5. "küçük kız ve köpecik"

21.8K 885 145
                                    

Böyle bişi olabilir miydi?
Şuan da ben kanlı canlı bir kurda dokunuyor olabilir miydim?

Hayır normal bir kurda değil,
Normalden 2 kati büyüklüğünde bir kurda.

Yeşille karışık mavi gözlerimle onun insanken mor ama dönüştüğunde sarı olan gözlerine bakıyordum.

Elimi çektim. İnanmıştım. Kesinlikle mantığım kabul etmesede inanmıştım.

Burnunu bana yaklaştırıp gözlerini kapatarak uzunca kokumu içine çekti.

Bayrak gibi dikiliyordum. Ama sıcak nefesi tenime işliyordu.
O soluk alıp verdikçe benim göğsüm inip çıkıyordu. 

Bir müddet sonra geri çekildi.

Bana bir bakış atım.
Gözlerimin önünde tekrardan hızlı bir şekilde insan formuna döndü.

Ağzım açık hâlâ ve hâlâ şaşırırken kanıtlamanın gururu ile bana doğru yürüdü.

"İnandin mı küçük kız?" Dedi eğlenerek.

Alfa işte.

"Hayır. Nereden bilicem ilizyon olmadığını?" Benimle oynamak istiyordu ama ben onun iynayabileceği kızlardan değildim.
"Ne!" Dedi. Mimikleri bir anda değişmişti.
"Sen şaka mi yapıyorsun!" Diyip elleni saçlarının arasından geçirdi. Bir kaç adım atıp bu sefer ben ona yaklastım.

Elimi başına koyup bir köpeği sever gibi saçlarını karşıtırdım.
"Evet köpecik şaka yaptım" dediğimde sinirlenmekten çok eğleniyor gibiydi.
"Demek öyle küçük kız." Diyip tehtitkarca mor gözlerini üstümde gezdirdi.
"Yanlız ben köpek değilim bir Alfayım" hiç beklemeden gözlerimi devirdiğimde
Daha eyğlendiğini çıkardıği kendine özgü gülüşten anlayabiliyordum.

"Fark etmez benim için hepiniz aynısınız." Diyip ona arkamı döndüm. Bir adim atmıştım ki büyük bir şeye çarptım.

Bir vücut.

Onun vücudu. Çok hızlıydı. Tahmin edemeyeceğim kadar hemde.

"Öyle mi? Hepimiz köpeğiz yani gözünde?" Dedi tek kaşını yukarı kaldırarak. Başımı olumlu anlamda salladım.
"Evet. Ama merak etme çabuk alışırım. Hayvanlark severim. Özellikle köpekleri" dediğimde ikimizde eğleniyorduk.
"Himm" diye bir hırılti çıkardı boğazından.
Omzumu çekerek yanından geçtiğimde beklemediğim bir anda sol eli ile belimden kavrayip sağ elinide başımın arkasına koydu. Ve beni ağaca yasladı.

Sağ eli sayesinde kafam acımamıştı. sert yaslamıştı ama kolları ile beni sardığı içinden canım yanmamıştı.

Başını, başımla hizaladı.
"Hepimiz aynıyız? Biz hepimiz köpeğiz? Hayvanlari seversin? Özellikle köpekleri?"
Diyip beni tastik ettiriyordu.
Başımı salladım ama kalbim çoktan maratona çıkmıştı.

Yine o kendine özgü bir şekilde güldüğünde.
"Galiba bana aşıksın hayvanları sevdiğine göre, düzeltiyorum özellikle beni köpek yerine koyup
Belirttiğine göre baya baya aşıksın" dedi muzipçe.
"Ne alaka be!" Diye çıkıştım.
Eğlenerek başını sola çevirip kulağını kalbimin üzerine hafifçe yerleştirdi.
"Peki neden kalbin normalin üstünde atıyor?"

Ah! Onun insan olmadığını unutuyordum galiba.

"Çok yakıniz ben hiç kimseyle bu kadar yakın olmadım" dedim. Saçlarının o nane aromalı kokusu beni benden alırken sağlam durmaya çalışıyordum.
Kafasını geri çekti, yüzlerimizi eşitledi.
"Peki. Bu kadar yakın olmaktan korkuyormusun?" Diyip bana dahada yaklaştı.

Aramızda nerdeyse 4-5 cm vardi.
Başımı hızlı ama küçük hareketlerle aşağı yukarı salladim.

Böyle dememle daha yaklaştı.
"Peki böyle" artık konuşursa dudaklarımız birbirine deyecekti.

Avuç içlerim terlemeye başladı. Kalbim durmak bilmiyordu.
Soluk alıslarim sıklaştı.

Ama daha fazla böyle kalamazdim. Kalmamalıydim.

Ellerimle göğsünden beklemediği bir şekilde onu itip merdivenlere koşmaya başladım.

İstese beni rahatlıkla yakalardi.
Fakat arkamdan gelmemişti.

Merdivemlerden çıkıp balkondan içeri girdim.

Yinede denemeye değer dedi kalp.














(Evi hatırlamayanlar için)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Evi hatırlamayanlar için)

Ruh Eşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin