46."kıyamet"

6K 374 25
                                    


Hani size 'hiç dizlerinizde bir can uyuttunuz mu?' diye bir soru sormuştum ya, keşke sormasaydım.

Hani 3 paket tohum ekip, çiçek dikmiştim ya, keşke dikmeseydim.

Hani benim yerime Aren ölecekti ya yani bana öyle demişti. Keşke ölmeseydi.

Keşke Aren uyumasaydı.

Ben bu canı şimdi yaşasın diye dizlerinde tuttuyordum.

Kanli ellerimdenden damlayan kanlar umrumda değildi.

Gelinliğim batması,ellerimin kirlenmesi, umurumda olan Ruhumun yaşamasıydı.

Kalbimin atmasiydi.

Evimin mor gözler olmasıydı.

Ama o mor gözler neden kapalıydı?

Aren, beni koruyan bana her zaman cevap veren Aren, şimdi neden beni duymuyordu?

Bir kitapta okumuştum,
Ruhsuz bir beden kaç gün yaşar?
Diye bir soru vardı. Ben Arensiz nasıl yapacaktım.
Ruhum olmadan nasıl gülecektim?
Nasıl sevinecek,neye heycanlanacaktim?

Silahın patlamasi üzerine Aren benim üstüme yığıldı. Onu dizlerimde tuttum.

Ayaz, Muratın üstüne atıldı. Aynı zamandada koruyucular Murat'a koşmaya başladı.

Esin Figeni tutuyor, yiğit Asena ile uğraşıyordu.

Kıyamet gibi bir şeydi ama kimse ölmüyordu.

En azından kucağındaki kişi hariç kimse.

"YARDIM EDİN! AYAZ AMBULANSİ ARA BİŞİ YAP! ESİN! FİGEN!" Bağırıyordum.
Avazım çıktığı kadar,sesim yettiği kadar bağırıyordum.

Aren ölemezdi. O benim hayatımın baş rolüydü. Ve baş roller ölmezdi.

Esin, Figeni kendine getirmek isteyip sarsarak durumu anlatmaya, Ayaz Murat'ı diğer kurtlara bırakıp buraya gelmeye çalışıyordu.

"Aren!" Dedim ağlayarak. Yarasına bir elimle baskı yapıyor diğer elimlede yanağını okşuyordum.

"Ölme Aren. Sana yalvarıyorum. Ölme Aren!" dedim. Ağlayarak. Ağlıyordum. O tetik çekildiğinden beri ağlıyordum ve yeni fark etmiştim.

Aren cevap vermiyordu. Gözlerini açmıyor, belkide... Kalbi bile atmıyordu.

"AREN! BANA BAK AREN!" dedim yanağına hafifçe vurarak.

"Devin ver bana!" Dediğinde, onu hızlıca Ayaz benden aldı.

"Yiğit bırak onu! Arabayı getir Alfa kötü durumda!" Dedi bağırarak Ayaz.

Esin Figeni bıraktığında Asenada Murat'ı kurtarmak için koruyucuların üstüne atlamıştı.

Figen koşarak yanıma geldiğinde, esin ile yiğitin Areni taşıdığını ve Ayaz'ın arabaya doğru koştuğunu gördüm.

"Kalk! Kendine gel Devin! Aren kötü! Devin kendine gel!" Diyip beni kolumdan sarsmaya başladı Figen.

Koruyucularin hepsi bir bir yere düşüyordu.

Murat Asena hırladığında, Asena bu tarafa döndü.

Ben, gözlerimi Arene çevirdiğimde , Arenin kafası esinin kucağındaydı.

Ayaz,
"Devini alın!" Dediğinde Asena yanımıza hızlıca gelmişti. Figen korkudan titreyen vücudu ile beni arkasına aldı.

"Hayır! İzin vermem!" Dedi başını iki yana sallayarak.

"Ayaz, Alfanın gelinini alıyorlar!" Diye bağırdı yiğit. Bu tarafa yönelirken.

Asena başı ile Figeni savurduğunda,
Ben ayağa kalkmıştım. Figeni vücudu yanımdaki ağaca çarpmıştı.

"Figen!"

Ayaz'ın sesi.

Ardında Yiğitle, bu yarafa koşuşları.

Asena dişleri ile belimi kavrayıp beni koşarak ordan uzaklaştırdı.

Ben sadece çırpınıyordum. Arene gitmek için, onun yanında olmak için.

"DEVİN!" diye bağırdığını duydum arkamdan Ayaz'ın.

Ama Asena beni çoktan ordan uzaklaştırıyordu.

Ben, onun dişleri arasında çırpınıyor bağırıyordum.

"Bırak beni! Aren!"

Tabi ne Aren beni duyuyor
Nede Asena beni bırakıyordu.

Bedenimi çok kötü sarsılıyordu.




..........






Ruh Eşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin