65."aren."

3.6K 247 23
                                    


"Aren!" Diye bağırdım. Sesim karanlıkta yankı yapmıştı. Ormandaydık. Dolunay olmasına rağmen ağaçların ışığın geçemeyeceği kadar sıktı. Burası ormanın başka bir bölümüydü.
"AREN NERDESİN KORKUYORUM!" vücudum adrenalin salgılarken neredeyse kalbimin sesini duyuyordum. Resmen göğüs kafesimin dışında atıyordu.

Art,arda etrafımda yarım yarım dönerken. Büyük bir ses yükseldi.
"ALFANIN GELİNİ? KORKTUN MU!" ardından iğrenç bir kahkaha. Bu arasın sesiydi.

Arkamdan büyük bir çatırdı geldiğinde yerimden sıçrayarak oraya döndüm. Aren dizleri üstünde öne doğru eğilmiş aort damarını tutuyordu. Ve orada  oluk oluk kan akıyordu. Bir adım atmak istedim. Fakat ayağına bir ip bağlamışt.

Ben en son arabadaydım. Her şey bittiği için seviniyordum! Bu nasıl bir oyundu?

Ayağımıdaki ipi çekiştirdiğımde daha sıkıyordu sanki beni.
"Aren!" Beni duyuyor muydu? Evet. Peki neden cevap vermiyordu? Bir uluma sesi yankılandı kulaklıdıma.
Sonra bir silah sesi yankılandı ormana.  Bir kez daha yerimden sıçradım. Aren inleyerek yarasının üstüne düştüğünde.
Sırtındaki kanı görüyordum.

"HAYIR!" hem ölümcül bir şekilde yara almıştı hemde sırtından vurulmuştu.
"AREN! LÜTFEN! KALK ALFA!" bağırıyordum. Boğazım yırtılırca bağırıyordum.

"NEDEN ONU SIRTINDAN VURDUN! ADAM GİBİ NEDEM GÖZLERİNİN İÇİNE BAKMADIN!" bir iğrenç kahkaha daha.
"Biliyor musun?" Dedi. Bağırmıyordu sesinde yükselen tek bir ton dahi yokken sanki kafamın içinde gibiydi sesi. Peki ben bağırmama rağmen neden sesim çıkmıyormuş gibi geliyordu?

"Bu dünya iki varlık arkadan vurmaz biri kurttut. Diğeri türk. Mesela ceylanlar zaten bizim geldiğimizi bilmezler. Fakat biz onları arkadna vurmamak ses çıkarır uluruz. Anladın mı?" Aren biliyordu o zaman.

"SENİ! SENİ!"
"Ne beni ufak kız? Ne? Döver misin!"

Sesi beynimin içinder yer etmişti. Bakışlarım onu bulmak isterce ormanın her yerinden geziniyordu. Ama Biliyordum bulamazdım. Kafamı Arene çevirdiğimde önünde bir çiçek olduğunu gördüm. Bunlar benim diktiğim- hayır bunlar onlar değildi. Bunlar başkaydı. Aren öksürmeye başladığında bunun kurtboğan çiçeği olduğu geldi aklıma. Adım atmak istedim bir kez daha. Ama bu sefer öbür ayağımda iple bağlamıştı. Tek yapabildiğim çığlık atmaktı.

"AREN! DAYAN YALVARIRIM ALFA DAYAN!"

Ormanda benim bağırışlarımdan başka ses yoktu.

"AREN!"

Duyuyor muydu?

"AREN!" Dedim yataktan sıçrayarak.
Çok, çok kötü bir kabus görmüştüm. Sağ omzumda bir el hissettiğimde arkami dönmüştüm. Dönmem ile ışığın açılması bir oldu. Aren üstü çıplak bir şekilde bana korku dolu gözlerle bakıyordu.
"Ne oldu Devin?" Dedi telaşla. Gecenin kaçındaydık bilmiyordum.
"Aren." Dedim nefes nefese. Konusmasına izim vermeden hemen boynuna atladım. Beni kucağına aldığında elleri belime dolanmıştı.

Derin derin nefes alıp veriyordum.

"Sevgilim. Bebeğim. Ne oldu?" Bana narince dokunuyordu.

"Kabus, çok kötü, kabus gördüm." Kelimeler ağzımdan zod telafuz ediyordum .
"Tamam. Geçti buradayım..." bekledi.
"Küçük kız." Diye ekledi.

Ellerim dahada boynuna sararken kokusu içime işledi. Bana burada olduğunu sakinlesmem gerektiğini milyonuncu kez daha kanıtladı.

"Neredeyiz?" Dedim. Kafamı omzundan kaldırmadan sıcak teni yanağıma değiyordu.
"Balayında"
"En son arabadaydık?"
Boğazını temizledi. Beni kendinden uzaklaştırdı yüzünde ciddi bir ifade vardî.
"Devin. Uyanmadın ki hiç. 2 haftadır uyuyorsun." Gözlerim ve ağzım aynı oranda açıldında sadece düz bir ifade ile yüzümü inceledi. Ardından dudaklarını birbirne bastırdı. Bu sefer kaşlarım çatılmıştı.

Bir anda koca bir kahkaha attığın rahatlamışça nefesimi verdim.
'ya pislik!" Koluna vurduğunmde elim acımıştı. Hâlâ gülüyordu. Ona vurudum elimi avcunun içine alıp öptü.
"Şaka şaka. Araba bindiğimizde uyuya kaldın bende dedim sür balayına. Geldim seni odaha kadar taşıdım falan. İşte sonra beraber uyuduk. Toplamda ise 8 saat kadar uyudun..."  bekledi. Bir şey vardı ağzında söyleyemiyordu. Tek Kasım havalandı.
"Bu 3. Kabusun"

Dedi. Doğru söylüyordu.

"Maşallah." Diye mırıldandım. O beni güldürüp. Neselendirmeye çalışıyorsa bende bu anı bozmayacaktım. Yaşadığım şeyler tabikide bilinç altımı etkileyecekti.
Ellerini yatağa koyup bağdaş kurdu.

"Yeterince dinlendin mi?"
Muzip bi tavırla sormuştu. Başımı olumlu anlamda salladım.
"O zaman,.şu muhabbetleri sonra şu 5 oldu' kısmını konusmak için enerjin var?" Güldüm.
"Varda."
"Da?"
"Ne bilim konuşmak için uygun mu burası?"
"Evet. Biz otelde değiliz küçük kız. Burası başka bir evren" son cümlesi fısıltı gibi çıkmıştı. Banaam yavaş yavaş yaklaşırken bende gözlerimi kapattım.

Evet, artık yasacaklarim sadece bir rüya olabilirdi. Bu savaşın sonundaki hazine bemim için büyük bir ödüldü.

Tek korkum canımın yanmasıydı.
Fiziksen olarak ...

Ruh Eşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin