Keyifli okumalar!Birine güvenmek, kendimi açmak hep çok zordu benim için. İçedönük bir yapım yoktu fakat her zaman insanlara karşı sınır çizerdim. Sınırlarımı geçebilen çok az insan oldu hayatımda. Ortamda genellikle en az konuşan kişiydim. Kendimden pek bahsetmezdim, sürekli kendini anlatan insanlara da katlanamazdım. Kendimle ilgili konuşmak sevdiğim bir şey değildi. Gereksiz samimiyet de öyle. Sınırlarımı aşabilen insanlar sadece Derin ve Kerem olmuştu. Onlar aşmasa benim uğraşacağım yoktu pek çünkü insanlara yaklaşmazdım. İletişim kurmak için uğraşmazdım.
Onlarla birlikte çok fazla şey paylaşmıştık ve hakkımdaki her şeyi bilirlerdi. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Birbirimizi her daim korur kollardık. Beraber güler, beraber ağlardık. Şimdi böyle olmamız, bana ihanet ettikleri gerçeği içimi acıtıyordu bu yüzden. İnanamıyordum da.
İkili ilişkilerde duvarlarımı yıkmak çok daha zordu. Kimseye adım atmadığım gibi atılan adımlara da kayıtsız kalırdım. İlişkinin içindeyken bile hep mesafeli davranırdım. Yanımdaki insanı yıldırana kadar bu böyle devam ederdi. Derin bir keresinde "Bazen Ege'nin seni tehdit ederek yanında tuttuğunu düşünüyorum," demişti. Haklıydı da. Öyle davranıyordum çünkü. Tanışmak için asla bir hamle yapmazdım. Flörtleşemezdim. Karşı taraf ondan hoşlandığımı asla anlamazdı. O iki kelimeyi asla söyleyemezdim. O beni öpmeden onu öpemezdim.
Tabii bu dört sene önceki Gece Ünver'di. Nasıl yaptıysa Kaya duvarlarımı yıkmıştı belli ki. Beni terk ettikten sonra aylarca ona ulaşmaya çalışmak eski Gece'nin yapacağı bir şey değildi. Eski Gece, acısını yaşardı ama asla peşinden gitmezdi. Birinin benim hakkımda "ona çok aşıktın" demesi de şaşkınlık yaratacak türdendi. Çünkü etraftaki kimseye öyle bir izlenim veremezdim.
Öte yandan Kaan konusuna gelince; kendimi tanıyamıyordum. Ona karşı bir duvarım bile yoktu. Sınır çizmek bir köşede dursun, kendimi tamamen ona açmıştım. Teslim olmuştum. İki gündür tanıştığım bir adam, bir anda hayatımın ortasına oturmuştu. Kesinlikle normal gelmiyordu ama karşı da koyamıyordum. Bütün hayatımı ele geçirse sesim çıkmazdı. Ben ki, bir adamı aylarca peşimden koşturmadan bir şey hissedemeyen Gece Ünver; iki günde bir adama kapılıp gitmiştim. Üstelik Kaan'ın aklında başka bir kadının olduğunu fark ettiğim andan bu yana kıskançlıkla kavruluyordum. O kadın olmak istiyordum. Onu sevdiği gibi beni sevsin istiyordum. Bu hissettiklerim kesinlikle sağlıklı gelmiyordu.
Kaan tavuk soteyi pişirmiş yanına da basmati pirincinden pilav yapıyordu. Bense masada oturmaya bir son vermiştim ve bir işe yaramaya karar vermiştim. Yemeğin yanına bol yeşillikli bir salata yapıyordum. Bulunduğu imadan bu yana tek kelime konuşmamıştık. Bir anda içine kapanmıştı. Duygu değişimlerini anlayamasam da ayak uydurmayı tercih edip susuyordum.
Sessizlik bir kartopu gibi büyürken düşüncelerim de aynı oranda güçleniyordu. Düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum ama beynimde sürekli aynı şeyler tekrar tekrar dönüyordu.
O kadın. Ben. Sarılışı. Şefkati. Kalp çarpıntısı. Uyku problemi. Güven. O kadın. Evlilik. O kadın. Ben. Saçlarıma dokunuşu. O kadın.
"Sakin ol," dediğinde irkilerek ona döndüm. Kaşlarını çatmış beni izliyordu. "Yazık domatese."
Başımı eğip önüme baktığımda gücüm karşısında ezilmiş ve parçalanmış domatesi fark ettim ve neyden bahsettiğini anladım. Aklımda oradan oraya çarpan düşüncelerin yarattığı boğulma hissi yüzünden önümdeki domatese eziyet etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIRGA
RomanceYETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! İlk yayınlanma tarihi: 05.07.2017 Tekrar yayınlanma tarihi: 12.12.2022 "Şunu unutma. Ben şehri yıkıp geçen kasırgayım ama sen, yerinden bile kıpırdatamadığım bir kuş tüyüsün. Bir kuş tüyü kadar hafifsin, üflesem uçars...