Keyifli okumalar 🌸
Yorumlarınızı lütfen benden esirgemeyin 🫠Küçük bir kız çocuğuyken çok yaramazdım; annemin çizmelerinin içine su doldurur, makyaj malzemelerini gizlice yürütürdüm. Annemin beni iki saniye boş bırakması demek, yeni bir felaket yaratacağım anlamına gelirdi. Başımdan aşağı yoğurt döktüğüm, çamaşır suyunu annemin en sevdiği gri halısının üzerine boşalttığım günleri şimdi gülerek anlatsa da o zamanlar benimle baş edemezdi. Çocukluk fotoğraflarıma baktığımda yüzümdeki o haylaz gülüş ne kadar yaramaz olduğumu anlatıyordu zaten. Her fotoğrafta sanki her an bir pislik yapacakmışım gibi gülümsüyordum.
Abim bir erkek çocuğu olduğu halde benim yanımda uslu kalıyordu. O kurallara uyar, söz dinlerdi. Enerjisini sokaklarda atar, eve geldiğinde de sessizce bir köşede oynardı. Bense annemin, evin içinde oradan oraya koşturup her yeri birbirine katan küçük hiperaktif kızıydım.O dönem Ankara'da yaşıyorduk. Henüz dedem ölmemiş, şirketi anneme bırakmamıştı. Annem ise babamın anılarıyla dolu o evi bırakıp gitme gücünü kendinde bulamıyordu. Dedemin desteği ve annemin orada burada çalışmasıyla geçiniyorduk. Ankara'da çok sevdiğimiz bir komşumuz vardı; Sevil Teyze. Yan komuşumuzdu. Annemin yaşadığı her şeye şahitti ve annemin en büyük destekçilerinden biriydi. Sürekli ya biz onun evindeydik, ya o bizdeydi. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Kızıl saçlarına hayrandım. Kendine has bir güzelliği vardı kadının. Kahkahasını çok severdim. Sesli ve tiz bir kahkahası vardı. Gülerken elini ağzına kapatır kendini geriye atardı. Bunu her yaptığında durup onu izlerdim. O da beni çok severdi. Bana sürekli kalpli kurabiyeler yapardı.
Ayrıca yaramazlığımdan müzdarip olanlardan biri de Sevil Teyze'ydi. Evindeki bütün değerli vazoları kırmıştım. O da çözüm olarak yaramazlık yaptığımda bana Krampus adlı yarı keçi yarı şeytan olan bir yaratığın, yaramazlık yapan çocukları kaçırıp çalı süpürgesiyle dövdüğünü söylerdi. Korkup annemin arkasına saklanırdım ve bir süre uslu dururdum.Sevil Teyze'nin Almanya'da yaşayan yirmili yaşlarda bir oğlu vardı. Soner Abi. Her gelişinde bana oyuncaklar getirirdi. Kendisi aynı zamanda benim ilk aşkımdı. O geldiğinde bayram ederdim. Beni kucağına, abimi yanına oturtup bize Almanya'yı anlatırdı. Abim anlattıklarını çok ilgi çekici bulduğu için onu dikkatle dinlerdi. Bense sadece hayran hayran yüzüne bakardım. Büyüyünce onunla evlenecektim. En büyük hayalim buydu. Şimdi düşününce çok gülüyorum.
Beni elimden tutar parka götürürdü. Babasızlığıma üzüldüğü için Türkiye'de bulunduğu süre boyunca benimle yakından ilgilenirdi. Hatta bir gün benim için bir adamla bile kavga etmişti!
Yine beni parka götürdüğü bir gündü. Kendi kendime oynarken bir yandan da gözüm ondaydı. Bankta oturmuş beni izliyordu. Onu etkilemek için tehlikeli işler peşindeydim. "Dikkat et, Gece!" diye seslenip duruyordu. Bir babanın ne demek olduğunu bilmediğim için onu baba figürüne sokamıyor, bunun yerine onunla evlenme hayalleri kuruyordum. Üzerinde her daim koyu kahverengi bir kaban olurdu. Kumral saçlarını yana doğru jöleler, hep giydiği sivri uçlu kunduralarını haftada bir boyardı.Kaydırağın başında oturmuş kaymak için beklerken arkamdan bir çocuk geldi ve beni hızla itti. Kaydırağın kenarından düşüp yere çakıldım. Kolum çok acımıştı. Bu yüzden avazım çıktığı kadar bağırarak ağlamaya başladım. Hızla yanıma geldi ve beni ittiren çocuğun babasıyla büyük bir tartışmaya tutuştu. Çok hoşuma gitmişti.
Sonra Soner Abi, Almanya'da bir kızla tanıştı. Palina. İlk düşmanım.
Yemyeşil gözleri, sapsarı saçları vardı. Uzun boylu, çok güzel bir kızdı. Annesi Türk, babası Almandı. Annem ve Sevil Teyze'nin aralarında, Soner Abi'nin bir kızla tanıştığını ve evleneceğini konuştuklarını duyduğumda ağlama krizine girmiştim. Annemler bu tepkime kahkahalarla gülmüşlerdi. Güldükleri için daha çok sinirlenmiştim.
Bir ay sonra Soner Abi, kızı annesiyle tanıştırmak için Ankara'ya getirdi. Bir akşam çay içmek için bizi de çağırdılar. Kız bana çok sevecen yaklaşmış, benimle iletişim kurmaya hatta oyun oynamaya çalışmıştı. Kollarımı önümde bağlayıp çatık kaşlarım ve büzdüğüm dudaklarımla ona dik dik bakmaktan başka bir şey yapmamıştım. Aşık olduğum adamı ilk kez küçük bir çocukken başkasıyla evlendirmiştim. Ne komik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIRGA
RomanceYETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! İlk yayınlanma tarihi: 05.07.2017 Tekrar yayınlanma tarihi: 12.12.2022 "Şunu unutma. Ben şehri yıkıp geçen kasırgayım ama sen, yerinden bile kıpırdatamadığım bir kuş tüyüsün. Bir kuş tüyü kadar hafifsin, üflesem uçars...