Bakanlık'ta

253 29 0
                                    

Esrar Dairesi'nde o kürelerin olduğu bölmelerde ilerliyordu Harry ve Cygnus. İkisi de bu kürelerin kehanet küreleri olduğunun bilincindeydi.

Normalde yanında kimseyi getirmek istememişti ama hepsi hep bir ağızdan gelmek istediklerini söyleyince sadece Cygnus'un gelmesini kabul etmişti. Çünkü aralarında en güçlü olanın Cygnus olduğunun bilincindeydi.

"Doksan yedinci sıra demiştin," diye fısıldadı Cygnus.

"Evet," diye mırıldandı Harry, en yakın sıranın sonuna bakarak nokta orada mavi mavi parlayan mum öbeklerinin altında gümüş bile elli üç sayısı vardı.

"Saha gitmemiz gerekiyor galiba," diye fısıldadı Cygnus, gözlerini kısıp bir sonraki sıraya bakarak. "Evet... şurası elli dört..."

"Asanı hazır tut," dedi Harry usulca.

Ses çıkarmadan, sık sık dönüp arkalarına bakarak, rafların arasında uzanan ve başıyla sonra karanlık içinde kalan uzun dar yollardan ilerlediler. Raflardaki her cam tünelin altında minicik bir gün sararmış etiketler yapıştırılmıştı. Harry, o etiketlerde kehanetlerin kimin hakkında olduğunu yazdığından emindi.

Seksen dördüncü sıraya geçtiler... seksen beş... Harry en ufak kıpırtıyı duyabilmek için kulak kesilmişti. Burada yalnız olmadıklarını elbette ki biliyordu, aptal değildi sonuçta.

"Doksan yedi!" diye fısıldadı Cygnus.

"Bu sırada olmalı," dedi Harry usulca. "Gözünü dört aç!"

Ve onu, bazıları önlerinden geçerken hafifçe ışıldayan cam toplarla kaplı yüksek raf sıralarının arasından geçirdi...

"Yakında olmalı," dedi Harry. İkisi de raflara dikkatle bakıyordu.

"Harry!" diye seslendi Cygnus.

"Ne oldu?"

"Bu mu?" diye sordu Cygnus eliyle küçük bir küreyi işaret ediyordu.

"Üstünde adım yazıyor mu?"

"Evet," dedi kısaca Cygnus. "Voldemort'un da adı yazılı.

Harry onun gösterdiği yere baktı ve altındaki etiketi okudu.

S.P.T., A.P.W.B.D.'ye
Karanlık Lord
ve (?) Harry Potter

"Bütün her şeyi bu aptal küre için mi yaptı yani?" diye fısıltıyla sordu Harry ve küreyi eline aldı.

Sonra, tam arkalarından, tembel bir ses konuştu.

"Çok iyi, Potter. Şimdi güzel güzel, yavaşça arkana dön ve o elindekini bana ver."

Çevrelerinde kare şekiller yoktan varoluşçasını ortaya çıkıyor, sağa sola gidiş yollarını kesiyorlardı; kukuletalardaki yarıkların arasındaki gözler parlıyordu, bir düzine ışıklanmış asavcı doğrudan doğruya kalplerine çevriliydi.

"Bana, Potter," diye tekrarladı Lucius Malfoy'un tembel sesi; avcu yukarı dönük elini uzattı.

Harry onlara şöylecesine bir baktı. Cygnus ile beraber halledebileceklerini düşünüyordu. İkisine de altı kişi düşüyordu.

"Bana," dedi Malfoy yeniden.

"Seni bu kadar cesur görmek beni ne kadar şaşırttı bilemezsin, Lucius." dedi dalga geçercesine. "En son karşılaşmamızda bu kadar cesur değildin hatırladığım kadarıyla."

Zümrüt PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin