Upuzun bir bölümle merhaba! Nihayet buluştuk. Bu bölüm, sezon finalinden önceki bölüm. Bu hafta içinde yayınlayacağım diğer bölümle sezon finali yapacağız. Çok uzun süreceğini düşünmüyorum, ayrıca mola verdiğimiz bu süreçte bir özel bölüm gelecek. Evet, Kaya'nın bakış açısından yazdığım diğer bölümü siz yeni sezonu beklerken yazıp yayımlayacağım. Merak ettiğiniz, Kaya'nın ağzından yazmamı istediğiniz sahneleri buraya yorum olarak bırakabilirsiniz ❤️
Instagram: @ezgivani
Twitter: @vanililateDiğer kitabım: SİYAH ATEŞ
Lütfen bol bol yorum uapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Hepinizi seviyorum, keyifli okumalar!
🎧Tsar B - Escalate
🎧Anıl Berke - Zor
🎧Canozan, Deniz Tekin - Belki
🎧Draconian - She Dies"Kadın, erkeği kılıçsız zapteder ve ipsiz bağlar."
-Lev N. TolstoyBir keresinde, doğmadan evvel anne karnında hayatımızın bize izletildiğini ve bizim bunu kabul ederek doğduğumuzu duymuştum. "Saçmalık," dediğimi hatırlıyorum. "Ben bu hayatı izleyip de kabul etmiş olamam."
Söyleyen kişinin kim olduğunu hatırlamıyorum fakat bize birden fazla seçenek sunulduğunu; en iyisini seçtiğimizi söylemişti devamında. Hatta dejavunun da sebebini, hayatımızı daha önce izleyip unutmuş olmamıza ve arada bir hatırlamamıza bağlamıştı. Saçmalık olduğunu düşünmüştüm. Sanırım hâlâ öyle düşünüyordum fakat bunu bana söyleyen kişinin haklı olduğu bir nokta vardı; bu hayatı kendim seçmiştim.
Kaya'nın anlattıklarına göre beni kendinden de bu karanlık dünyasından da uzak tutmaya çalışmıştı. Benim seçimim ise emin adımlarla karanlığa dalmak olmuştu. Şimdi durup da kimseye kızamazdım; insanlar seçimlerinin doğurduklarından ibaretti.
Kaya kaskatı kesilmiş yüzü ve sertleşmiş bakışlarıyla telefonu kapattığında neler olduğunu sormaya korkarak yanında dikiliyordum. Saçlarımdan akan sular sırtımdan aşağı ilerliyor, dikildiğim yerde ufak bir su birikintisi oluşturuyordu.
Bakışları henüz bana dokunmamıştı; telefonunda bir şeyler daha yapmaya devam etti, ardından dişlerini sıkarak ekranı kapattı. Islak saçları alnına dökülmüştü.
"Ne oldu?" dedim korka korka. Sesimi sakin çıkarmak çok zordu.
Kaya kısa bir an gözlerini kapattı, ardından bakışları beni buldu ve yüzü biraz olsun yumuşadı. "Bir şey yok," dedi. "Korkma."
"Var," dedim kaşlarımı çatarak. "Var Kaya, baksana kaskatı oldun. Ne oldu? Neden Alp'i bulmalarını ve konuşturmalarını söyledin?"
Kaya kurulandığı havluyu şezlonga bırakıp bana doğru ilerledi ve elleriyle yüzümü avuçlayıp dudaklarıma eğildi. "Bir şey yok dedim Gece," dedi mırıltı gibi bir sesle. Dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı, sonra rol yaparak gülümsedi. "Hadi, yüzmeyeceksen gidip duş alalım. Sonra yemek yer çıkarız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIRGA
RomanceYETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! İlk yayınlanma tarihi: 05.07.2017 Tekrar yayınlanma tarihi: 12.12.2022 "Şunu unutma. Ben şehri yıkıp geçen kasırgayım ama sen, yerinden bile kıpırdatamadığım bir kuş tüyüsün. Bir kuş tüyü kadar hafifsin, üflesem uçars...