47."Kurtaramadık"

5.7K 378 51
                                    

FİGENDEN...

O dişi kurt beni fırlattıktan sonra Ayaz'ın bana bağırışını duymuştum.

Kafamı çarpmıştım ama bilincim yerimdeydi.

"FİGEN!"

kafamı yavaşça sağ tarafa çevirdiğimde, Devini belinden kavrayıp kaçırdığını görüyordum.

Elimi uzattım.

Yetişemeyeceğimi,kurtaramayacağımi bile bile elimi uzattım.

Gözlerimi kırptığım zaman yanımda bir sıcak hissetmiştim.

Ayaz olmaliydı.

O gelmişti.

O gelmeliydi.

"Ayaz" dedim zar zor.
"Figen, dayan, dayan güzelim tamam mı?"
"Ayaz, köpekler doğduktan sonra- neden gözleri kapalıdır biliyor musun?" Diye ilk geldiğimdeki gibi onu sorulara boğmak, onunla konuşmak istiyordum.

"Sus! Figen sus lütfen, yorma kendini, iyileşince anlatırsın"
Başımda bir sıvı hissetiğimde kaşlarım çatılmıştı. Ayaz burnunu çektiğinde kanın kokusunu almış olacak ki beni bir çırpıda dikkatlice kucağına aldı.

Arabaya vardığımızda beni öne otutturdu. Aren arkada esinin kucağında yatıyordu.

Ama Devin, devin yoktu.
En yanında olması gereken kişi yoktu.

Ayaz'ın yanıma ön koltuğa gelmesi bir 10 saniye sürmüştü.

"Devin" dedim nefesimi verirken. Kapıyı kapattı,arabayı çalıştırdığında daha hızla sürmeye başladı.

"Yiğit peşlerinden gitti, getirecek Devini söz, sana söz gelecek Devin"
"Sana inanıyorum" dedin sözünü bitirir bitirmez.

Nefeslerimin düzene sokmuşken arkadan esin seslendi.

"Ayaz! Arenin nabzı çok yavaşladı." Dediğinde gözlerim istemsizce kocaman olmuştu.

"Duyuyorum! Duyuyorum esin!" Dedi gazı arttırirken Ayaz.

(......)

Uzaktan hastane göründüğün, buranın özel bir hasta olduğu belliydi.

Ayaz son sürat hastaneye giriş yaptığında benimde gözlerim buğulanmaya başlamıştı.

Hemen arabanın kapısını açıp Areni, koltuk altından destekleterek hastaneye giriyordu.

"Esin! Figene bak!" Dediğini duydum.

Esin koşarak kapımı açtığında, beni belimden destekleyerek aşağıya indirmişti.

"Figen nasıl hissediyorsun?"
"Gözlerim kararıyor" dedi  sol elimle başımı, sağ elimle esinin kolunu tutarken.

"Tamam yavaş yavaş gel" diyip hastanenin büyük kapılarında içeri giriyorduk.

Etrafıma zorca gözümü gezdirdiğimde Ayazı göremedim.

Onun yerine bize sedye ile koşan hemşireleri gördüm.

"Gel Figen" diye esin beni sedyeye yönlendirdi.

Ondan sonrası benim için bir dakika gibi geçmişti.

Sedyeye alınmam, esinin yanımda olması.

Kapıdan girecekken Ayaz'ın yanıma gelmesi ve esine,

"Sen Arenin yanına git, ben eşim ile kalacam" demesi.

Bu cümleleri beynimde ölçüp,tartmak benim için şuan imkansızdi. Tepki veremiyor anlayamıyordum.

Eli,elimi tuttuğunda kalbimin korkuyla atmaya başladığı fark ettim.

Niye bilmiyorum. Korkuyordum.

Ölecek mişim gibi korkuyordum.

Bilincimi kaybedip gözlerimi kapattığımta elimi tutan el daha güçlenmişti.

..........

Simsiyahtı,her yer her şey.
Zaman,mekan kavramıni unutmuştum.

En son Aren vurulmuştu.
Sonra ben,ben Devini kurtarmak istemiştim.

Ama sonra bişi beni itip kendimi ağaca çarpmamı sağlamıştı.

Geceydi. En son.

En son saat 23 civarlarıydı.

En son Ayaz'ın yüzü vardi zihnimde.

En son, hastanedeydim.

En son ormandan hastaneye gelmiş,sedyeye alınmıştım.

Evet, bilincim yerine geliyor gözlerim açılıyordu.

Yukarıdaki beyaz ışık gözlerinde ağrıya sebep oluyordu.

Kaldığım yerin sertçe kapı açılışını duyduğumda hâlâ gözlerim ışıkla mücadele ediyordu.

Sonra adim seslerı ve ışın kapanısı.

Gecenin 3ü rengi.

Yani lacivert Gök yüzünun camdan odaya yansıyışı.

Ve onun sesi.

"Figen"

Gözlerimi kırpıştırıp başımı çevirdiğimde Ayaz'ın gece gibi olan gözleri ile karşılaştım. Parlıyordu.

"İyi misin?" Dedi sakince.

Başımı sallamakla yetindim.

Sonuçta görüyordu.

Dudaklarimi aralayıp bir soru sormak istediğimde, soracağım soruyu tahmin etmiş olmalı ki beni durdurdu.

"Sus" diyip yutkunduğunda boğazınin sesini duymuştum.

Aren mi ölmüştü?

"Yiğit geldi." Dedi bir an.

Demek oluyor ki Devinde gelmişti.

"Ama Devini kurtaramadık ellerinden" dediğinde
Ona öylece bakıyordum.

Kurtaramadık.....

Ruh Eşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin