Multimedya'yı dinleyerek okumanızı tavsiye ederim 🥹
Keyifli okumalar!
Ertesi gün uyanır uyanmaz güzel bir duş alıp Lavin'e inmiştim. Beni kahvaltıya çağırmıştı. Evden çıkmak istemesem de Osman'la tanışmak için kabul etmiştim.
Dün kapıma gelen o tuhaf adamdan sonra bütün günüm dizi ve film izlemekle geçmişti. Korumalara da kapımın tam önünde durmamaları hakkında ricada bulunmuştum. Site içinde olmaları yeterliydi. Böylesi onlara da eziyetti. Bir şey olduğu takdirde aramak üzere acil aramalara numaralarını kaydetmiştim. Zaten güvenlikli bir sitede katillerin avı olamazdım herhalde...
Akşam Alp eve geldiğinde bütün konforum bozulsa da onu kırmak istemediğim için henüz yalnız kalmak istediğimi söylemiyordum. Alp akşam yemeğini hazırlamış ve Lavin'i de çağırmıştı. Birlikte yemek yerken geçmişle ilgili hiçbir şey konuşmamıştık. Bana dört yıl içinde unuttuğum politik olayları anlatıp durmuşlardı. Sanki bir ağlama krizine daha girmeyeyim diye özenle o konuları açmıyor gibiydiler. Ben de akışına bırakmıştım zaten. Evimde güvendeydim ve dış dünyaya açılana kadar da gerçeklerle yüzleşmek istemiyordum.
Osman bana aşıktı. Kapıdan içeri girdiğim an yüzünde koca bir sevinçle üstüme atlayıp her yerimi yalamıştı. Kahkahalar eşliğinde dakikalarca kapının önünde sevişmiştik. Sanki yıllardır hayatımdaydı ve unutmadığım tek şey oydu. Onu özlemişim gibi hissetmiştim ve kocaman öpücüklerimle resmen sevgiye boğmuştum.
Lavin dilimlenmiş ekmekleri önüme bırakırken, "Pansuman için hastaneye mi gidelim yoksa Evde Sağlık Hizmetlerini mi arayalım?" diye sordu.
"Dışarıya çıkmak istemiyorum," diye yanıtladım kısaca. Sonra çayımdan bir yudum aldım. "Kaza günü durgun olduğumu söylemiştin, sebebini biliyor musun?"
"Hayır," dedi ağzına bir ekmek parçasını tıkıştırırken. "Son zamanlarda hep Alp'leydin. Pek zaman geçiremiyorduk, işlerimiz de yoğundu. Ben kanaldan pek çıkamıyordum." Lokmasını yutup devam etti. "O yüzden hayatında ne olup bittiğini pek bilmiyordum. Bir sorun olduğu belliydi ama. Huzursuzdun hep."
Derin bir nefes aldım. "Kaya ile ilgili bir şey olabilir mi?"
"Bilmiyorum, olabilir. Şu peşindekilerle ilgili de olabilir."
Keşke etrafımdaki insanlarla bir şeyler paylaşsaymışım diye düşünürken içim daha da kararıyordu.
Susup tabağımdakileri yemeye devam ettim.
Kahvaltımızı bitirip birer kahve içtikten sonra Lavin, Osman ve Yosun'u gezdirmemiz gerektiğini söyledi. Yosun, Lavin'in köpeğiydi. Beyaz bir pekinezdi. İnanılmaz tatlıydı ama bir o kadar da agresifti. Fazla temastan hoşlanmıyordu ve ne zaman sinirleneceği belli olmuyordu.
Tasmalarını takıp minik dostlarımızı sitenin yürüyüş yolunda gezdirdik. Bu süre zarfında da Lavin bana arkadaşlığımızdan bahsetti. Seviyeli, saygılı bir ilişkimiz vardı anladığım kadarıyla. Birbirimizin sınırlarına saygı duyup gereksiz samimiyete girmemiştik ya da Derin'den sonra temkinli davranmıştım, bilemiyordum.
Osman ve Yosun tuvalet ihtiyaçlarını giderdiklerinde Osman'ı tekrar Lavin'e teslim ettim ve vedalaşıp eve çıktım.
Daireme girip kapıyı kapatmadan önce karşı daireye baktım. Kapı açıktı. İçeriden sesler geliyordu.
Tuhaf adam baktığım yerden görünmüyordu. Ama evin içinde birden fazla insan olduğunu seslerden anlayabiliyordum.
Tekrar kapıyı kapattım ve içim garip bir heyecanla dolarken onun dairesine doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIRGA
RomanceYETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! İlk yayınlanma tarihi: 05.07.2017 Tekrar yayınlanma tarihi: 12.12.2022 "Şunu unutma. Ben şehri yıkıp geçen kasırgayım ama sen, yerinden bile kıpırdatamadığım bir kuş tüyüsün. Bir kuş tüyü kadar hafifsin, üflesem uçars...