Son bahar yerini kışa teslim ederken, son derece yağmurlu bir günde, gökyüzünde çakan şimşeklere hiç aldırmadan, bembeyaz kanatlı atların çektiği bir çiçeği andıran arabalar Hogwarts semalarında gözükmüştü. Okulda, biraz sonra gelecek öğrenciler ve ekibi karşılamak için tüm hazırlıklar yapılmış, Bakanlık bir kaç seherbaz görevlendirmişti. Tüm okul, özenle hazırlanan büyük Salon'da toplanmış misafirlerini bekliyordu şimdi. Lyncia ise bir defa şahit olduğu bu şölene bir kez daha izlemeye hazırlanıyordu.
Arabalar tek tek okula inerken, gölün üzerinde belirmiş devasa bir gemi de, kıyıya çıkartma yapmaya hazırlanıyormuş gibi yaklaşmıştı.
Profesör Dippet, Dumbledore ve Sihir bakanı, hep birlikte okulun ana girişinde, inmeye başlamış kafileleri karşılıyordu. İlk gelenler, Beauxbatons'lular olmuştu. Her biri, başlarındaki Madam Dupont' da dahil olmak üzere inanılmaz bir güzelliğe sahipti.
Islanmaktan memnun görünmeyen kızlar grubu içeri geçerken, hemen ardlarından koyu renkli kürklerine sarılmış bir erkek grubu hemen önlerinde yağmura aldırmaksızın yürüyen kara tüylü kastetiyle, siyah sakallı, orta yaşlarda, son derece sert bir mizacı olan adamı takip ediyordu. Bu adam Drumstrang'in profesörlerinden Darius Valentin'di.Hepsi içeri girdiklerinde, üstlerini değişip hazırlanmaları için kalacak yerleri gösterilmişti. Bu esnada, Dippet, Dumbledore ve Bagnold yeniden Büyük Salon'a dönerek her şeyin hazır olduğundan emin oldular. Dippet'in kulağına Lyncia'nın ilk kez gördüğü ve sihir bakanlığından olduğunu tahmin ettiği biri bir şeyler fısıldadığında, yaşlı adam ayağa kalkarak kürsüye yöneldi.
"Evet. İşte zamanı geldi. Misafirlerimiz, bu geceki şölende ve turnuva boyunca bize eşlik edecek. Sizlerden onlara Hogwarts'ın konuk severliğinizi göstermenizi istiyorum!" Dedi tüm okul büyük bir heyecanla alkışlayıp bağırırken.
"Beauxbatons Sihir Akademisi ve Profesörleri Madam Charline Dupont!" Diye duyurdu Dippet heyecanla. Bu esnada herkes adamı bırakıp ardına kadar açılmış Büyük Salon'un kapılarından Madam Dupont'un peşi sıra dans ederek içeri giren kızlara bakmaya başlamıştı bile. O kadar güzellerdi ki, erkek öğrencilerin çoğu şimdiden kendilerinden geçmiş vaziyette ağızlarının suyu akarak izlemeye başlamıştı bile. Hepsinin ay gibi parlak teni, sarının değişik tonlarında ışıldayan saçları vardı. Yüzleri ise Lyncia'nın daha önce de gördüğü gibi, benzersiz duru bir güzellikle aydınlanmıştı. Bu esnada kızın gözleri masanın ucundaki Riddle'a kaydı. Veela'lara olan tepkisini merak etmişti. Riddle ise istifini hiç bozmadan izliyormuş gibi görünüyordu, o sırada kızın kendisine baktığını fark etmişti.
"Çok güzeller. Lestrange'e sahip çıkmalıyım." Diye kıkırdadı Eliza. Aslında içten içe biraz gülmüyordu. Bu yüzden yanında oturup kızları hayran hayran izleyen çocuğun kolunu birden sıkıvermişti.
"Senden güzel değiller El." Diye göz devirdi Lyncia, bakışlarını yeniden önüne çevirerek. Tamam güzellerdi, ama abartmaya gerek yoktu.
Beauxbatons'un gösterisi sona erip kendilerine ayrılan yere geçtiklerinde, Dippet bir kez daha kürsüde göründü. "Ve Şimdi Romanyadan gelen misafirlerimiz. Drumstrang Büyücülük Okulu ve Profesörleri Bay Darius Valentin!"
Erkek öğrenciler bu defa kapılara az önceki kadar hevesli bakmıyordu. Fakat şimdi de kız öğrenciler benzer bir tepkiyle izliyordu. Valentin'in peşinden, büyük askeri bir gösteri yaparmış gibi giren birbirinden yapılı, koyu kahverengi kürklere sarılmış çocuklar içeri giriyordu. Hepsinin suratında aynı ifade vardı. Son derece kararlı görünüyorlardı. O sırada, Valentin'in hemen arkasında ilerleyen bir çocukla Lyncia göz göze geldi. Simsiyah, tepesinden toplanarak kısa at kuyruğu yapılmış saçları, up uzun boyu, belirgin çenesi ve karakteristik burnuyla son derece karizmatik ve yakışıklıydı. Dikkat çekmeyecek gibi değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pus (Tom Riddle)
Fiksi PenggemarFırlattığı defterden geliyormuşcasına, zihninde yankılanan, yılanın tıslamasını andıran uğursuz bir fısıltı işitti. "Tom..." "Tom..." "Tom..." Hiç durmadan adını söylüyordu sanki. "Kurtulamazsın..." "Kurtulamazsın..." "Benden.." "Benden.." Yerde h...