-42- ŞEFKAT

2.3K 130 263
                                    

Multimedia'ya bakın... çok duygulandım bunu eski bir defterimin arasında bulduğumda. Siz Gece ve Kaya ile yeni tanıştınız ama ben bu kitabı 2016 yılında kurgulamıştım. 7 senedir benimleler yani. Yazmayı bırakmasaydım belki de Kasırga çoktan bitmişti ama şu an yazmam kurgum için çok çok daha iyi 🫶🏻

Diğer kitabım olan: Siyah Ateş'i kütüphanenize eklemeyi unutmayın. İlk bölüm 1 Nisan'da gelecek.

Instagram hesabım @ezgivani

Canozan, Damla Eker - Öyle Kolay Aşık Olmam
Aaryan Shah - Dissociation

Keyifli okumalar! 🫶🏻

"Kötü hatıralar insanın aklından kelime olarak çıksalar bile görüntü olarak kalırlar."
-Oğuz Atay, Tutunamayanlar

Kahvemden bir yudum daha alırken sıkıntıyla iç geçirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kahvemden bir yudum daha alırken sıkıntıyla iç geçirdim. Hava güneşliydi bugün. Camın kenarında oturmuş, villanın çevresindeki ağaçlardan süzülen yaprakları izliyordum. Sonbahar ruhuma dokunuyordu. Ağaca, yaprağa ve rüzgara yüklediğim anlamlar izlediğim bu sıradan manzarayı derinleştiriyordu. Keşke hayata dümdüz bakabilseydim ama yapamıyordum. Psikonevroz zihnimin içini kargaşaya çevirmekten hiç çekinmiyordu.

"Abim hâlâ gelmedi mi?" İrkilip sesin sahibine döndüğümde elimdeki fincandan üzerime birkaç damla kahve sıçradı. Arya bana doğru ilerlerken dudağını bükerek hafifçe gülümsedi. "Korkuttum mu seni? Özür dilerim."

Hafifçe gülümsedim. "Duymadım geldiğini. Uyuyorsun sanıyordum."

İç geçirdi. "Uyuyamadım. Aklım annemde hâlâ." Omuzlarını düşürerek karşımdaki berjere otururken ellerini üzerindeki siyah sweatshirtün ceplerine sokmuştu. Bağdaş kurup başını geriye yasladı. "Abim çok haklı ama anneme de üzülüyorum."

Ben de ona çok üzülüyordum. Annesini seviyordu, abisini ve ablasını da seviyordu ve ne yapacağını bilemiyordu. Cenazenin ertesi günü Bahar teyze tam teşekkürlü bir huzurevine yerleştirilmişti. Bizzat gidip görmüştüm, güzel bir yerdi ama Arya üzülüyordu bu duruma. Onu da anlayabiliyordum ama Kaya haklıydı.

Kaya'nın kendisiyle verdiği savaşı çok yakından görmüştüm. Yıllar önce tüm o işkencelere maruz kalan küçük çocuk orada duruyordu, ruhundaydı; büyüyememişti. Onun yaşadıklarını unutamıyordu. Bir yanı büyümüştü, olgun bir adam gibi davranmak istiyor; affetmek istiyordu ama o küçük çocuğu unutamıyordu. O küçük çocuğun elinden tutan olmamıştı, bu yüzden ondan vazgeçemiyordu. Elini tutmak istiyordu küçüklüğünün. Hesabını sormak istiyordu. Onu anlıyordum.

"Anlıyorum," dedim yumuşak bir sesle. "İnan ben de böyle olmasını istemezdim ama abine de bir şey diyemiyorum. Zaten benimle konuştuğu da yok bir haftadır."

Önüme döndüm ve yeryüzüne doğru süzülen yaprakları izlemeye devam ettim.

Cenazenin üzerinden bir hafta geçmişti. Herkesin önünde bana ilanı aşk ettiğinden ve o evden çıktığımız andan beri Kaya benimle doğru düzgün iletişim kurmuyordu. Bunun benimle ilgisi yoktu, biliyordum. Çünkü kimseyle konuşmuyordu. Onun için endişeliydim ve ne yapacağımı bilmiyordum.

KASIRGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin