58."Aptal"

5K 336 61
                                    

Geliyordu.

Alfanın halkı geliyordu.

Bütün umutlar sönmüşken gelmişlerdi.

Sesler dahada yakınlaştığında Aren benimle göz göze geldi.

İçindeki mutluluğu hissediyor, gözündeki şaşkınlığı okuyordum.

"Alfa, halkın geliyor" diyerek ortamdaki sessizliği bozmuştu Ayaz.

Herkesin yüzünde bir gülümseme varken, Aren hiç tereddüt etmeden koşar adım. Verandaya çıkmıştı.

Arkasındam ilk ben olmak üzere herkes çıkmıştık.

Karşıdan ellerini yumruk yapıp havaya sallayan halk aynı masallardaki gibi bu hikayeninde mutlu biteceğinin habercisi gibiydi.

"ALFAMIZ A-REN!"

Sesleri dahada yaklaşırken gözlerin Arenin yüz ifadesine kaymıştı.

Gülüşü soluyor, kaşları istemsizce çatılıyordu. Bir terslik olduğunu fark etmiştim.

Aren Ayaz ile göz göze geldiğinde,esini sağ tarafımda hissetmiştim.

Esin, kulağıma doğru benim anlayamadığımi bildigi için ters giden şeyi söylemişti.

"Uzaklardan, Arasın kokusunu alıyoruz"

Bu cümle bütün umutlarımızı söndürüp yerine kini bırakmıştı.

Figende yanıma geldiğinde akşam olduğu için görmesekte yaklaştıklarını seslerinden anlıyorduk.

Halk bize dahada yaklaştığında, Gözcüler zıplayıp evin önüne atladı.

O hırıltılı, sadece kurtların anlayabileceği dili konuştuklarinda Aren dudaklarını aralayıp onalara cevap vermişti.

"Biliyorum, siz evi koruyon, diğer Gözcülerede haber salın gelsinler"

Kurt Gözcülerin başı olan kurt, harladığı zaman hepsi bir gölge gibi hızlıca Arenin tekrardan Alfa olarak söylediği emirleri yerine getiriyorlardı.

Halk artık göreceğimiz kadar yakına geldiğinde, evin sol çaprazından gelen hışırtı seslerinide duyuyorduk.

"Devin, içeri geçin Figen ile"

Arenin uyarmasından sonra ona dönmüştüm. Gözleri o hışırtı gelen yerden ayırıp bana baktı.

"Bir kere sözümü dinle"

Başımı olumsuz anlamda salladığımda o sert yüzünde hafif bir gülümseme vardı.

Benden gözünü çekip aşşagıda olam halka baktığında gözlerinde olan öfke yine canlandı.

Öfkesi halka değil, halkı bu şekilde buraya getiren kişilereydi.

Hışırtılar dahada yaklaştıgında bir anda halkin yanında ağacın önünde bir gölge belirdi.

Figen, arkadan kolumu tuttuğunda, Ayaz'ın Figene attığı bakışıda yakalamıştım.

Ben, Figen nazaran korkmuyordum.
Çünkü biliyordum, Aren beni korurdu.
Aren bana hir şey olmasına izin vermezdi. Aren ne olursa olsun benim canımın yanmasına müsade etmezdi.

"Aren" diyerek bütün dikkatleri üstüne çekti Aras.

Arkasında, Asenayı gördüğümde Murat'ın nerde olduğunu sorguluyordum.

YAZARDAN...

evet belki Aras intikamı almıştı.
Ama Murat'ın mühürsüz olduğunu ikisinden başka bilen yoktu.

Eve geldiklerinde, Murat kendini koltuğa atti.

"Sonunda, sen intikamini aldın bende babamdan esirgedikleri tahtı"

Aras, Asena ile göz göze geldiğinde yüzünde küçümseyici bir gülüş belirdi.

"Ah Murat, ah, keşke bu kadar aptal olmasan."

Murat kaslarıni çattı.

"Anlamadım?"

"Sen mühürsüzsün, o tahta oturamazsın."

Murat sinirle doğrulduğunda Aras ile karşı karşıya gelmişti.

"Bana bunu vaadetmedin Aras! Tahta bem geçecektim, sende intikamını alıp Alfa olacaktın"

"Ne yani hem tahta oturanin, hemde Alfa olan kişinin fark iki kişi olacağınımı düşündun?" Diyip
Murat'ın aslında bir piyon olduğunu itiraf etmişti.

Herşey Murat'ın yüzüne vurulduğunda sinirle Arasın yakasına yapıştı.

"YALANCI PİÇ!"

diyerek boğazını sıkıyordu.

"Aaa Murat ben ölüyum, nefes almıyorum" diyip Murat'ın boşa uğraştığını belirtti Aras.

"Sen!" Diyip ellerini hışımla üzerinden çekti.

"SENİ PİŞMAN EDECEM! BANA İHANET ETMEK NEYMİŚ GÖSTERECEM!" dedi öfkeyle.

İll Arasa sonrada Asenaya baktı.

"Sende hak ettiğini bulacaksın fahişe!" Dediğinde kapıdan hızlıca çıkıp kendini dışarıya atmıştı.

Şuanda, Arenle eve gelmişti. Tam şuanda, Murat ile Aras kavga ettikten sonra diğer taraftada Arenler evdeydi.



Ruh Eşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin