CADILAR BAYRAMI

1.6K 145 153
                                    

X

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

X. Bölüm

31 Ekim 1943

Hogsmeade'in ardından bir kaç hafta son derece durgun geçmişti. Cadılar Bayramının gelmesiyle birlikte süslemeler yerleştirilmiş Şatonun her yanından yarasalar fırlıyor, kocaman bal kabakları oyuklarından çıkan ışıkla havada öğrencileri karşılıyordu.

Lyncia ise bu süreçte Tom Riddle ile yeniden konuşma fırsatı yakalayamamıştı. İletişim kurmak için sürekli bahane bulmaya çalışmaktansa doğal biçimde konuşma fırsatı yakalayama çalışıyordu.

Meydana gelen yegane yenilik ise derslerden birinde eşleştiği Gryffindor Quidditch takımı kaptanı olduğunu bildiği Ian McDowell ile tanışması olmuştu. Kumral saçları ve mavi gözleriyle oldukça yakışıklı bir çocuk denilebilirdi. En azından pek çok kızın dikkatini çektiği kesindi.

Ian tanıştıkları günden sonra bariz biçimde Lyncia ile konuşmak için bahane yaratıp olmadık yerlerde karşısına çıkmaya başlamıştı. Genellikle Quidditch'den bahsediyor, önlerindeki maça gelmesi ya da ona süpürgede numaralar öğretmeyi teklif ediyordu.

Kendi zamanında Lyncia Slytherin takımındaydı. Kovalayıcıydı. Çocuğun bu cümbüşten her bahsetmesinde eski güzel günlere aklı gidiyor, midesi tuhaf bir kasılma ve burkulma hissiyle geçmiş günlere olan özlemini hatırlatıyordu.

O gün, Büyük Salondaki Cadılar Bayramı ziyafeti ve kutlaması başlamadan hemen önce, Eliza ile birlikte Büyük Salona açılan giriş holünü geçerlerken Ian yine peşlerine takılmıştı. Eliza ise onu her gördüğünde Lyncia'ya bakarak kıkır kıkır gülüyordu. Ona aralarında bir şey olmadığını ve çocuktan hoşlanmadığını izah etmesine rağmen bu duruma artık göz devirmekle yetiniyordu. Masalarına geçmeden önce biraz havadan sudan muhabbet ettiler. Sonra Lyncia çok acıktığını söyleyerek ve Eliza'yı da çekiştirerek doğruca Slytherin masasına geçti.

"Ne güzel konuşuyordunuz işte" diye eğlencesini sürdürdü Eliza, masanın ortalarında bir yere otururken.

Lyncia ise hemen yanına oturmuştu. "Kaç kere daha anlatacağım El?"

"Tamam tamam kızma, Gryffindorlu olması dışında bir kusuru yok. Ayrıca safkan bir aileden geliyor."

"Buna kafa yoracak halim yok."

"Tamam bir şey hissetmiyorsan bile quidditch'de sana bir şeyler göstermesine izin verebilirsin. Hem bu gerçekten eğlenceli olur. Ne zararı var?" Eliza'nın teklifi Lyncia'ya bir an için makul görünmüştü. Burada zamanının çoğunu öylece kendi başına düşünerek geçirmek onu daha da içine kapatıyor, üzerindeki yükü arttırıyordu. Belki, yapmayı çok sevdiği bir şey, bu oyun ona biraz olsun moral verebilirdi.

"Bizimkiler gösterse?" Diye karşı teklif sundu gene de. Slytherin olarak, özellikle de Lestrange ve grubuyla yeni yeni samimiyet kurmaya başlamışken buna böyle şeylerin gölge düşürmesini istemezdi.

Pus (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin