F.D.Y.B.S.

1.4K 155 117
                                        

Felaket Derecede Yorucu Büyücülük Sınavları'na bir hafta kala, S.B.D'lerden sonra ilk kez girecekleri bu yeni ve çok önemli sınav türü için tüm altıncı sınıfları bir telaş almıştı. Okudukları yedi sene boyunca aldıkları tüm notlar önemliydi evet ama, son iki senede seçtikleri dersler ve F.B.Y.S notları kariyer yollarını çizmek için en önemli şeydi. Slytherin binasında buna dikkat ediyormuş gibi görünmeyen üç kişi vardı.

Vivien, bir iki haftadır Sierra ve diğerlerinin anlayamadığı şekilde kendinde değilmiş gibi görünüyordu. Ağzından çıkan sınırlı sayılı sözcük, yemek yemek ve tuvalete gitmek dışında yaptığı sayılı eylem vardı.

Lyncia'nın değil kariyer planı, içinde bulunduğu zamanda daha ne kadar kalmasına izin olduğuna dair bir fikri bile yoktu. Vivien'in bu ani değişimi dikkatini çekmesine çekmişti, yine de Riddle'ın ona ne yaptığını öğrenmeyi istememişti. Biraz da umurunda değildi aslında. Olan olmuştu ve hala tek parça halinde nefes alıyordu.

Tom Riddle ise ekstra çabaya ihtiyaç duymuyordu.
------------------------------------------------------------
Cumartesi günü, Profesör Dumbledore ile McGonnagall'a rapor vermeyi bitirdikten hemen sonra, kahvaltı için büyük salon'a girdiğinde, olması gerekenden boş olması onu şaşırtmamıştı. Ne zaman bir sınav yaklaşsa, öğrenciler kendi hallerine çekilir, olabildiğince az ayak altında dolaşırdı. Şimdi, birbirinin peşi sıra dizilmiş dört bina masasında da, toplasanız yirmi öğrenci bulamazdınız.

Lyncia, Slytherin masasına yönelip, Riddle'ın yanına aniden oturduğunda, çocuk kahvaltısını yeni bitiriyordu. "Pek çalışıyor gibi görünmüyorsun. Neredeyse bir hafta kaldı."

"Sınavlara girmem için hayatta kalmam gerekir diye düşünmüştüm. Yemek yiyordum o yüzden." Riddle kendi tarzında bir şaka yapmıştı. Onu tanımazsanız ciddi olduğunu düşünebilirdiniz. Neyse ki aralarındaki iletişim, Lyncia'nın onun dilinden anlayacağı kadar gelişmişti. Özellikle de, Ian'la olan kavgalarından sonra Riddle'ın tarafını tutmasıyla.

"İşte ben de bu yüzden buraya geldim." diye cevapladı kız, ciddi görünse de, içinden kıskıs gülüyordu.

"Yemek yemekle harcayacakları on beş dakikanin bile peşine düşmüşler. Buna ihtiyaçları varsa sınava girmeseler de olur." diye fikrini belirtti Riddle.

"On beş dakikadır mı buradasın?" Kız hafifçe sırıtmıştı.

"Aslında... bir saat olmuş." Riddle gözlerini kapının üzerindeki saate dikmişti.

"Düello finali yarın mı?" Diye sordu Lyncia konuyu değiştirerek.

"Evet. Neden çekildin?"

"Sen neden çekildin? Sakın sınavlardan deme." Çocuğun gözlerine bakıyordu şimdi.

"Güç dengesizliği yaratırdım. Fazla kolay."  Diye omuz silkti çocuk. Elbette sebebi bir daha kontrolü kaybetme korkusuydu. Bu sefer herkesin içinde.

"Eh. Benzer sebepler o zaman." Diye cevapladı Lyncia tek düze bir sesle. Aslında artık kulübe ihtiyacı kalmamıştı.

"Yine de başlarında durmam lazım. İzlemeye gelecek misin?" Riddle kıza bu soruyu sormayı planlamıyordu fakat ağzından çıkıvermişti.

"Geleyim mi?" Yüzünde anlamsız ve mani olamadığı bir sırıtış belirmişti.

"Canın isterse." Diye cevapladı çocuk. Gel diyecek hali yoktu.

"Tamam. Israr ettiğin için geleceğim." Riddle'ın şaka kaldırma potansiyelinin genişlediğini bilerek takılmıştı. Çocuk ise gözlerini devirmekle yetindi. Yine de içten içe hoşuna gidiyordu sanki.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Pus (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin