Harry ve ekibi, Bakanlık'ta çıkardıkları kargaşadan sonra Hermione'nin bahsettiği ormanda bulmuşlardı kendilerini ve burada kamp yapmaya başlamışlardı. Kolyeyi nasıl yok edeceklerini bilmedikleri için de takmaya karar vermişlerdi. Ne var ki kolyeyi kim takarsa taksın öfke sorunu yaşamıştı. Birbirlerine asla söylemeyecekleri kırıcı sözler söylemişlerdi, ancak kolyeyi çıkardıklarında kendilerine gelmiş ve birbirlerinden defalarca özür dilemişlerdi. Bunun üzerine de bir karar almışlar ve kolyeyi kimse uzun süre takmamıştı.
Ondan sonraki günler de oldukça hareketli geçmişti. Godric's Hollow'da Nagini'nin saldırısına uğramışlar ve kılpayı kurtulmuşlardı. O saldırıdan sonra Harry, bir süre anlayamadığı için kendisini suçlamıştı. Çünkü Bathilda Bagshot'un bededini kullanan Nagini'nin çatal dili konuştuğunu anlayamamıştı.
Bir de ara sıra alışkanlık yüzünden bir çok kez Voldemort'un ismini kullanmışlar ve Harry'nin öldürdüğü Ölüm Yiyen sayısının artmasına sebebiyet vermişlerdi. Hatta Hermione ve Cygnus bile öldürmüşlerdi.
Öte yandan iyi şeyler de olmuştu. Harry, gece yarısında, etrafı koloçan ettiği sırada, gümüşi bir maral görüp takip etmişti. Maralı ilk gördüğünde aklına annesi gelmişti. Çünkü Patronus'u maral olan sadece iki kişi tanıyordu ve ikisinin de ismi Lily'ydi.
Patronus'u takip ettiğinde donmuş bir gölün üstünde durduğunu görmüştü. Patronus sonrasında gölün içine doğru süzülünce Harry de hemen buzun üzerini eliyle silip gölün içine bakmıştı. Gölün içibde Gryffindor'un Kılıcı'nı görünce gülümsemiş ve hiç düşünmeden buzda gölün içine girilebilecek kadar bir delik açmış ve hiç düşünmeden, kolye hâlâ boynundayken içine dalmıştı. Ne var ki o içeri daldıktan sonra saniyeler içinde kolye onun kılıca ulaşmasını engellediği gibi boğmaya da çalışmıştı. Onu gölün içinden kurtaran kişi ise Cygnus olmuştu.
Harry ona, kendisini nasıl bulduğunu sorunca o da püfürü çıkarıp göstermişti. Çünkü püfür bir anda ısınmaya başlamış ve Cygnus onu çıkarınca içinden bir ışık huzmesi çıkmıştı. Cygnus da onu takip edince Harry'nin suya girmekte olduğunu görmüştü. Çıkmadığını fark edince de telaş etmiş ve içeri atlamıştı.
Harry olanları öğrendikten sonra kolyeyi Cygnus'un elinden alıp büyük bir kayanın üzerine koymuş ve çatal dili konuşarak açılmasını sağlamıştı. Cygnus, elinde kılıçla yok etmeye hazırlanırken kolyenin içinden çıkan kara bir duman Lily'nin silüetini alınca duraksamış ve onun söylediklerine dikkat kesilmişti. dumandan Lily'nin, asla onu sevmediğini, sadece Sirius'tan dolayı ona katlandığını söylemesi üzerine gözyaşları akmaya başlamış ama kısa sürede kendini hemen toplamıştı. Çünkü Lily'nin kendisine asla böyle şeyler söylemeyeceğini biliyordu. Hemen ardından kılıcı kolyeye saplamış ve bir Hortkuluk'un yok olmasımı sağlamıştı.
Hermione bunu öğrenince ilk başta sevinmiş, sonrasında ise Harry'nin sorumsuzluğu için güzel bir azar çekmişti. Harry da klasik Hermione tavırlarına gülünce, ciddiye alınmadığını düşünen Hermione, Harry'ye Ginny'nin imza büyüsü olan Yarasa-Umacı Büyüsü'nü göndermiş Harry de bunu beklemediğinden karşılayamamıştı. Bu durum Cygnus'un kahkahası ile sonlanmıştı. Çünkü Hermione'nin attığı büyü Harry'ye bu zamana kadar isabet eden ilk büyüydü.
Hortkuluk'u yok ettikten sonra üçlü bir sonraki Hortkuluk'un nerede olduğuna kafa yorarken sürekli karşılarına çıkan gözü andıran işaret sebebiyle düşüncelerini diğer Hortkuluk'un nerede olabileceğinden ilk defa başka bir şeye vermişlerdi: işaretin anlamının ne olduğuna. Sonrasında da bu işareti Xenophilius Lovegood'un boynundaki bir kolyede gördüklerini hatırlayarak onu ziyaret etmeye karar vermişlerdi. Şimdi ise onun evine doğru yürüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Prens
FanfictionSlytherin'e yerleşmiş Harry'yi konu alan kitaplar arasında aydınlık için savaşan Harry'yi pek göremedik. Bu hikayedeki Harry aydınlık için savaşacak ama içindeki karanlığı da asla yok saymayacak. Sirius ne demişti? "İnsanlar iyi kimseler ve Ölüm Yi...