Tom Riddle, bir kez daha önünde duvarların arasında beliren kapıdan içeri adımlarını atarken, gri taştan odada onu bekleyen ve aralarında konuşan bir bir düzineden biraz fazla çoğunluğu Slytherinli'lerin oluşturduğu aralarında Vivien ve Sierra'nın da olduğu grubu bakışlarıyla susturmuştu. Masanın en başındaki yerine geçtiğinde zaman kaybetmeden söze girdi. Toplantıyı bir kez daha erteleyemezdi. Aralarına yeni katılanları karşılayacaktı.
"Hepimiz, bu okulda verilen eğitimin yetersiz olduğunu biliyoruz. Ancak korku kimseye fayda etmez. Burada toplanmamızın asıl nedeni, bu okulu, elbet bir gün yalnızca sihir eğitimi almaya layık olanlara açmak!" Ayağa kalkarak, masada ona bakmakta olan diğerlerine doğru eğildi. Sesi, her zamanki etkileyici tonundaydı.
"... ve günün birinde ise büyücü dünyasının artık korkmadan saklanmadan gün yüzüne çıkmasını sağlamak! "
Tüm grup onu başıyla onaylıyordu.
"Sizler, ayrıcalıklısınız dostlarım. Bizler, bir gün asıl saklanması gerekenlerin aşağılık muggle'lar olduğunu tüm dünyaya göstereceğiz! Baksanıza birbirlerine bile neler yapıyorlar! " Muggleların arasında tüm şiddetiyle süren II. Dünya savaşından bahsediyordu.
"Bir tane bile doğru işleri yok! Anlayamadıkları şeyden korkarlar, bilmediklerine zalimler! Kendileri dışında hiç bir şeyi düşünmezler! Yıllarca atalarımıza ettikleri zulümlerden bahsetmiyorum bile! Damarlarınızda akan kan onların en büyük düşmanı!" Muggle kelimesini söylerken ağzından dışarı taşan iğrenme öyle kuvvetliydi ki. Gruptan büyük bir alkış ve karanlık bir coşku tufanı kopmuştu.
"Walpurgis Şövalyeleri'ne hoş geldiniz. Burada size öğretilmeyenler öğretilecek. Ancak, buraya geldikten sonra dönüşünüzün mümkün olmadığını söylemek isterim. Kimseye bundan bahsetmeyeceksiniz. Dışarıda kendi aranızda konuşmayacaksınız. Ne görürseniz, ne duyarsanız unutacaksınız! Aksi şekilde davrananların korkunç şekilde cezalandırılacağını garanti ederim! Aramızda yalnızca bu yolu yürümeye layık olanlar devam edecek!" Yüzü, uğursuz bir biçim almaya başlamıştı. İçindeki karanlık tüm bedeninde büyük bir coşkuyla dolaşıyordu şimdi. Doğrusu son bir kaç gündür, ilk kez yeniden olması gerektiği gibi hissetmiş, aklını dolduran sorular dağılmıştı. Ne için çabaladığını kendine hatırlatıyordu.
Gruba yeni katılanlar ise, çocuğun son cümleleri yüzünden biraz gerilmişlerdi. Tam olarak neden bahsettiğini kavramaya çalışıyorlardı. Bir tek Vivien'in dünya umrunda değilmiş gibi görünüyordu.
"Bir sorunuz olduğunda, benden önce Lestrange, Avery, Nott ya da Mulciber'a gidin. Ayrıca her salı günü derslerden sonra burada toplanacağız. Bitince ise eğitiminiz başlayacak." Masanın en kenarına sinmiş olan Rosier'dan bahsetmemişti. Çocuğun son zamanlarda iyice sessizleşmiş olduğunu gözlemliyordu. Tereddütlerini seziyordu.
Çok geçmeden, Nott ve Mulciber diğerlerini toparlamış, onlara basitinden başlayarak Karanlık Sanatlar'ı öğretmeye koyulmuşlardı İlk büyüleri Reducto olmuştu. En başta tereddüde düşenler bile, öğrenmeye başladıkları bu güçlü büyü karşısında etkilenmiş, az önceki soru işaretleri silinip gitmişti.
Grup Tom Riddle'ın isteğine göre genişleyen odada, bir yanda çalışırken, Lestrange içindeki meraka yenilerek Tom'un yanına gelmişti. "Bir kaç gündür seni göremedim."
"İşlerim vardı. " Lestrange'in suratına dahi bakmadan cevaplamıştı.
"Eliza'yla epey vakit geçirdim. Davet edilmeye uygun. Bana olan zaafı kullanmamı kolaylaştırıyor. Bir dahaki toplantıya getireyim mi?"
"Olmaz."
Lestrange, Riddle'ın neden hayır dediğini anlamamıştı. Oysa ona bunu yapmasını söyleyen kendisiydi. "Peki ya Lyncia?"
"Gidip diğerlerine yardım et." diye hırladı Riddle aniden.
"Geçen gece Ortak Salon'da seni bekledim ama gelmedin. Bir sorun mu var biraz dalgın-" Lestrange ise durması gerektiğini anlamıştı ama, sorularına cevap arama güdüsü ağır basmıştı.
"Dediğimi yapmayıp konuşmaya devam edersen senin bir sorunun olacak! " Delici bakışlarını aniden Lestrange'ın gözlerine dikmişti. Çocuğun kullandığı son kelime canını sıkmıştı. Dalgın mı? Lord Voldemort mu?
Lestrange aldığı son tepki karşısında hiç bir şey demeyerek ağır adımlarla suratı beş karış biçimde Nott ve Mulciber'a katıldı. Riddle'ın kendisini bir hiçmiş gibi terslemesi ilk defa sinirine dokunmuştu. Bunun için yapabileceği pek bir şey yoktu. Karşı çıkamazdı. Yine de Riddle'a yanlış bir şey söylememişti. Olanı söylemişti. Ayrıca görünüşe göre bir şeyler saklıyordu ve bunun kızla bir ilgisi vardı. Şimdi, Riddle'ın verdiği bu tepkiden sonra iyice emin olmuştu.
Tom ise, oturduğu sandalyesinden kalkarak, bir hışımla oradan ayrılmıştı. Lestrange'in doğruyu söylediğini biliyordu.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pus (Tom Riddle)
FanfictionFırlattığı defterden geliyormuşcasına, zihninde yankılanan, yılanın tıslamasını andıran uğursuz bir fısıltı işitti. "Tom..." "Tom..." "Tom..." Hiç durmadan adını söylüyordu sanki. "Kurtulamazsın..." "Kurtulamazsın..." "Benden.." "Benden.." Yerde h...