Zümrüt Prens

Kapalı Koğuşta Noel

Snape, Harry o rüyayı gördükten sonra hemen onu Dumbledore'un yanına götürdü. Harry, Dumbledore'a olanları anlatınca gördüklerinin maalesef rüyadan ibaret olmadığını, tamamiyle gerçek olduğunu öğrenmişlerdi. Hayatında ilk defa haklı çıktığı için canı sıkılıyordu Harry'nin.

Tabii ki Arthur Weasley, Harry'nin gördüğü rüya sayesinde ölmeden bulunmuş ve St. Mungo Hastanesi'ne götürülmüştü. Hemen sonrasında da Harry, Lily, Cygnus ve Weasleyler Dumbledore'un oluşturduğu Anahtar sayesinde Grimmauld Meydanı'na gönderilmişti. Hatta Hermione bile ailesi tatile gitmeyi reddedip gelmişti.

Orada Weasleyleri zapt etmek de bir hayli zor olmuştu, özellikle de Fred ve George babalarının yanına gitmek için çok uğraşmış Marlene ve Sirius'u fazlasıyla yormuşlardı. Yaşadığı şoku üzerinden en sonunda atabilen Harry de Sirius'a yardım edip zor da olsa başarmışlardı.

Sabah olduğunda Moody ve Tonks'un da gelişiyle beraber cümbür cemaat St Mungo'ya gidip Arthur'un nasıl olduğunu görmüşlerdi. Erken bulunduğu için ölümden kurtulduğunu, biraz daha gecikme durumunda kurtulma şansının neredeyse imkansız olabileceğini öğrenmişlerdi. Bunun üzerine Molly başta olmak üzere bütün Weasley ailesi teker teker Harry'ye teşekkür etmişlerdi.

Bir de çocuklar Hastane'de iken Ziyaretçi Çayhanesi'ne gitmek için yukarı çıkarken yanlış katta inmişler ve tesadüf eseri de Neville'i bir koğuşa girerken görmüşlerdi.

Harry onun neden burada olduğunu bilse de diğerleri bilmiyordu. O yüzden onları engellemeye çalışmıştı ama Ron'un direkt ardından gitmeye başlamasıyla çabaları boşa gitmişti.

Koğuşa girdiklerinde Neville çok canı sıkkın bir şekilde bakmıştı onlara. Ailesi Neville'i tanımıyordu. Lestrangeler'in ve Barty Crouch Jr.'ın Voldemort'un yerini öğrenmek için kendilerine Cruicatus lanet yapması sonucu delirmişler ve şimdiye kadar tedavileri de bulunamamıştı.

Harry onları görünce çok kötü hissetmişti. Neville'in durumu kendisininkinden de kötüydü ona göre. Ailenin ölmesini bir şekilde kabullenebilirsin. Alışamazsın yokluklarına belki ama kabullenebilirsin. Peki, ailenin seni tanımaması? Buna ne alışabilirsin, ne de bunu kabullenebilirsin. İşte böyle düşünmüştü Harry. Bu yüzden o anda kendisine bir söz verdi. Ne olursa olsun onları eski haline getirecek iksiri veya şifa büyüsünü bulacak ve Neville'e ailesini geri kazandıracaktı.

O koğuştan çıkarken hepsi yıkılmış gibiydi. Konuşabilecek bir gücü bile kendilerinde bulamamışlardı.

Bütün bunlardan sonra Harry ve diğerleri Karargah'a geri dönmüş ve ertesi gün tekrar uğrayacaklarına dair Arthur'a söz vermişlerdi.

Eve geldiklerinde Harry'nin canı hâlâ Neville'in ailesinin durumu sebebiyle sıkkın olduğu için Sirius'a da haber verip dışarı çıkmıştı. Grimmauld Meydanı yakınlarındaki ormana girdikten sonra kurt formuna dönüşmüş ve yaklaşık 1 saat boyunca aralıksız koşmuştu.

Ertesi gün tekrar uğradıklarında Arthur ertesi gün eve gelebileceğini öğrendiklerinde hepsi sevinmişti. Şimdi ise hepsi Arthur'un eve gelmesini bekliyordu.

"Nasıl hissediyorsun?" diye sordu Lily abisine yaklaşıp. "O rüyayı gördükten sonra pek iyi gözükmüyordun."

Diğerleri de Lily'yi onaylarcasına kafalarını salladılar. Hepsi Harry'nin nasıl olduğunu merak ediyordu.

"Açıkçası Zihinbend öğrendikten sonra ilk defa savunmasız bir zihinle uyudum ve buna şükredeceğimi hiç düşünmemiştm." dedi diğerlerine bakarak. "O rüyayı görmeseydim neler olacağını düşünmek bile istemiyorum."

"Düşünme zaten!" dedi Ginny onun yanına gelerek. "Sayende babam kurtuldu."

Harry ona gülümseyerek bakarak kolunu omzuna attı. Ginny hemen limanına sokuldu. Artık herkes ikisinin sevgili olmalarına alıştığı için normal karşılıyorlardı bunları. Bu yüzden kimse ses etmedi.