Multimedia: Angelicca - Don'tKeyifli okumalar 🪶
"Bana neden böyle davranıyorsun, Gece?"
Bakışlarım Ege'yi bulurken kaşlarım çattım. Yatakta oturmuş durgun bakışlarıyla beni izliyordu. Dudaklarıma sürdüğüm rujun kapağını kapatırken ona döndüm. "Nasıl yani?"
"Neden benimlesin?"
"Ege anlamıyorum? Neden bahsediyorsun?"
İç geçirdi.
"İnsanlar senin beni sevmediğini söylüyor, biliyor musun?" Ellerini iki yandan yatağa bastırdı. "Hatta artık ben de öyle düşünüyorum."
Bir süre ona baktım. Yine aynı konuları elli bininci kez konuşacaktık ve ben artık çok yorulmuştum. "Saçmalıyorsun. Yine."
"Hep aynı laf!" diye bağırdı ayağa fırlarken. "Saçmalama, ne alakası var, hayır Ege öyle değil!" Elini sarı saçlarına daldırırken gözlerini kısıp öfkeyle yüzüme baktı. "Bir kere bile sormuyorsun, neden böyle hissediyorsun diye! Düzeltmeye çalışmıyorsun! Sevgini hissetmiyorum Gece! Gör artık bunu."
"Tamam," dedim sakinliğimi korumak için derin bir nefes alarak. "Sorayım, nereden çıktı yine bu?"
"Şu yüzüme bir bak Gece!" dedi öfkeli bir çaresizlikle. "Dün gece kavga ettim ben! Kaşım gözüm patladı!"
Sessizce yüzünü inceledim. Dün gece gittiğimiz gece kulübünde bir adamla aptal bir mesele yüzünden yumruk yumruğa dövüşmüşlerdi. Kaşı ve dudağı patlamıştı. Sağ gözü şişmişti ve neredeyse kapanmıştı. Ama hâlâ konunun bununla ne ilgisi olduğunu anlayamamıştım. Bu yüzden ona boş boş bakmaya devam ettim.
"Yüzüm gözüm kanarken normal bir sevgilinin yapacağı gibi yaralarımı temizlemedin bile! Bir pansuman bile yapmadın. Yaptığın tek şey boş bir 'iyi misin?' sorusuydu." Eliyle göğsüne vurdu. "Bana şefkat göstermeni bekliyorum, sevgi istiyorum, ilgi istiyorum! Görmüyor musun?"
Sustum. Yüzüne bakmaya devam ettim.
"Sen beni sevmiyorsun, Gece. Sen sevmeyi bu sanıyorsun. Sevgi böyle olmaz."
Elimdeki, suyla ıslattığım gazlı bezi hafif hafif Kaan'ın kaşına değdirerek yarasını temizlerken sıkıntıyla iç geçirdim. Ege haklıydı. Onu sevdiğimi sanmıştım. Çok çırpınmıştı ve çığlıklarını duymamıştım. Benden sadece sevgi beklemişti. Ona biraz şefkat, biraz ilgi göstermemi beklemişti ama ben karşısında hep duvar gibiydim. Beklediği hiçbir şeyi ona sunamamıştım. İçimden gelmemişti, yapamamıştım. O zamanlar karakterimin böyle olduğunu sanıyordum ama yanıldığımı şimdi görüyordum. Ona belki de sadece değer vermiştim, bilmiyordum ama şu an geriye dönüp baktığımda hissettiğim şeyin sevgi ya da aşk olmadığını görebiliyordum.
Öte yandan şu an Kaan'ın yaraları ondan çok benim canımı yakıyordu. Onu kucağıma yatırıp saçlarını okşamak, yaralarını öperek iyileştirmek istiyordum.
Bir keresinde dertleşirken annem, "aşk kapını çaldığında onu tanımana gerek kalmayacak," demişti. "Onun kim olduğunu bileceksin."
Aşk kapımı çalmış mıydı, bilmiyordum ama iki gündür tanıdığım adamın kaşındaki patlak, yüzündeki yaralar ve dudağından çenesine süzülüp kurumuş kan lekesi canımı bu kadar yakıyorsa... bunun sebebi başka ne olabilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIRGA
RomanceYETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! İlk yayınlanma tarihi: 05.07.2017 Tekrar yayınlanma tarihi: 12.12.2022 "Şunu unutma. Ben şehri yıkıp geçen kasırgayım ama sen, yerinden bile kıpırdatamadığım bir kuş tüyüsün. Bir kuş tüyü kadar hafifsin, üflesem uçars...