Gözlerinde bir şey vardı. Ya benim anlayamadığım ya onun anlatamadığı bir şey. Derin bir şey nedensizce,ister istemez ona çekiliyordum. Aramızda çok kuvvetli vir elektirik vardı.
Özllikle şuan gözgözeyken.
Mor gözleri,gözlerimle buluştuğunda görünmez bi bağ oluşuyordu arada.
Uzun bir süre birbirimize baktığımızı fark ettiğimde bir çırpıda kollarının arasından çıktım.
Boğazımı temizlediğimde oda kendine gelmis olacak ki burun kemerini sıkıp gözlerini kapattı.
"Şimdi, evine gidip eşyalarınımı alalım yoksa ailene haber mi vericeksin?" Dedi gözlerini açarken. Ama gözelerini benimle buluşturmak yerine halıya dikmişti.
"Abime haber vericem. Ama ilk önce eşyaları alalım şimdi ne ile karşılaşacağımı bilemediğim için tepkilerini ölçemiyorum." Dedim.
Başını sallayıp onayladığında ondan bir şey bekliyordum.
Adım atıp gitmesini yada durup konuşmasını. Bilmediğim yerde hangi yöne nasıl gidebilirdim?
"Gidiyorum o zaman ben" dedim tepkisini merak ederek.
"Nereye?" Dedi gözlerini halıdan çekip gözlerime sabirlerken.
"Eve. Eşyalarını alacam" dedim.
Galiba jeton geç düşüyordu.
"Tamam. Bekliyorum" diyip o düşünceli hali ile koltuğa oturdu.Ellerimi göğsümde birleştirip
Durumu anlamasını bekledim.Bunun jeton kaç köşeliydi.
Gözlerini kırpıştırıp,
"Hadi ne bekli- bir dakika nereye gideceğini bilmiyorsun ki." Dedi. Şaka yapıyordu. Bu adam bu kadar zeki olamazdı değil mi?
Derin bir soluk verip,
"İşte seni bekliyorum Aren bir anlayamadın nasıl gideyim. Beni sen götüreceksin." Diyip ellerimi çözdüm."Ha pardon ben bir şey düşünüyordum da, dalmışım.
sen çık ben geliyorum" dedi ayağa kalkarken.Onu Başım ile onaylanıp kapıya yöneldim. Balkon ile birleşik kapıyı sürgüleyerek açıp tekrar kapattım ve merdivenlerden aşağıya indim.
Ağacın orada beklerken.
Bu durumu abime nasıl anlatacağımı planlıyordum.Ne tepki vereceğini hiç tahmin edemiyorum. Çok mu kızıcaktı yoksa 'hayırlı olsun abim' mi diyecekti?
Yada Areni gördüğü gibi üstüne mi atlayacaktı?
İnsanın abisi olması zor şeydi.
Biraz daha bekledikten sonra kapı sesi duymamla oraya döndüm.
Aren son basamaklardaydı.
Evet,evet Alfa ya ondan bu kadar hızlı.
Yanıma geldiğinde. Cebinden lacivert bir kutu çıkardı.
İstemsizce kaşlarım çatık bir şekilde kutuyu incelerken ne yapmaya çalıştığını merak ediyordum.
Kutuyu yavaşça açtığında içinde bir yüzük gördüm.
Hayır. Evlilik yüzüğü değildi.
Ki olsada evlenme teklifim...
Yani en azından böyle olmamalıydı."Bu ne?" Dedim çatık kaşlarımla.
"Yüzük"
"Onu görüyorum da ne için?" Gözlerimi yüzükten ayırmadan konuşuyordum.Yüzüğu kutudan çıkarıp sol elimi elinin içine aldı.
"Bu yüzük Alfaların eşlerine taktığı bir yüzüktür. Her Alfa kendi göz rengini eşinin yüzüğüne uyarlar." Dedi yüzüğü, yüzük parmağıma geçirirken.
"Anlamadım nasıl?" Diyip Sol elimi elinden çekip yüzüğü incelemeye başladım.
"Bak bu beyazlık varya işte o Mora döner beni düşündüğün zaman. Bir çeşit fosforlu yüzük gibi düşüne bilirsin." Diyip oda elini indirdi."Bu sayede senin eşinin, ben olduğumu anlarlar. Bunu diğer kadınlardada görebilirsin. Yani kurtkadınlarda onlar senin gibi insan değil. Sen çok özelsin. Ayni kokun gibi sende özelsin" dedi.
Bu cümleleri içten söylüyordu.
Yüzük parmağımada cuk oturmuştu."Tabi bu yüzük evlendiğimiz zaman değişecek. Sadece bir zaman takman lazım bunu." Dedi
Anlayarak başımı salladım.Nadide bir parçaydı.
(Yüzüğü değiştirdim)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Eşi
Teen FictionDünyada evcilleştirelemyen tek hayvan kurttur. Eğer bir kurdu hapsederseniz pençeleri ile boynunu kopararak intihar eder "Ruhumun eşi" Kurt, masum bir kızı aşkıyla koruyabiliecek mi? Kız o aşka inanıp kurda sığınabilecek mi? 🤍✨ "Bişi sorucam" diy...