arkadaşlık ilişkisi var olsa da yine de onun kardeşiydi.

Zümrüt PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin