27."Ruhumun eşi"

7.9K 468 55
                                    

Koca salonda koltuklarin arkadaki boy aynasında kendime bakıyordum.

Güneş batmış hava o muhteşem rengini almıştı.

En son aksesuar olarak kolyemi takıp boydam boya kendimi süzdüm.

Arenin verdiği kolyeyi arabadayken vermişti.

Tam arabadan inecekken Aren kolumdan tuttu,
"Noldu?"
Hiç bir şey söylemeden cebinden siyah kadifemsi bir kutu çıkardı.
"Aren?" Kutuyu açtı.
İçinden çok güzel bir kolye çıktı.
"Sadece tak" dedi kutuyu uzatarak.
Öküz diye geçirdi. İçimden.
Kolyeyi takıp elimle yokladım. Kurt ifadesi vardı. İnce işlenmiş özel yapım.
"Teşekür ederim" dedim Gülümseyip.
Aynı şekilde gülümseyince arabanın kapısını açıp aşağıya indim.

Normalde kendimi beğenmezdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Normalde kendimi beğenmezdim. Ama bu sefer çok güzel olmuştum.

İlk aren sonrada ben üstümüzü değiştirmiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İlk aren sonrada ben üstümüzü değiştirmiştik.

Kapıdan bir tıkıldanma geldiğinde Arenin tepkisine hazır olmadığımi fark ettim.

"Gel" dedim çekingenlikle.

Kapı yavaştan açıldı. Aren o siyah tüylü göz alıcı Alfa kurt insan formunda karşımdaydı.

Bana baktı, beni süzdü.

Yavaşça yanıma adımladı.

Kunduralarındaki topuk sesi tepkisinin ne kadar ağır olacağıni bilir gibiydi.

Yaklaştı, yaklaştı ve tam önümde durdu.

Kafasını sağa yatırıp topuklu siyah, kıyafetimle uyumlu ayakkabılarımdan başlayıp dalga yaptığım saçıma kadar gözleri ile beni tekrar süzdü.

Dudaklarıni araladı,
"Ruhumun eşi, çok fazla güzelsin ve emin ol. Bu gün birinin gözlerini oyup ağacın ucuna asacam" dedi hoş bir tonda. Söylediklerinin güzelliğine kendimi kaptırıp hemen eriyemezdim.

Ben onu sinir etmek istiyordum. Aynı onun bana yaptığı gibi. Saçlarımı geriye savurup derin bir nefesten sonra konuşmaya başladım.

"Ne yani? Bu kadar güzel olmak benim suçum mu?" Diyip gözlerinin içine baktım.

O kendine has gülüşü ile gülünce ilk yere sonra göz bebeklerime baktı.

"Hayır güzel olmak senin suçun değil ama makyaj yaparak mükemmel olmak senin suçun" dedi.

Aren. Bu bildiğimiz kurt, Alfa olan Arenmiydi?

Ağzım açık ona öylece bakarken bu sefer gözleri arali olan dudaklarıma kaydı.

"Eğer biraz daha öyle kalırsan,
Yemin ederim dudaklarıni dudaklarımla kapatacam" diyip oda nasıl açıldığını bilmeyen ağzını kapattıp, sertçe yutkundu.

Daha yeni fark etmiştim.

BİZİM ARAMIZDA BİR NEFESLİK MESAFE VARDI!

kendime gelmem lazımdı derhal kendime gelmem ve bolya yetişmem.
Yetişmemiz.

Boğazımı temizleyip ne ara yükseldiğimi bilmediğim parmak uçlarımdan indim.

Bir iki adım geriledim.

"Küçük kızlar önden" dedi Aren elini kapıya uzatıp bana yol vererek.

"Köpecikler arkadan" dedim saçımı tek elimle tekrar Arenin yüzüne doğru savurup.

(...)

Balo yerine geldiğimizde heryerde kadın erkek bir sürü insan vardı.

Pardon insan görünümlü kurtadamlar ve dişi kurtlar.

Arenin elini belimde hissetiğimde içime dolan güvenle daha kararlı adımlar atmaya başladım.

Aren, diğer kurtlarında bizi duyduğunu unutmadan kulağıma fısıldadı.
"Sakin ol. Ben varım kimse sana bakmaya cüret edemez" diyip yanağıma bir öpücük kondurup geri çekildi.

Şimdi yanağıma kondurduğu, öpücüğü düşünüp heycanlanacak kadar sakin değildim.

Gerginliğim heyecanımı bastırıyordu.

Orman çok uzun olmayacak şekilde küçük ışık saçan lambalarla süslenip,
Tüllerle dekora edilmişti.

Bizim için -belli olduğu- hazırlanan yere geçtik.

Diğer masaların bi tık daha üstünde olan bir masaydı. Daha gösterişli ve daha güzeldi.

"Küçük ışıklar ne güzelmiş" dedim hayranlıkla sarı olan, ağaçlara renk veren, ışıkları izlerken.

"Yanlız onlar ateş böceği, yani ateş böceğinin dondurulup içine ışık konulmuş hali" dedi.

Gülümseyen yüzüm anından solunca Arene döndüm.

"Ciddi misin?"
"Evet" dedi gülümseyerek.
"Maalesef, sana 'alışırsın' dememin sebebi buydu. Bizim dünyamız biraz sizinkinden farklı" diyip bir kere daha bana geç evleneceğimiz hatırlattı.

Ne kadar istemesemde alışık olduğum için bacak bacak üstüne attım.
Arenin etrafı süzen gözleri bir anda bacaklarıma ardından mavi ile yeşilin karışımı olan gözlerime kaydı. Renkli gözlerime.

"İndir bacağını" dedi emir vererek.
"Ama böyle rahat ediyorum" dedim çocukça bir ses tonunda.

Bana bakmaya devam ettiğinde, başımı öne eğdim.

Bana bağırmasını beklerken, iki parmağını çenemin altına koyup nayifçe başımı kaldırdı.

"Alfanın kadıni başını öne eğmez" dedi nazikçe.

İstemsizce içime dolan güvenden sonra Arenin dediği ile özgüvenim artırmıştı.

Başımı Arenin parmaklarınin desteği olmadan dikleştirdim.

"İşte böyle küçük kız" dedi.
Ona gülümsediğimde bana göz kırpıp tekrar yüzünü sert bir görünüme sokup kartal bakışları ile etrafı kontrol ediyordu.

26. Bölüm kısa olduğu için bunu bir tık uzun yapmaya çalıştım.

Keyifli okumalar.

🐺🐾


Ruh Eşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin