Geldim! Uzun bir bölüm yazdım size. Umarım beğenirsiniz. Satır arası yorum yaparsanız çok çok sevinirim. Çünkü son zamanlarda yapmayı en sevdiğim şey onları okumak 😬😬🥺
O'brother - Poison!
Meg Myers - DesireKeyifli okumalar! ❤️
"İçimizde şeytan var... Can kırıkları var. Nefret var, yalanlar var... Bir yanımız bizi çoktan terk etmiş, kaçıyor... Melankoli ve hüsran var... Keşke bazı geceler hiç sabah olmasa."
-Sabahattin AliHayatta yapmayı sevdiğim zahmetsiz bazı şeyler vardı. Bir akşam vakti deniz kenarında oturup, deniz kumunun nemli bir şekilde kıyafetlerime yapışmasına izin vermekti mesela. Avuç içlerim, nemli kumla kaplanmışken büyülenmiş bir şekilde yakamozu seyretmekti. Güneşin doğuşunda ufukta oluşan o büyüleyici şöleni izlerken, sabah serinliğinin tüylerimi ürpertmesiydi. Dingin bir denizde sırt üstü uzanırken kulaklarımı çevreleyen denizin sessiz sesiydi.
Çıplak ayakla çimlerin üzerinde yürümekti. Yaz aylarında vanilyalı soğuk kahve içmekti. Islak saçlarımın bronzlaşan tenime yapışmasıydı. Hastalıktan kırılırken yorganın altında kıvrılıp uyumaktı. Tırnaklarıma sürdüğüm ojenin keskin kokusuydu...
Yürüyen bantın önünde dikilip gelip geçen valizleri izlerken derin bir nefes alıp verdim. Gitmek kolaydı ama geri dönmek çok zordu. Ben gitmemiştim, kaçmıştım. Arkama bile bakmadan kaçtığım yere ise şimdi kuyruğumu sıkıştırıp geri dönmüştüm.
Kaçtıkların seni bıraktığın yerde beklerken unutmak mümkün değildi.
Türkiye'ye adım atalı tam olarak yirmi yedi dakika oluyordu. Ve yirmi yedi dakikadır zihnimin içinde çıkan arbedeyi asla bastıramıyordum. Zihnimdeki seslerin paniklemesi için onu görmeme gerek yoktu, aynı şehirde olduğumuzu bilmek yetiyordu. Nefret ediyordum. Bana hissettirdiği her şeyden nefret ediyordum.
İlk başta abimin böyle bir karar almasına anlam verememiş, bir süre sorgulamıştım ama dönmemiz gerektiğini ben de biliyordum. O da bunu söylemişti zaten.
Abim geçtiğimiz hafta İstanbul'da hatrı sayılır bir reklam şirketinden CIO pozisyonu için teklif almıştı. Türkiye'ye dönmeyi düşünmüyordu ama bu teklifi reddederek büyük bir aptallık yapmak da istememişti. Üstelik benim de çalışmam gerekiyordu artık. İşime geri dönmem gerekiyordu. Selçuk Bey bana karşı çok anlayışlıydı ama bu töleransını daha fazla sömürmek istemiyordum.
Üstelik bir buçuk ay akıl hastanesinde tedavi görmemin mesleğimi icra etmemde bir engel olmasından çok korkmuştum. Neyse ki temyiz gücünden mahrum bulunmamış, hasta olarak nitelendirilmemiştim. Cezai ehliyetim hâlâ vardı. Neyse ki!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIRGA
RomanceYETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! İlk yayınlanma tarihi: 05.07.2017 Tekrar yayınlanma tarihi: 12.12.2022 "Şunu unutma. Ben şehri yıkıp geçen kasırgayım ama sen, yerinden bile kıpırdatamadığım bir kuş tüyüsün. Bir kuş tüyü kadar hafifsin, üflesem uçars...