ALBUS'UN KALBİ

1.2K 121 110
                                    

21 Ağustos 1944

Lyncia, Profesör Dumbledore'un önünde otururken olan biten her şeyi bir çırpıda anlattı. Aslında buraya geldiği zamana dönmeye karar verdiğini söylemeye gelmişti artık. Son yaşananlardan sonra Riddle ile mücadele edecek gücü bulamıyordu kendinde. Bütün gece bunu uzun uzun düşünmüştü. Ha bire başa dönen bir çarktan başka bir şeye benzemiyordu çocuğun hareketleri. Bu tekrarlar ona başka bir yere varamayacağını düşündürüyordu.

"Bazı yaraların kapanmayacak kadar derin olduğunu unutmuşum." Dedi kız gözleri ayaklarının altındaki kırmızı halının desenlerindeydi. Albus'a bakmaya ve pes ettiğini söylemeye çekiniyormuş gibi bir hali vardı.

"Kalbin kırılmış Lyncia. " Albus kızı düşünceli gözlerle süzüyordu.

"Efendim sorun bu değil. Değişeceğini düşünmüyorum." Dedi adama hissettiklerini inkar edermiş gibi bakarken.

"Ah hayır. Sorun bu." Dedi Dumbledore oturduğu yerden ağır ağır kalkıp tavana kadar uzanan pencereye ilerlemişti. batmakta olan güneşin içeri sızdığı camın önünden göle bakıyordu.

Lyncia ise olan bitenin bu kadar basit olmadığına ikna olmuş haldeydi.

"Aksi takdirde Tom'un değişmeye başladığını ve her şeyi inkar ettiğini anlayabilirdin. Değişim ne kadar büyük olursa savaş da o kadar şiddetli olur. Unutma."

"Anlamıyorum efendim."

"Sana karşı olan hislerinin gerçek olduğunu düşünüyorum ve dediğin gibi ilk kez hissettiği bir şey. Öyle ki şu yaşına kadar bildiği her şeye, izlediği yola son derece ters. Haklı olduğunu biliyor." Kıza bakmaksızın konuşuyordu.

"Sizi onun gibi birinin böyle şeyler hissedebileceğini düşündüren şey ne?"

"Bir zamanlar onun gibi biri tanımıştım." Dedi kıza doğru dönerek. Yarım ay gözlüklerinin gerisinden bakıyordu. Bakışlarında Lyncia'nın anlayamadığı bir hüzün belirmişti.

"Kimi?" Dedi kız büyük bir şaşkınlıkla. Aklına Tom'a benzeyen bir isim geliyordu. Zamanında hakkında bolca okumuştu bu ismin. Yanlış hatırlamıyorsa bundan iki üç sene önce bizzat Dumbledore tarafından yakalanıp Azkabana gönderilmişti. Albus sessizliğini sürdüğünde Lyncia ismi söyledi.

"Gellert Grindelwald mı?"

Dumbledore başıyla hafifçe onayladı.

"Peki ama onun bu konuyla ne ilgisi var?" Diye sordu aniden kız. Bağlantıyı kuramıyordu.

Albus ise bakışlarını yeniden pencerenin dışına çevirdi. Bir süre sessiz kaldıktan sonra anlatmaya karar vermişti. "Gellert ile ben on altı yaşındayken tanıştık. Benden bir yaş büyüktü. Normalde Drumstang'de okuyordu ancak karanlık sanatlara olan tutkusu yüzünden okuldan uzaklaştırılmıştı."

Lyncia, Drumstang'in diğer okulların aksine karanlık sanatlara sıcak bakan, kısıtlı ölçüde öğreten bir okul olduğunu biliyordu. Böyle bir yerden karanlık sanatlara düşkün diye atılmak, meselenin boyutunu ortaya seriyordu.

"O sene, Godric's Hollow'a teyzesinin yanına geldi. Bathilda Bagshot'un. O zamanlar biz de orada oturuyorduk. Arkadaşlığımız hızlıca ilerledi. Kendisi her anlamda bana denkti. Tutkularımız benzerdi. Bir şeyin peşindeydik. En azından o zaman ben öyle sanıyordum."

Pus (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin