24."Bu halin"

8.1K 483 38
                                    

Hani ölüp ölüp dirildiginiz anlar vardır ya. Misal abimle Arenin konuştuğu zaman kalpkrizi geçirecekmişim gibi.

Yada şuan telefonum yok dedikten sonra Arenin mesajlaştığı kişiyi görmek icin yalan söyleyip onun telefonunu alıp abime verdiğim gibi.

Mor gözleri, beni tatlı muzur bir tehditkârlıkla süzerken ben hemen

Telefonu kapatan abimin elinden telefonu alıp Arenin yüzüne bakmadan ona uzattım. Elini sinir bozucu bir yavaşlıkla uzatıp elimden telefonu aldı.

Hızla yerime geçip oturduğumda abimin
Sesi ile başımı kaldırıp Ona baktım.

"Alev gelecek, iki hafta ileri aldırdım işlerimi sizin işiniz vardır gidin isterseniz abim" dedi anlayışla.

Ona gülümseyerek cevap verdim.
"Yok işimiz abi önceliğimiz senin sağlığın bekleriz biz" diyip onun sözünü beklediğim sırada Aren araya girdi.

"Aslında işimiz var yağız. Yani abi.
Ben... İç mimarım" dedi.

Dediği şey beni bile şaşırtırken abime çaktırmamaya çalıştım.

Abim Arene baktığı zamanda bende ona döndüm, Arende tam o sırada bir iki saniye ile bana baktı.

"Ufak at aren!" Dedim kısık bir şekilde dudaklarımi oynatıp ona seslenerek.

Dudaklarımı okuduktan sonra belkide fısıltımı duydu,hemen abime döndü.

"Yani şöyle, bir şirketim var"
Allah'ım bu çocuk iyice delirdi. Ben buna küçük adımlar at dedikçe bu uçuyordu.
"Aslında Ayaz diye bir arkadaşım var o işletiyor ben çizim yapıyorum. Şirketten sıkılıp şehirden bulalınca ormandaki evime gitmeye karar verdim. Zaten Devin ilede orda tanıştık"
Bu çocuk uber bir yalancıydı.
Ve ben bu çocuğa sonsuz güveniyordum.

Yardım et Rabbim.

"Öyle mi?" Diyerek bana döndü abim.
"Hı-hı" dedim telaşla başımı yukarı aşağı sallayıp.
"Ben yürüyüşe çıkmıştım oda geziyormuş işte napıyon ne ediyon derken buralara kadar geldik." Dedim sahte abimin anlayamacağı gülüsememle.

"Hımm anladım gençler. Bir ara uzun uzun konuşup iyice anlatırsınız herşeyi bana ama şimdi bir yorgunluk çöktü. Madem işiniz var zaten Alevde bir iki saate gelir siz gidin" diyip esnedi abim.

Aslında bu burda kalmazdı iyice öğrenirdi. Fakat ciddende uykusu gelmiş olmalı ki bir an önce uyumak istiyordu.

Aren yaslandığı yerden sırtını ayırınca bende ayağa kalktım.

"Tamam o zaman abim dikkat et kendine" diyip ona sıkıca sarıldığımda yaralarını incitmemeyede dikkat etmiştim.

Abimde bana sarılıp sırtımı sıvazladı.

Geri çekilirken bir kere daha esnediğinde iyi olup sadece uyumak istediğine daha çok ikna olmuştum.

Arende hızlıca abimle tokalaşıp odadan çıkmak üzere olan bana yetişti ve benle beraber odadan çıktı.

...

Otoparka indiğimizde ikimizdende tık'
Yoktu.

Neden konuşmuyordu bilmiyorum ama bir şey düşünür gibiydi.

Arabaya yaklaştığımızda beni ani bir hareketle hic beklemediğm bir şekilde bagaja yaslayıp üzerime eğildi.

"Küçük yalancı" dedi gözlerime bakarken.
"Ne?" Derken yaptığımı şeyi hatırlamamla catılmis kaşlarım gevşedi.

"Ha şey mi? Ben onu şey yaptım, Telefonumu bulamadım yok sandım. Bir baktım cebimdeymiş" diyip durumu toplayama çalıştım. Tamam yalancı kısmı doğru olsada küçük değildim.

"Öyle mi olmuş?"
"Evet. kesinlikle." Dedim kendimden emin, hiç yalan söylemezce.

"Hatırlatmak istemem ama kalbin çok hızlı atıyor. Küçük bir yalan söyledin bu kadar büyütme" dedi dudağının sağ tarafını yukarı kaldırırken.

Ama ben bunu yolardım. Bu benim elimin ayağımin birbirine dolaşmasına dalga geçiyordu.

Hızlıca onu göğsünden ittirip bağırdım,
"Aren komik bir durum mu var ortada?
Yalan söylememe,telefonumu almama kızıp beni telaşlandırıyorsun ve benimle dalga geçiyorsun!" Dedim.

Hayır, hayır. Olayları sinirlendiğim zaman abartan biri değildim.

Arenin Gülen suratı solduğunda, derin nefeslerimin arasından onu izliyordum.

"Devin" dedi bir manevra ile beni belimden tutup bagaja tekrar yaslarken.

Ellerime, ne kadar güç verip ittirsemde yemin ederim bi duvari iter gibiydim. Asla kımıldamıyordu.

"Dur!" Dedi emir verir gibi.

Durdum.

Ona otaat ederek.

"Senin bu halin benim daha çok hoşuma gidiyor. Elinin ayağının birbirine dolaşması, bana bir şeyleri açıklaman, her cümlenin içinde 'şey' kullanman.
Jestlerin mimiklerin. Ve bana kendini yanlış ifade edeceğinden korkman. Bu halini daha çok seviyorum. Seni bu yüzdende sinir etmek istiyorum." Dedi. Benim aksime dopdoğru söylerek.

Onun o hoş sesini dinlerken nefeslerim düzene girmiş söyledikleri ile kalbim sinirden değil heycandan hızlı atmaya başlamıştı.

Her an sıcak olan elleri ile saçımı kulağımın arkasına geçirdi ardından kulağıma yaklaşıp güzel bir cümle fısıldadı.

"Devin. Ben bu haline daha çok aşık oldum."

Ruh Eşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin