Lyncia Dumbledore ile olan konuşmayı sayısız kez aklında tekrarlamıştı. Onun, hiç bir zaman diğerlerinin düşündüğü kadar beyaz olmadığı öğrenmek, sayısız soruyla doldurmuştu zihnini. Yine de asıl düşündüğü şey, Albusun vardığı sonuçtu. Haklıydı. Kalbi kırılmıştı. Riddle'a hiç bir zaman hissetmemesi gereken duygular beslemeye başlamıştı. Üstelik gittikçe artıyordu. Belki de biraz bundan korkmuştu. Bu olmaması gereken şeylerden. Kendisine yakıştıramıyordu. Böylesine korkunç bir yolda yürüyen, insanların hayatını karartmaya şimdiden başlamış böyle birine duymaya başladığı sevgiden utanmıştı. Ne olursa olsun, bir gün seçimlerini değiştirse bile bu yapmış olduğu şeyleri geri alır mıydı?
Yine de, nasıl yapacağını bilmese de, kalıp mücadeleye devam etmeye karar verdi. İşler öncekilerden de karmaşık hale gelmişti ama Dumbledore'un dediği gibi yeterince deneyecekti.
---------------------------------------------------------------------------------------
1 Eylül 1944 Saat 02:00
Uykusundan midesine giren şiddetli kramp ile acı içinde uyandı. Yatağından alelacele çıkarken burnundan aşağı inen sıcaklığı hissedebiliyordu. Lavaboya apar topar koştu. Vardığında, ağzına dolmuş kanı bir hamlede tükürdü. Şok içinde yüzüne bakıyordu. Ne oluyordu? Asasını eline alarak kanamayı durdurmaya çalıştı. Burnundan akan kan durmuyordu. Ağzı ise daha iyi durumdaydı. Defalarca yıkadı, yıkadı. Yarım saat sonra kendini toparlayabilmişti. Yine de fazlasıyla başı dönüyordu. Endişe içinde sendeleyerek yatakhaneye döndüğünde gözleri baş ucundaki saatle buluştu. 02:34
Göz bebekleri korku içinde büyürken, uzun süredir merak ettiği bir sorunu cevabını yavaş yavaş alıyordu. Buraya geleli tam bir sene olmuştu. Döndürücü ise, zamanının dolmaya başladığını haber veriyor olmalıydı.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabah olduğunda gecenin kalanında gözünü kırpmamıştı, kendini zorla Dumbledore'un yanına attı. Çok kısa bir süre önce ona sorduğu sorunun cevabını aldığını anlatıyordu.
"Anlıyorum. Evet, seni uyarıyor. Yine de ne kadar kaldığını söyleyemem."
"O halde göreceğiz." dedi kız bakışları dalgındı. Kendisine ne olacağının merakı ve korkusuyla boğuşuyordu.
"Lyncia." dedi Dumbledore.
Kız bakışlarını adama çevirmişti.
"Hiç konuştunuz mu?"
"Henüz değil. Yeniden iletişim kuracağım. Nasıl yapmam gerektiğini bilemedim."
Bu sırada Dumbledore hiç bir şey demeden, masanın kenarında duran kıvrılmış bir parşömeni kıza uzattı. Üzerinde bakanlığın mühürüne benzeyen, kırılmış bir mühür vardı.
Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulu
Armando Dippet ve Albus Wulfric Percival Brian Dumbledore'un dikkatine;
Her beş senede bir, Beauxbeauttons, Drumstang, ve Hogwarts arasında düzenlenen Üç Büyücü Turnuvası'nın bu yıl ev sahipliği yapma sırası Hogwarts'dadır. Fransa, Romanya ve Britanya Sihir Bakanlıklarınca verilen ortak karar neticesinde turnuvanın 15 kasım 1944 ile 15 Ocak 1945 Tarihleri arasında yapılacağını bu hususta, Okulda gereken düzenlemeleri ve duyuruları yapmaya başlamanızı, Ateş Kadehin'den çıkacak olan ismi en geç 1 Kasım 1944 tarihine kadar Baykuş yoluyla Bakanlığımıza bildirmenizi rica ederiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pus (Tom Riddle)
FanficFırlattığı defterden geliyormuşcasına, zihninde yankılanan, yılanın tıslamasını andıran uğursuz bir fısıltı işitti. "Tom..." "Tom..." "Tom..." Hiç durmadan adını söylüyordu sanki. "Kurtulamazsın..." "Kurtulamazsın..." "Benden.." "Benden.." Yerde h...