59."ödeşme zamanı"

5K 345 51
                                    


Herkes Arasa bakarken onun gözü bizim üstümüzdeydi.
Ben Aras ile göz göze geldiğimde Devinin korktuğunu hissediyordum.

Hayır, kendine zarar gelmesinden değil benim öfkemden,kavga etmemizden aksi halde bana sonsuz güveniyordu.

"Esin kızları içeri götür" diye Ayaz arkadan konuştuğunda Devin hemen itiraz etti.

"Hayır! Bende burda kalacam"

"Devin" dedim gözümü Arastan ayırmadan.

"Aren"

"İçeri gir." Dediğimde koluma yapışmış kulağıma birşeyler diyordu.

"Aren lütfen, burda kalayim senin yanında olayım"

"Son kez söylüyorum. İçeri gir." Diyince kolumdaki eli gevşedi. Bir kaç saniye bana baktığını fark ediyordum. Ama Aras ile göz temasını kesmeyecektim.

Ardından Figene döndü -muhtemelen-
Hadi diyerek onunla beraber içeriye yöneldi.

Sürgülü kapı kapandığında, yanımda sadece Ayaz ile yiğit olduğundan emin oldum.

Tabikide içeride Devinin o her zaman hızlı olan nabzının sesini duyuyordum.

"Sen! Benim halkımın ne cüretle yeniden başına geçmeye kalkarsın!" Dedi Aras dişlerinin arasından.

O sağ ve sol üst tarafındaki vampir dişleri gözükmüştü konuşurken.

"Halkın? Birinin canını yakıp, onu sevdiği ile sınayan biri ne zamandır Alfanın dengi olmuş?"

"Neden yalvardıktan sonra gitmene izin verdim? Çünkü seni işini bitirmek bana yüceliğimi geri getirmeyeceğini biliyordum. Biliyorsun, seni yenemeyeceğimden değil bir anlamı olmadığını için bağışladım canını"

"Sen! Benim canım bağışlamadin! Bana yalvardın! Alfa yalvarmıazdı! Ben şimdiye kadar mesela kimseye yalvarmadim senin gibi küçük duruma düşmedim!"

"Bişi sorucam Aras, ben şuan küçük durumdaysam, senim halkın, neden evimin önünde?"

Arasın içindeki öfke her saniye büyürken ben eğlenmeye başlamıştım.

"Yada bir saniye o piyonun nerde?"

Muratta buradaydı bu olayları oda duyuyor hatta belki görecek kadar yankındaydı.

Arasın delirmesi ile üst dişlerinin 2 cm daha büyümesi bir oldu.

Vapmirlerin dişleri,avlarını ısırmak üzereyken büyürdü.

Fakat oda biliyordu benden hızlı olamazdı.

Eline geçirdiği tırnakları yüzünden avcundan hafif kırmızı kanlar damlıyordu.
Daha yeni avlanmış olmalıydı.

"Aren!" Dediğinde aklına bir şey gelmiş gibi halkima döndü.

Cüceler,benim tarafımdaki vampirler,periler başka başka bir çok canlı burasaydı.

"EVİNİZE GİDİN HEMEN!" Diyip onlara bağırdığında,ben yavaş adımlarla merdivene ilerliyordum.

"SİZE DİYORUM EVİNİZE GİDİN!"

yavaş yavaş merdivenlerden indim.

"HADİ LAN GİDİN!"

Aynı yavaşlıkta Arasın önüne yöneldim.

Aras kafasını bana çevirdiğinde aramızda 4-5 metre vardı.

Karşı,karşıyaydık.

"Aras, ödeşme zamanı"

Aras biliyordu. Burada bir son vardı.

Kimin sonu belli olan bir son.

Hani intikam soğuk yenen bir yemektir ya.

İşte bu yemek, o akşam yemeğiydi.

......

(Kısalığını mazur görün diğer bölüm daha uzun olacqk :)

Ruh Eşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin