Harry, Cygnus ve Hermione, Hortkuluk'un Dolores Umbridge'de olduğunu öğrendiklerinden beri nasıl alacaklarına dair plan yapıyorlardı. Harry'nin aklında bir plan vardı ama oldukça tehlikeliydi. Ne var ki bu durum Harry için fazlasıyla cezbedici olmasını sağlıyordu. Yine de yanında Hermione ve Cygnus olduğu için biraz daha temkinli davranması gerekiyordu. Pervasızlığı bir süreliğine kenara bırakması gerekiyordu. Herkes gibi Harry de bu konuda kendisine güvenmiyordu ama en azından bir deneyecekti.
Harry'nin aklına başka bir plan gelmeyince aklındaki planı anlatmıştı Cygnus ve Hermione'ye. Her gün düzenli olarak Bakanlık'ın girişini gözlüyorlar ve neyi nasıl yapacaklarını konuşuyorlardı.
Yine Bakanlık'ın girişindeki nöbetinin ardından Harry Karargah'a geldiğinde elinde Gelecek Postası vardı.
Hemen Cygnus ve Hermione'nin yanına ilerledi ve gazeteyi ortalarına bırakarak "Şunu okuyun," dedi ve Cygnus'a göz kırparak gülümsedi.
Tanıdık, kanca burunlu, siyah saçlı bir adamın büyük bir resmi gazeteden onlara bakıyordu, üstünde şöyle bir manşet vardı: SEVERUS SNAPE'İN HOGWARTS'IN MÜDÜRÜ OLDUĞU ONAYLANDI.
"İstediğin bu değil miydi zaten?" dedi Hermione, Harry'ye bakarak.
"Bu yüzden gülüyorum." dedi Harry. "Yine de bu durumun hoşuma gittiğini söyleyemem. Devamını okuyun."
"Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nda uzun süredir İksir hocası olan Severus Snape, bugün kadim okuldaki kadro değişikliği kararlarının en önemlisiyle, Müdür tayin edildi. Bir önceki Muggle Araştırmaları hocasının istifasının ardından Alecto Carrow bu görevi devralırken, erkek kardeşi Amycus da Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörlüğüne getirildi.
"En iyi büyücülük geleneklerimizi ve değerlerimizi yaşatma yolundaki bu fırsatı memnuniyetle -" ' Cinayet işlemek ve insanları işkence etmek gibi gelenekler ve değerler, herhalde!" diye haykırdı Hermione.
"Sakin ol Hermione!" dedi Harry ona bakarak. "Ve Phineas Nigellus'u oradan indirmeyi düşünme bile."
"Neden?" diye sordu Hermione. "Burada olduğumuzu öprenebilir."
"Öğrensin," dedi Harry. "Gelemeyeceği için sıkıntı yok. Buradan ayrıldığımızda yanımıza alırız."
Hermione biraz sakinleşip kafasını salladığında Harry, "Ben bir yere kadar gidip geleceğim. Nereye olduğunu sormayın. Söylemek istesem direkt söylerim zaten" diyerek Phineas Nigellus'un tablosunun bulunduğu odaya girdi.
Hemen kapıyı kapatıp sessizlik büyüsünü yapınca bir kaç kez "Phineas!" diye seslendi ve kısa bir süre sonra Phineas Nigellus tabloda belirdi.
"Ne oldu Potter?" dedi huysuzca. "Ne diye beni uykumdan uyandırıyorsun?"
"Sana da merhaba Phineas." dedi Harry, gülerek. "Severus odada mı?"
"Evet," dedi kısaca Phineas Nigellus.
"Yalnız mı?"
Phineas Nigellus, yeniden "Evet," deyince Harry onun tablosuna gidebileceğini söyleyip cisimlendi ve Hogwarts'ta, Dumbledore'un odasında belirdi.
Karşısında Severus'u görünce gülümsedi ve "Uzun zaman oldu Severus," dedi.
Severus Harry'yi gördüğüne hiç şaşırmadı ve düz bir ses tonuyla "Burada ne işin var?" diye sordu.
"Sen de haklısın," dedi Harry, hafiften sinirle. "Ben de karşımdaki çocuğun annesine 'Bulanık' desem ben de sorgulardım açıkçası. Hiç nefesini yorma bunu daha sonra konuşacağız. Neler oluyor? Bana anlatman için buradayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Prens
FanfictionSlytherin'e yerleşmiş Harry'yi konu alan kitaplar arasında aydınlık için savaşan Harry'yi pek göremedik. Bu hikayedeki Harry aydınlık için savaşacak ama içindeki karanlığı da asla yok saymayacak. Sirius ne demişti? "İnsanlar iyi kimseler ve Ölüm Yi...